Altunyaldız 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi'nde Konuştu

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, "Fikri haklar sistemi, teknoloji, ekonomi ve ticareti birbirine bağlayan bir köprü olarak görülmektedir" dedi.

25 Nisan 2013



Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, "Fikri haklar sistemi, teknoloji, ekonomi ve ticareti birbirine bağlayan bir köprü olarak görülmektedir" dedi. 
Altunyaldız, 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi'nde yaptığı konuşmada, bu kongrenin Türkiye'de düzenlenmesinin Türkiye'nin sahtecilik ve korsanla mücadeleye ne kadar önem verdiğinin önemli bir göstergesi olduğunu belirterek, fikri hakların öneminin, sağladığı toplumsal fayda ile doğrudan ilişkili olduğunu kaydetti. 
Yaratıcılık ve yenilikçiliğin teşvik edilerek sürdürülebilir hale getirilmesinin, ekonomik büyümenin ve buna bağlı olarak istihdamın artırılmasının, teknolojik ilerlemeye katkıda bulunulmasının, fikri haklarla ilgili düzenlemelerin önemli çıktılarından olduğunu belirten Altunyaldız, şunları söyledi: "Bu nedenle fikri hakların düzenlenmesinde izlenecek strateji, hak sahiplerinin bireysel menfaatleri ile toplumsal menfaatler arasındaki hassas dengenin kurulmasında önemli rol oynamaktadır. Ayrıca fikri haklar sistemi, teknoloji, ekonomi ve ticareti birbirine bağlayan bir köprü olarak görülmektedir. 
Bu alan artık sadece bir hukuk kuralları bütünü olmayıp önemli ölçüde sosyal ve ekonomik boyutu olan bir olgu haline gelmiştir. Bugün, küresel ticaretin her geçen gün arttığı, ülkeler arasındaki rekabet ve etkileşimin derinleştiği bir küresel ekonomik yapının aktörleriyiz." 
Altunyaldız, uluslararası ticaretin geldiği muazzam büyüklük karşısında, artık işletmeler ve ülkeler açısından ayakta kalabilmenin ve sürdürülebilir bir rekabet avantajı kazanabilmenin yolunun önce bilgiye ulaşmak, ona sahip olmak ve değer zincirine katmaktan geçtiğini dile getirdi. 
Değerin ve zenginliğin yeni fikirler üreten, bilgiye sahip olan ve bunu kullanarak yeni teknolojiler geliştirebilenlere ait olduğu farklı bir dönemin yaşandığına işaret eden Altunyaldız, bilgi toplumuyla beraber anılan bilgi ekonomisinin temelde yaratıcılığa dayandığından, fikrî haklarla yakın ilişki içinde olduğunu ifade etti. 
Altunyaldız, fikri haklara konu ürünlerin ekonomik boyutunun bu şekilde ön plana çıkmasının, bu alanda diğer stratejilerle desteklenmiş ulusal politikalar üretilmesine neden olduğunu vurgulayarak, bu kapsamda ülkelerin artık yaratıcılığı ve yenilikçiliği teşvik ettiğinin gözlemlendiğini dile getirdi. 
-"Fikri ve sınai mülkiyet stratejisi oluşturulması elzemdir"- 
Altunyaldız, fikri mülkiyet haklarının artan öneminin, bu alanın salt hukuk kuralları ile kontrol altına alınması boyutunu aştığını belirterek, "Bu alanda daha iyiye gidebilmek için ülkelerin kültür, eğitim, bilim ve teknoloji, Ar-Ge, sanayi ve dış ticaret politikaları ile desteklenen bir fikri sınai mülkiyet stratejisini oluşturması elzemdir" dedi. 
Günümüzde rekabet üstünlüklerinin statik mukayeseli üstünlüklere değil, büyük ölçüde inovasyona ve bilgi ekonomisine dayandığını ifade eden Altunyaldız, şunları kaydetti: "Artık yeni zenginliklerin kaynakları, yeni fikirler ve bu yeni fikirleri içeren ürünler, hizmetler, süreçler ve çözümler olmaktadır. Arz zincirinde üstünlük sağlamanın ve küresel ticarette başarılı olmanın en önemli şartlarından biri Ar-Ge yatırımlarını artırarak teknoloji geliştirmek ve teknoloji geliştirenlerin haklarını korumaktır. 
Teknoloji küresel dünyada rekabet edebilmenin en önemli şartı halindeyken teknolojiyi geliştirmek ve geliştirenleri desteklemek özellikle gelişmekte olan ülkeler için çok önemlidir. İhtiyacı olan teknolojiyi kendi başlarına yaratamayan gelişmekte olan ülkeler için bu açıklarını kapatmalarının yolu ise teknoloji transferidir." 
Altunyaldız, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere gerçekleşen teknoloji transferinin devamı açısından da fikri hakların korunması gerektiğini belirterek, gerek üretim yapısını dönüştürmek, gerekse de ekonomik büyümeye daha kalıcı bir nitelik kazandıracak verimlilik artışlarını gerçekleştirebilmek için ülkelerin teknolojik alt yapısını güçlendirmesi gerektiğini söyledi. 
Bunun yolunun da teknoloji içeriği daha yüksek alanlara çekilecek dış yatırımlardan geçtiğini anlatan Altunyaldız, bu alanlara yatırım çekebilmenin de ancak fikri mülkiyet haklarının korunmasında sağlanacak etkinlik ile mümkün olduğunu vurguladı. 
-Sahte eşyaların gümrükte durdurulması- 
Altunyaldız, uluslararası çalışmalara göre, 2007 ile 2011 arasındaki 5 yıllık süreçte Türkiye'den gönderilen ve sahte/korsan şüphesi ile el konulan eşya sayısı ve yakalama sayısında kayda değer bir azalma yaşandığını belirterek,"Sahte ve korsan eşyaya ilişkin raporlarda Türkiye ile ilgili olarak yer alan veriler Türkiye menşeli ürünlere ilişkin değil, Türkiye'den gönderilmiş olan eşyaya ilişkin bulunmaktadır. Bu çerçevede, belirtilen bu veriler değerlendirilirken ülkemizin coğrafi konumu itibariyle bir transit ülkesi olduğu hususunun dikkate alınması gerekmektedir" diye konuştu. 
Ziya Altunyaldız, fikri ve sınai hak ihlallerinin kriminal boyutunun her geçen gün artmasının, terörizm, silah ve uyuşturucu kaçakçılığında olduğu gibi organize suçlara özgü karakteristikleri içermesi dolayısıyla gümrük idarelerince etkin denetimlerin yapılmasının yanında istihbarat ve soruşturma kapasitesinin de arttırılması gereğinin ortaya çıktığını ifade etti. 
Bu noktada gümrük idaresinde kolluk birimi olarak görev yapmakta olan Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünün gerçekleştirdiği kolluk faaliyetlerinin önem kazandığına işaret eden Altunyaldız, şunları kaydetti: "Sahte ve korsan eşyanın gümrüklerde durdurulmasına yönelik Bakanlığımızca kabul edilen başvuru rakamlarına bakıldığında 2010 yılı içinde 326, 2011 yılı içinde 620, 2012 yılı içinde 906 adet başvurunun Bakanlığımızca kabul edildiğini görmekteyiz. 
Böylelikle, son iki yıl içerisinde konuya ilişkin başvuru rakamları, yaklaşık 3 kat oranında ciddi bir artış göstermiştir. Fikri ve sınai hakların korunmasına yönelik bilincin ve bunun paralelinde Bakanlığımıza yönelik başvuruların gittikçe artması başvuru sürecinin daha kolay ve daha hızlı hale getirilmesi gerekliliği doğurmuştur." 
Altunyaldız, 1 Nisan 2013 tarihinden itibaren Bakanlığın resmi internet sitesinde yer alan program ile online olarak yapılmaya başlandığını belirterek, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da, fikri mülkiyet haklarının ihlali sonucu ortaya çıkan sahtecilik ve dijital korsanlık yoluyla satışı yapılan ürünlerin ayıplı mal olarak kabul edildiğini sözlerine ekledi.
Müsteşar Altunyaldız NTV'nin canlı yayın konuğu oldu