10 Ayda 52 Bin 918 Ton Kaçak Akaryakıt Ele Geçirildi

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Enerji Gazetecileri ve Medya Derneği üyeleriyle bir araya gelerek akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele alanında yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Bu alanda çeşitli kurum ve kuruluşlarca gerçekleştirilen faaliyetler neticesinde ilgili bakanlık ve kurumların katılımı ile akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele faaliyetlerinin gözden geçirildiğin alınması gereken önlemleri içeren bir eylem planı hazırlandığını anlatan Yazıcı, bu çerçevede akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelenin daha etkin bir hale geldiğini, bu alandaki cezaların ve caydırıcılığın artırıldığını söyledi.

28 Kasım 2013
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Enerji Gazetecileri ve Medya Derneği üyeleriyle bir araya gelerek akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele alanında yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
 
Bu alanda çeşitli kurum ve kuruluşlarca gerçekleştirilen faaliyetler neticesinde ilgili bakanlık ve kurumların katılımı ile akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele faaliyetlerinin gözden geçirildiğin alınması gereken önlemleri içeren bir eylem planı hazırlandığını anlatan Yazıcı, bu çerçevede akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelenin daha etkin bir hale geldiğini, bu alandaki cezaların ve caydırıcılığın artırıldığını söyledi.
Yazıcı, eylem planının hedefinin, rekabetçi, şeffaf, kayıtlı bir sektör oluşturmaya dayandığını vurguladı.
 
Akaryakıt harici petrol ürünleri ithal eden kişi ya da kuruluşların mutlaka EPDK'nın izninin alması gerektiğini, daha sonra bu iznin ortadan kaldırıldığını anlatan Yazıcı, bu iznin kaldırılmasıyla bu alandaki ithalatın büyük ölçüde arttığını ifade etti. Yazıcı, bu nedenle bu uygunluk yazısının tekrar gündeme geldiğini ve EPDK'nın yeniden bu izinleri vermeye başlayacağını belirtti.
 
Akaryakıt kaçakçılarının kamuoyuna açıklanmasıyla ilgili yeni bir düzenleme getirdiklerini dile getiren Yazıcı, bunun henüz uygulaması olmadığını, olmasını da temenni etmediklerini kaydetti.
 
Yazıcı, yapılan yasal düzenlemelerden sonra akaryakıt kaçakçılığına karıştığı tespit edilen yaklaşık 150 tesisin mühürlendiğini ve EPDK tarafından faaliyetten men edildiğini bildirdi.
 
Kapasite raporu alan firmaların denetlenmesi kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca ocak-mart 2013 döneminde 38 firmada denetim yapıldığı bilgisini veren Yazıcı, 3 firma hakkında yasal işlem başlatıldığını belirtti. Yazıcı, kapasite raporlarında belirtilen miktardan daha fazla akaryakıt temin ettiği belirlenen 60 firma hakkında inceleme yapılması için Maliye Bakanlığının bilgilendirildiğini söyledi.
 
Yazıcı, müşterek denetimlerin de artırıldığını, 16 Temmuz 2012'den başlayarak 197 LPG dolum veya depolama tesisinde bulunan 915 tankta yapılan denetimlerde belirlenen usulsüzlüklere ilişkin soruşturmaların devam ettiğini kaydetti.
 
Akaryakıt ve madeni yağ firmalarının denetim programına alındığını anlatan Yazıcı, bakanlık denetim elemanlarınca geçen yıl 25 firmanın sonradan kontrole tabi tutulduğunu aktardı.
 
Bakan Yazıcı, akaryakıt antrepolarının denetlenmesi kapsamında 72 antrepo ve bunlara ait 630 tankın tamamının bakanlıkça denetlendiğini söyledi.
 
- Kaçakçılıkla mücadelede "özel ekip" dönemi 
 
Yazıcı, 2011, 2012 ve 2013'te toplam 2 bin 702 gümrük ve muhafaza memurunun göreve başladığını belirtti.
 
Akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelede "özel ekip" kurulması öngörüldüğünü ancak yaklaşık 1 yıldır bunun gerçekleştirilemediğini dile getiren Yazıcı, şöyle konuştu:
 
"Akaryakıt kaçakçılığıyla mücadeleyi daha güçlü hale getirmek amacıyla Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü koordinesinde, emniyet, jandarma, sahil güvenlik, gerekmesi halinde diğer mücadeleci kurumlardan da eleman alınması suretiyle 'özel timler, 'özel birlikler' kurulması öngörülmüştü. Bu konuda özellikle İçişleri Bakanlığında oluşan yorum farkıyla bunu oluşturamamıştık. Onu da çözdük. Sanırım önümüzdeki günlerde bu ekipleri faaliyete geçireceğiz. Belki bunlara ekipler vereceğiz. Bunlar programları kendileri belirleyerek, örneğin ucuz yakıt verdiğini söyleyen bir bayiye gidip sorgulama yapacak. Usulsüzlük durumunda buna uygun kararlarla gerekli müdahaleyi yapacaklar."    
 
- Akaryakıt ithalatındaki ÖTV düzenlemesi 
 
Akaryakıt ithal eden firmalara global teminat kapsamında bu yetkinin verildiğini anımsatan Yazıcı, firmaların 1 yıl içerisinde yapacakları ithalatın vergisinin teminatı olarak toptan bir teminat verdiklerini, ürünü tüketiciye sattıklarında ÖTV'yi ödediklerine ilişkin belgeyi gümrüğe getirdiğinde teminatın çözüldüğünü söyledi.
 
Son zamanlarda bu alanda sorun olduğunu gördüklerini ifade eden Yazıcı, şöyle konuştu:
 
"Bunu takip etmekte Maliye'nin herhalde bir müşkülat içerisinde olduğu anlaşıldı. Gümrük uygulamasından kaynaklanan bir sorun değil, ÖTV'nin tahsil edilip edilmediği noktasında bir sorun var. Gümrük ithalat işlemini tamamlamış, tamamlarken alması gerekli gümrük vergisini, KDV'yi almış Maliye'ye yatırmış ama tüketim aşamasında anlaşıldı ki bazı firmaların ÖTV'ye bağlı teminatlarında uzun süre bu teminatlara ilişkin hareketlilik yok. Bu alan dikkati çekti. Bunu bana intikal ettirdiler, Maliye'deki arkadaşlarla da görüşüldü. Hemen bir çırpıda oturduk, spekülasyona da yol açmadan bu uygulamayı kaldırdık. Bu uygulama ithalatçıya, ticaret erbabına kolaylık sağlamak amacıyla getiriliyor. Bu uygulamayı ortadan kaldırdık, geçen hafta yönetmelik değişikliği yayımlandı. Artık kim akaryakıt ürünü ithal ederse, ne kadar etmişse gümrük vergisini, KDV'sini ödeyecek, ÖTV'sinin teminatını da oradan ödeyecek, her parti için teminat ödeyecek. Tüketiciye arz edip ÖTV çözümüne ilişkin yazıyı getirince teminatını alacak."
 
Yazıcı'nın denetim sonuçlarına ilişkin verdiği bilgilere göre, kolluk güçleri, bu yılın 10 ayında 52 bin 918 ton kaçak akaryakıt ele geçirdi ve geçen yılki toplam kaçak akaryakıt yakalamasına 10 ay itibariyle ulaşıldı.

Daha sonra soruları yanıtlayan Yazıcı, akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele ekiplerine ilişkin soru üzerine bu ekibin merkezde 20  kişiden oluşacağını, bu sayının daha sonra artırılabileceğini söyledi.

Taşrada bu çalışma için en yakın mesafedeki kaçak istihbarat müdürlüklerinden, emniyetten takviye alabileceklerini belirten Yazıcı, kaçakçılığın yoğunlukla izlendiği bölgelere yoğunlaşılacağını söyledi. Yazıcı, "Bana göre 20 az ama bir uygulamaya başlayalım bunu artırırız. Bunların mekanını Bakanlığımız temin edecek. Elbette seyahat gibi harcamaları olacak. EPDK ile kaynaklarını sağlayacağız. Çünkü EPDK akaryakıtla mücadelede kaynaklarını vermekle mükellef" diye konuştu. 

Bu özel ekiplerin içerisinde polis ve jandarmanın da bulunması konusundaki itirazların ortadan kalktığını dile getiren Yazıcı"Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele ekipleri kolluk görevi yapanların birlikte çalışması anlamında bir tim olacak. Yeni bir istihdam yok, belli kurumlardan belirlenmiş elemanlar sadece bu alanda yoğunlaşacaklar" ifadelerini kullandı. 

Türkiye'de bu yıl içerisinde yakalanan kaçak akaryakıt bedelinin piyasa değerinin 130 milyon lira olduğunu kaydeden Yazıcı, başka bir soru üzerine de akaryakıt gibi parasal değeri olan ürünlerde kaçakçılık faaliyetinin ticaret yaşamında her zaman görüldüğünü ifade etti.

-  "Akaryakıt envanteri kaçağı ortaya çıkarır" 

Bakan Yazıcı, ticaret erbabının sorunlarını ortadan kaldırmak için global teminat getirdiklerini, aynı işi yapanların vergi kaçırmaya dönüştürülmesinin dürüst insanların zarar görmesi anlamına geldiğini belirtti.

Türkiye'nin akaryakıt envanteri çıkarması gerektiğini ifade eden Yazıcı, sanayide, akaryakıt harici şeklinde tüketim kalemlerinin çıkarılması halinde kaçak akaryakıt miktarının tespit edilebileceğini vurguladı. Yazıcı, yurt dışına çıkış yapanlara standart depo kapsamında akaryakıt getirme hakkı bulunduğunu ancak bazı vatandaşların bunu suistimal ettiğini anlattı. Yazıcı, şöyle devam etti:

"Bunu tamamen ticari faaliyete dönüştürenler var. Adam bir günde birkaç sefer giriş çıkış yapıyor. Geliyor ülkeye bir yere boşaltıyor tekrar yurt dışına çıkıyor. Örneğin Şırnak'tan Habur'a, Habur'dan Zaho'ya gidip geliyor. Sarp'tan gidiyor Gürcistan'a dolduruyor deposunu geliyor. Kontrollerde araç takip sistemi var. Habur'a gittiğimde 'bir bak dedim bu araç kaç gitmiş?' Dediler ki, '10 ayda 920 defa girmiş çıkmış.' Bunu da dikkate almak suretiyle bir düzenleme getirdik, dört defayla sınırlandırdık. Bir kişi ancak dört defa standart depo kapsamında yakıtla dönebilir. Bir ay içerisinde beşinci defa yurt dışına çıkmış dönüyorsa onun deposunu ölçüyoruz, deposundaki yakıtın tutarı, KDV, gümrük vergisi ne ise onu alıyoruz. Bu uygulamaya çok direnç oldu ama biz kararlılığımızı gösterdik artık yerleşti. Bazı araçlar altında tank yapıyor, deponun dışında yapıyor. Bunlar da sökülüyor. Bu yolla da getirilen önemli miktarda yakıt var."

- Yardım bidonuyla akaryakıt kaçakçılığı


Akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi için Hatay Valiliğinin önerisiyle bir önlem aldıklarını da bildiren Yazıcı, şunları söyledi:

"Uygulamaya geçirilmiş olması lazım. Türkiye'den Suriye'ye yardım kapsamında bidonlarla zeytin, zeytinyağı, yiyecek maddesi  götürüyorlar. Bunlar karşıya gidip boşalınca akaryakıt kaçakçılığına yarayacak bir araca dönüşüyor. Boyutları itibariyle önlem alınması gerekiyordu, hayvanların sırtında taşıyamayacağı tarzda. Yeni oldu, belki başlamamışlardır. Bazı boyutlardaki bidonlarla yardım gönderilemeyecek. 50-60 litrelik var. Onlarla götürmüyor. Onlar herhalde merkebin sırtında olmuyor, taşıyamıyor mu ne oluyorsa Vali Bey'in böyle bir önerisi vardı. 65 litre olanlar çok yoğun kullanılıyor. Onlarla da sınırlardan merkepler üzerinde kaçak yakıt getiriyorlarmış. Şimdi onu yasaklıyoruz. (50 litrenin üzerindeki bidonlar olmaz) diyoruz. Karşıya giden yardım ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor, boşalan bidon Türkiye'ye akaryakıt getirenin aracına dönüşüyor." 

- "Teminatların iadesini çabuklaştıracağız"


Bakan Yazıcı, akaryakıt şirketlerinin ithalatı sırasında istenen teminat mektubu tutarlarına yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Teminat uygulamasını değiştiremeyiz. Burada çözüm bu teminatların iadesini çabuklaştırmak. Başka işlemler dolayısıyla sadece akaryakıt değil diğer ithalatlar dolayısıyla da teminat veren ticaret erbabının teminatları geç aldıkları, bunun zaman kaybı olduğu yönünde yakınmaları vardı. Bunu denetim konusu yaptırdık, teminatı hızlandıracağım. Teminata (o gün git, bugün gel deme) arkadaşlarımız, teminatları hemen çözecekler. Yazılım programı gerekiyorsa bunu yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Yazıcı, gümrükteki beyan ile Maliye'deki beyan farklılığı nedeniyle ÖTV farklılığı oluştuğunu, bu durumun da Hazine'nın ÖTV gelirinden mahrum kaldığının tespit edildiğini söyledi. Bu sorunun çözümü için işlemleri elektronik ortamda Maliye Bakanlığına ilettiklerini belirten Yazıcı, "Yönetmelik değişikliğine sebep olan uygulama nedeniyle takip de yapılıyor. Global teminat uygulamamız dolayısıyla mükelleflerin ÖTV konusunda sorumluluk içerisinde oldukları bizim kanaatimiz. Elbetteki bunun büyüklüğünü, maliyetini tespit edecek, o tespiti yaparken de bizdeki bilgileri de paylaşacaklar. O çalışma sonucu ortaya çıkacak. Ben o kaybın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Önemli bir gelir toparlayacak oradan Maliye. Öyle anlaşılıyor" diye konuştu.

"(Akaryakıt bayileri) Atıl duruma geldiği için kapanmış olabilir" 

Başka bir soru üzerine limanlara yönelik incelemelerinde bazı antrepoların lisanslarının iptal edildiğini belirten Yazıcı, limanlarda gemilerin bağlanması için platform yapılması konusunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile çalışma yürüttüklerini bildirdi. Bu çalışmanın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Yazıcı, "Olacaksa bunun maliyetini sektör bile karşılar" ifadesini kullandı.

Bakan Yazıcı, başka bir basın mensubunun 2008 yılında ele geçirilen kaçak akaryakıt değerinin 8 milyon lirayken bu rakamın 2013 yılında 130 milyon liraya ulaştığını belirterek, "Kaçak akaryakıtla mücadele mi artırıldı, kaçak akaryakıt miktarı mı arttı?" şeklindeki sorusuna karşılık, akaryakıt kaçakçılığında yakalamaların arttığını söyledi. 

Yazıcı, "Akaryakıttaki fiyat değişikliğinin de burada etkisi var. O gün akaryakıt fiyatları daha düşüktü, bugün daha yüksektir. Belki seneye bunun altına düşerse İran'ın Cenevre'deki anlaşması dolayısıyla Türkiye'nin ithal ettiği akaryakıtta 10 dolarlık bir düşüşün Türkiye'ye yıllık katkısının 4,5-5 milyar dolar olacağı hesaplanmış. Bu doğru. Bu süreç öyle devam ederse parasal değeri dikkate aldığımızda belki seneye çok az fark olur. O zaman 'az mı yakaladınız' denilebilir. Ama yakalama, mücadele noktasında çok iyi durumdayız" değerlendirmesinde bulundu.

Akaryakıt bayi sayısının azaldığı yönündeki bir ifade üzerine de Yazıcı,  "Bayi sayısının azalmasına ilişkin bir tespitim doğrusu yok. Tahminimi söyleyebilirim. Büyük olasılıkla yasa dışı bir takım faaliyetleri gerçekleştirmek üzere kurulmuş ve bunu da gerçekleştiremeyince atıl duruma geldiği için kapanmış olabilir. Çok verimli olmayabilir. O müesseseyi  çalıştırmanın da bir maliyeti vardır. Belli miktarda günlük akaryakıt satması gerekiyor. Bunların kar marjları çok yüksek değil, 5-6 civarında kar marjıyla çalışıyorlar, vergileri falan hesapladığınız zaman belli miktarda günlük satışı olacak ki verimli hale gelsin" ifadesini kullandı.

 - Irak'a 5 yeni sınır kapısı

Türkiye-Irak arasında yeni sınır kapısı açılmasının gündemde olup olmadığına yönelik soruya karşılık Yazıcı, 2-3 senedir Irak ile yeni sınır kapısı açmaya yönelik çalışma yaptıklarını belirtti. Yazıcı, şöyle devam etti:

"Bunlardan ikisi Hakkari'de; Üzümlü ve Derecik gümrük kapıları. Üç tane de Şırnak'ta; Gülyazı, Aktepe ve Ovaköy. Irak ile biz 5 tane gümrük kapısı açma noktasında çalışmaları sürdürüyoruz. Hatta biz bu kapıların açılmasıyla ilgili iç hukuk prosedürlerini gerçekleştirmişiz. Bir yerin gümrük kapısı ilan edilmesi için Bakanlar Kurulu Kararı gerekli. Bu beşini Bakanlar Kurulu Kararı ile gümrük kapısı ilan etmişiz. Resmi Gazete'de yayımlanmış. Bir protokol parafe etmişiz. Bunu anlaşmaya dönüştüreceğiz ki kapılarımızı resmen yapmaya başlayalım. Bu kapılardan 3 tanesi bizim bildiğimiz anlamda bir gümrük kapısı olmaya müsait değil. Bunlar Üzümlü, Devecik ve Gülyazı. Bunlar sınır ticaret merkezi şeklinde faaliyet icra edebilecek gümrük kapılarıdır. Ama Ovaköy ve Aktepe tam gümrük kapısı. Bunlardan birisinde ortak bir lojistik merkezi de kurulabilir. Müzakerelerimizde bunları konuştuk Irak ile.  

Irak ile 2-3 yıldır üzerinde durduğumuz, başaramadığımız Habur üzerinde geçişi sağlayacak üçüncü bir köprünün yapılması. Bu köprünün yerinin belirlenmesi noktasında iki ülke heyetlerinin çalışmaları olmuş, bir mutabakat var. Ama bu köprünün bir ayağı Irak'ın bölgesel yönetim bölgesinde olması nedeniyle yapımı konusunda merkezi hükümetin bir iradesi olması veya bölgesel yönetimi bu konuda yetkilendirmesi lazım." 

Yakın zamana kadar başarılı olamadıkları bu konuda yeni bir formül üzerinde durduklarını belirten Yazıcı, mevcut köprünün genişletilmesi için Dışişleri Bakanlığına ısrar ettiklerini anlattı. İki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi üzerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na konuyu hatırlattığını kaydeden Yazıcı, "O da görüşmüş. Onay verecekler. Ben dün büyükelçiye de söyledim, böyle gelip gitmek iyi, gelin gidin ama iş görelim, bunu lütfen takip edin, diye. Sanırım yakında bir heyet geliyor. O heyete bu tür anlaşmaları imzalama yetkisi verilebileceğini ifade etti. Onun da gerçekleşmesi halinde biz bu kapılarla, bu köprüyle ilgili icraata başlar hale geleceğiz" şeklinde konuştu. 

Köprünün maliyetinin sorulması üzerine de Yazıcı, "30 milyon, 40 milyon, 50 milyon. Çok önemli bir şey değil. Yarısını onlar öder, yarısını biz öderiz. İş dünyasına bile ödetiriz onu. Parası da hazır Ulaştırma Bakanlığında. Enerji sektörüne de söylesek öderler, yaparlar" dedi.
 
Toplantıya ayrıca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Müsteşar Yardımcısı Remzi Akçin, Gümrükler Genel Müdürü Cenap Aşçı, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürü Abdullah Soylu ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akıllı da katıldı.