“Anayasa Yapmak Milletin Devredilmez Temel Hakkıdır”-video

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 35. Girişim ve İş Dünyası Konseyi'nde yaptığı konuşmada, ne Türkiye'nin ne de dünyanın 2000'lerde kaldığını söyledi.

08 Haziran 2012
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 35. Girişim ve İş Dünyası Konseyi'nde yaptığı konuşmada, ne Türkiye'nin ne de dünyanın 2000'lerde kaldığını söyledi.

Tüm dünyada muazzam bir değişim olduğunu dile getiren Bakan Yazıcı, ''Dünyada bu değişim hem ekonomik aktiviteler, hem de sosyal gelişmeler bakımından oluyor. Bütçe açığı ekonomik göstergeler bakımından oldukça önemli. Türk ekonomisinde geçen yıl bütçe açığı yüzde 1,5 dolayında oldu. AB ülkelerinin pek çoğunda yüzde 3'ün üzerindedir. Merkezi Yönetim Borç Stoku alanında Maastricht kriterlerine göre yüzde 60'ı aşmaması gerekiyor. AB'nin özellikle Avro ülkelerinde Gayri Safi Milli Hasıla'ya oranı yüzde 80'lerin üzerindedir. Türkiye'de ise 2011'de yüzde 39,4 oldu. 2015'e doğru hedefimiz bunu yüzde 32'lere getirmek'' diye konuştu.
Bunların altında yatan en önemli faktörün, Türk milletinin sağladığı güven ve istikrar olduğunu anlatan Bakan Yazıcı, şöyle devam etti:
''Kamu yönetimiyle alakalı demokrasi, adalet, sosyal adalet, gibi kavramlar var. Bunların içinde güvenlik çok önemli. Sosyal güvenlik çıtasını yükseltmezseniz, toplum içindeki katmanlar arasında büyük ekonomik farklılıklar devam ederse, böyle bir ortam, yatırımcı bakımından güvensizlik unsuruna dönüşür. İmkanlar ölçüsünde bu alanlarda önemli gelişmeler yaşattık. Dünyada 1,5 milyar insan günlük bir dolarla geçinmek zorunda. Türkiye'de günde 1 dolarla geçinmek zorunda olan hiçbir birey kalmamıştır. Dünya ölçütlerine göre, dünyada 2,15 doların altında parayla geçinen insanlar yoksul olarak kabul edilen, Türkiye'de bu insan sayısı 2002 yüzde 3, bugün binde 21.  Günde 4,15 doların altında geçinen insan 2002'de yüzde 30, şimdi yüzde 3,5. Belki bunu görmüyoruz ama ülkemizde yaşayan insanların sosyoekonomik statülerini, yaşama zorluklarını giderme adına yaptığımız politikalar sayesinde o kesime karşı devlet olma gereğini yerine getirirken bir taraftan da müteşebbis açısından güvenli bir ortam oluşturuyoruz.''
-''Hukuk alanında önemli çalışmalar''-
Yazıcı, hukuk alanında da hükümet olarak çok önemli çalışmalar yaptıklarını belirterek, şu görüşleri iletti:
''Hukuk devletinde herkesin hukuk içinde olması gerekir. Kimse hukukun ne üstünde, ne altına olur. Toplumda her birey bunu hissetmeli. Bu konuda önümüzde muazzam bir proje var, anayasa. Anayasayı kim yapar?, Millet yapar. Bu hak devredilmez, tekel bir haktır. Bizim 5 anayasamız var. Son 2'si darbeler sonucu darbecilerin yaptığı anayasalardır. Türk milleti bugüne kadar doğrudan doğruya kendisinin anayasa yapma hakkını gerçekleştirebileceği, bunu elde edecek bir ortam elde edemedi. İlk defa bu hakkı elde ediyor. Genel seçimler öncesi bütün siyasi partiler bu konuda vaatte bulundular. Ondan önce de tüm STK'ların ittifak ettikleri alanların başında 82 Anayasa'nın değiştirilmesi vardı. Şimdi o zemin var. İnşallah Meclis yeni anayasa yapımını başarır.''
Yeni anayasa yapımının, Türkiye'nin çok çetrefilli sorunlarının da tasfiyesi bakımından çok uygun bir zemin hazırladığını dile getiren Yazıcı, şöyle devam etti:
''Komisyona gelirken herkesin o masa etrafına şartsız gelmesi önemliydi. Öyle de gelindi. İlk başta bazı şartlar oldu ama hiç kimse bir şartla o masaya oturmadı. Bu çok önemli. Daha önce yapılan bir değişiklik sonucu 12 Eylül darbesini yapanların yargı önüne çıkarıldığı bir süreçte, onların yaptıkları anayasanın da değiştirilmesi zarureti de sanırım bu anayasanın mutlaka yapılması bakımında önemli faktörlerden bir tanesi. Kısa özlü, sorun üreten değil, sorun noktalarını tasfiye edici, devletin yönetim şeması içinde yer alan kurumların yetki ve görev alanlarını net bir şekilde belirleyen, insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan ama çok detaya girmeyen, bir tüzük, yönetmelik gibi hususları içermeyen bir anayasa çıkartmayı başarırız. Buna inanıyorum, parlamento bunu başarmak zorunda. Kimsenin bundan kaçışı haklı gösterecek bir gerekçesi olamayacağı kanısındayım.''
-Yeni Türk Ticaret Kanunu-
Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun, ticaret erbabının hayatını kolaylaştırmak, temposunu, rekabet gücünü artırmak, kayıt dışılığı ortadan kaldırmak için çıkarıldığını dile getiren Yazıcı, ''İhtiyaçtan doğmuş bir değişiklik. Türkiye'nin bugün yürürlükte bulunan ticaret kanunu, 1957 tarihli. 55 model bir araçla Türkiye'deki ekonomik hayatın aktörleri faaliyetlerini yürütüyor. Dünya değişti. Ticarette bulunan enstrümanlar değişti. Değişen dünyada Türk sanayisi, esnaf, sanayici rekabet edemez. Bu ihtiyaçtan bu kanun çıkartıldı. Nadir olarak bütün siyasi partilerin ittifakıyla seçimlerden önce Meclis'te yasalaştırıldı'' diye konuştu.
Yeni kanunda 1535 madde bulunduğunu anlatan Bakan Yazıcı, şöyle devam etti:
''Çok teknik detayları düzenleyen bir yasa... Meclis'te değişik kesimlerden verilecek önergeler, kanunun belli maddelerinin değiştirilmesi birliğini de bozabilirdi. Değiştirildi, uygulaması 1 Temmuz 2012'ye ertelendi. Bu süreçte, amaca ulaşmayı engelleyecek maddeler varsa, düzeltilsin, elensin diye ertelendi. 2011'de çok tartışıldığını görmedim ama 2012 başından itibaren özellikle bazı yazarlar, 'Bu kanun şöyle cezalar getiriyor, ne yaparsanız hapse girecekseniz' diye yazınca bir hareketlilik getirdi. Sonra bir planlama yaptık 10 bölgede, toplantılar yaptık. Sonra ilgi-alaka arttı. Gelen tüm eleştirileri önerileri toparladık, değerlendirdik. Uzmanlar tekrar bir araya gelip çalışma yaparak, taslak hazırladık ve en son geçen Pazartesi günü dün bitirdiler, sanırım önümüzdeki hafta içerisinde ortaya çıkan taslak parlamentoya gelecek.''
Kanuna yapılan bazı eleştirileri kanunun bütünlüğünü bozmadan tartıştıklarını kaydeden Yazıcı, şunları aktardı:
''Bu kanunun felsefesini bütünlüğünü bozmamak gerekir. Bir kesim 'Bu kanuna hiç dokunulmasın', bir kesim de 'İş dünyası ne istiyorsa hepsini yapalım' dedi. Biz ikisine de uzak durduk. Tamam hiçbir kanun kutsal kitap değil. Önemli olan insanların ihtiyaçlarını gidermek. Sıkıntı varsa düzeltiriz ilk imkanda. Ama ne söyleniyorsa bunları yapalım da demedik. Yani arafta durduk. Taslak belki madde itibarıyla biraz fazla olabilir ama çoğu isim düzeltmeleridir, teknik unsurlardır. Taslak 55 maddeden oluşuyor. Bu kanun delik deşik oluyor diye düşünmeyin. Bunun aşağı yukarı 30 maddesi bu dediğim hususlarla ilgili. Kanunun getirdiği bir müesseseyi, işlem denetçisini tamamen kaldırmaya karar verdik. Ancak hukuk fakültesinden hocam beni aradı 'Hiç olmazsa işlem denetçiliğini sermaye azaltımı-artırımını da tekrar getirin, aksi durumda şirketler sermaye artırırken, azaltırken ya da birleşirken mahkemeye gitmek zorundalar. Mahkeme, bilirkişi tayin ediyor. 3 bilirkişi tayin etse, 4'er bin lira verse 12 bin lira eder'. Bunu da not ettik. Tekrar bunu görüşeceğiz. İnşallah bir değişiklik olmaz 1 Temmuz tarihinde yürürlüğe girmesi gerektiğine inanıyoruz, yetiştiremezsek bile bu düzeltmelerin birkaç ay sonra yapılmasının hiçbir mahzuru yok.''
Yazıcı, Türkiye'nin önemli sorunlardan birisinin cari açık olduğunu hatırlatarak, ''Dış ticaret farkından değil, o onun içinde büyük kalem. İçinde hizmet sektörü, transfer var. Hizmet sektöründe bizim fazlamız var. Cari açığı biraz daha aşağı çekiyor. Ancak ara malların ihracatı bu açığı yukarı çekiyor. 2012 rakamlarına baktığımız zaman bu ithalat ve ihracat arasındaki farkın kapanıyor olması izi sevindiriyor. Yatırım teşvik programı çok önemli. Bazıları bunu eleştiriyor olabilir. Yanlış da olabilir. Yaptıklarımız yanlıştı demiyorum ama demek ki beklediğimiz sonuçları tam olarak veremedi. Bu defa böyle geniş, kuşatıcı bir yatırım teşvik programı çalışması yaptık. Önümüzdeki günlerde Resmi Gazete'de yayımlanacak'' dedi.