Gözler Dubai'deki iklim görüşmelerine çevrilmişken moda dünyası, giyimi hızlı ve şık bir şekilde dünyaya dönüştüren emisyonları azaltma yönündeki iddialı taahhüdünü nasıl yerine getirebileceği üzerinde çalışıyor. Büyük markalar karbon ayak izlerinde büyük kesintiler vaat ediyor; ancak çevreye verilen zararın çoğuna neden olan kısım üretim oluyor ve bu radikal değişimin faturasını birilerinin ödemesi gerekiyor.

Moda dünyanın en zarar verici endüstrilerinden biri olarak anılıyor. Tüm sera gazı emisyonlarının %2-%8'ini oluşturan tekstil alanındaki emisyonlar ayrıca kıt miktarda olan suyu emerek büyük miktarlarda kirlilik ve atık yaratıyor. 2018 yılında tekstil sektörü emisyonları 2030 yılına kadar yarıya indirme ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşma hedefini belirledi. Ancak ilerleme yavaş gerçekleşti. Oxfam yardım kuruluşuna göre, Britanya'nın aylık moda alışkanlığı bir kişinin tek başına 900 dünya turuyla aynı karbon ayak izini yaratıyor. 35 millik bir araba yolculuğunun, pamuklu bir gömlek yapmakla aynı çevresel zararı yarattığı belirtiliyor.

Hızlı modaya yönelik küresel iştah arttıkça istatistikler daha da kötüleşirken, giderek artan sayıda tüketici hızlı moda trendlerini takip ediyor. Endüstri, aynı zamanda önümüzdeki yıldan itibaren şirketleri tedarik zincirlerindeki emisyonları raporlamaya ve azaltmaya zorlayan Avrupa Birliği mevzuatına uyması gerektiğini ve tüm hazır giyim sektörü emisyonlarının yaklaşık %80'inin üretim aşamasında oluştuğunu belirtiyor.

Ancak küresel moda markaları, emisyonları 2050 net sıfır hedefine doğru azaltma sözü verirken tekstil ve hazır giyim üreticileri, markaların düşük karbon teknolojisine ve süreçlerine yatırım yapmanın mali yükünü kurumlarla paylaşmalarını talep ediyor.

Kaynak: Eco-Business
Yayınlayan: T.C. Ticaret Bakanlığı, Ticaret Araştırmaları ve Risk Değerlendirme Genel Müdürlüğü