Bakan Canikli, Bir Gazetede Yer Alan "Bırakınız Geçsinler, Gümrüksüz Para Sahası" Haberine İlişkin Değerlendirmelerde Bulundu
Bakan Canikli, Bir Gazetede Yer Alan "Bırakınız Geçsinler, Gümrüksüz Para Sahası" Haberine İlişkin Değerlendirmelerde Bulundu
02 Mayıs 2015
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, bir gazetede çıkan "Bırakınız Geçsinler, Gümrüksüz Para Sahası" başlıklı habere ilişkin, "O haberde gündeme getirilen ifadelerin, yorumların hiçbirisi gerçeği kesinlikle yansıtmamaktadır" dedi.
Canikli, bir gazetede yer alan "Bırakınız Geçsinler, Gümrüksüz Para Sahası" haberine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'ye döviz ve altın benzeri kıymetlerin girişiyle ilgili 2013'te yayımlanan genelgenin uygulanmasında bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalındığını belirten Canikli, bu konuda özellikle ihracatçılardan şikayet aldıklarını anlattı.
Canikli, bunları dikkate alarak geçen günlerde bir düzenleme yaptıklarını anımsatarak, "Bunun üzerine bugün bir gazetede bu genelgeyle döviz girişinin sanki kara paraya eşitmiş gibi tamamen serbest bırakıldığı, artık para girişi açısından Türkiye'nin gümrüklerinin kevgire döndürüldüğü şeklinde, buna benzer bir yaklaşımla haber yapıldı. O haberde gündeme getirilen ifadelerin, yorumların hiçbirisi gerçeği kesinlikle yansıtmamaktadır" diye konuştu.
Döviz giriş ve çıkışıyla ilgili, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar'a göre bütün düzenlemelerin getirildiğine işaret eden Canikli, şunları söyledi:
"Bu karara göre, Türkiye'ye ilke olarak döviz girişi serbesttir. Dışarıdan döviz cinsinden sağlanan krediler ve şahsi sermaye niteliğindeki paralar, yolcu beraberinde getirilemez. Onu mutlaka banka yoluyla transfer etmesi gerekir. Ancak bunun dışında bütün dövizlerin Türkiye'ye girişi serbesttir. Beyan zorunlu değildir, hiç kimse de beyana zorlanamaz. Bunun dışında mal ve hizmet ihraç bedeli, transit ticarete ilişkin kazançlar, yabancı sermaye bedeli veya diğer kaynaklardan sınırsız bir şekilde elde edilen nakdin, gümrük giriş noktalarından yurda getirilmesi serbesttir. Bu nakdin beyan edilmesi zorunlu değildir. Eski genelgedeki hüküm aynen böyle. Bu hüküm, birebir yenisinde de korunuyor. Dolayısıyla bu anlamda hiçbir farklılık yok."
"Türkiye'ye gelen tüm dövizler beyana zorlanıyordu"
Canikli, 2013'te çıkan genelgedeki ifadeler olumsuz cümle ve kelimeler kullanılarak hazırlandığı için, Türkiye'ye giren dövizlerin tamamının gümrük girişlerinde beyana tabi tutulduğunu, bu nedenle de ciddi anlamda mağduriyetlerin ortaya çıktığını dile getirdi.
Buna, ihracatçıların elde ettiği dövizlerin Türkiye'ye getirilmesinin de dahil olduğuna vurgu yapan Canikli, şöyle devam etti:
"Türkiye, Irak ve Suriye başta olmak üzere etrafında çok ciddi sıkıntıları olan ülkelerle ticaret yapıyor. Oralarda bankacılık sisteminin yaygın olmadığını hatta hiç çalışmadığını biliyoruz. Dolayısıyla ihracatçılarımız, sattıkları mallar karşılığında elde ettikleri dövizleri, paraları büyük oranda Türkiye'ye beraberinde getiriyor. Başka çare de yöntem de yok zaten. Ya Irak'a, Suriye'ye ihracatınızı durduracaksınız ya da başka bir yöntem yok. İsterse beyan edebilir ancak beyana tabi değildir. Ancak uygulamada, 2013 yılındaki genelgenin ifade tarzı nedeniyle Türkiye'ye gelen tüm dövizler beyana zorlanıyor, kayıt altına alınmaya çalışılıyor, ayrıca cezalar tatbik ediliyor. Ciddi anlamda zorlaştırılıyor. Halbuki bu kanuna, mevzuata ve 32 sayılı karara aykırı. Bu tür dövizlerin kaynağı sorgulanamaz."
"Gümrük memurları her zaman beyan isteyebilir"
Bakan Canikli, gümrük memurlarının, elde gelen parayla ilgili herhangi bir bilgi, duyum ya da bir şüphe varsa o paranın beyanını isteyebileceğini kaydederek, "Bu hak her zaman vardır. Gümrük memurları her zaman bunun beyan edilmesini isteyebilir, kaynağını sorgulayabilir. Bunda hiçbir sınırlama söz konusu değil. Ancak eğer böyle bir belge yoksa, hiçbir şüphe gerektirecek bir durum söz konusu değilse, gümrük memurlarımızın da o paranın beyan edilmesini talep etmeleri zaten mevzuata aykırıdır" dedi.
Bu anlamda eski ve yeni genelge arasında hiçbir fark olmadığını ifade eden Canikli, sadece yanlış uygulamaların ortadan kaldırıldığını ve ifadelerin netleştirildiğini söyledi.
Canikli, kara para ya da illegal faaliyetlerden elde edilen, terörün ya da diğer yasa dışı kuruluşların finansmanı amacıyla getirilen dövizlerin girişinin kesinlikle yasak olduğunu vurgulayarak, gümrük yetkilisinin bunu tespit ettiği anda paraya el koyduğunu ifade etti.
"MASAK, kara para gibi konularda Türkiye'deki yetkili uzman kuruluş"
Canikli, girişte yapılan beyanın doğru olmadığının tespiti halinde bu durumun ilgili gümrük yetkilisi tarafından Mali Suçları Araştırma Kurulu'na (MASAK) iletildiği ancak cumhuriyet savcılığına bildirilmediğine ilişkin eleştirilerin bulunduğunu anlattı.
MASAK'ın, kara para gibi konularda Türkiye'deki yetkili uzman kuruluş konumunda bulunduğuna dikkati çeken Canikli, "Dolayısıyla o incelemeyi yapacak. Gerçekten kara para kapsamında ya da terörün finansmanı, illegal faaliyetlerin finansmanına yönelik bir döviz olduğunu tespit ederse zaten onu derhal cumhuriyet savcılığına bildirme mecburiyeti var. Ayrıca savcılığa bildirseniz bile savcılık, araştırma ve soruşturma için MASAK ya da uzman bir kuruluştan bilgi talep edecek. Dolayısıyla bu kadar ön yargılı bir yaklaşım olamaz" ifadelerini kullandı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, eski tebliğde nakdin beyan edilmesine yönelik bazı çelişkili ifadelerin bulunduğuna, yeni genelgede bu çelişkilerin giderildiğine değinerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu sadece yanlış uygulamayı düzeltmek amacıyla düzenleme yapılmış ve bu genelge bunun için çıkarılmıştır. Başka hiçbir amacı yoktur. Bu gazetede yer alan yorumların hiçbirinin gerçekle alakası yoktur. Tamamen dezenformasyon ve algı oluşturma operasyonudur. Burada özel bir olumsuz yorum yapılmıştır, kasıtlı olduğunu düşünüyoruz.
Ayrıca bizim genelgemiz gümrük memurlarıyla ilgili spesifik bir konuyu düzenliyor. Bu konuyla ilgili başka kurumların çıkardığı mevzuat da var. Memurlarımız onları da uygulamak zorunda."
Canikli, bir gazetede yer alan "Bırakınız Geçsinler, Gümrüksüz Para Sahası" haberine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'ye döviz ve altın benzeri kıymetlerin girişiyle ilgili 2013'te yayımlanan genelgenin uygulanmasında bazı sıkıntılarla karşı karşıya kalındığını belirten Canikli, bu konuda özellikle ihracatçılardan şikayet aldıklarını anlattı.
Canikli, bunları dikkate alarak geçen günlerde bir düzenleme yaptıklarını anımsatarak, "Bunun üzerine bugün bir gazetede bu genelgeyle döviz girişinin sanki kara paraya eşitmiş gibi tamamen serbest bırakıldığı, artık para girişi açısından Türkiye'nin gümrüklerinin kevgire döndürüldüğü şeklinde, buna benzer bir yaklaşımla haber yapıldı. O haberde gündeme getirilen ifadelerin, yorumların hiçbirisi gerçeği kesinlikle yansıtmamaktadır" diye konuştu.
Döviz giriş ve çıkışıyla ilgili, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar'a göre bütün düzenlemelerin getirildiğine işaret eden Canikli, şunları söyledi:
"Bu karara göre, Türkiye'ye ilke olarak döviz girişi serbesttir. Dışarıdan döviz cinsinden sağlanan krediler ve şahsi sermaye niteliğindeki paralar, yolcu beraberinde getirilemez. Onu mutlaka banka yoluyla transfer etmesi gerekir. Ancak bunun dışında bütün dövizlerin Türkiye'ye girişi serbesttir. Beyan zorunlu değildir, hiç kimse de beyana zorlanamaz. Bunun dışında mal ve hizmet ihraç bedeli, transit ticarete ilişkin kazançlar, yabancı sermaye bedeli veya diğer kaynaklardan sınırsız bir şekilde elde edilen nakdin, gümrük giriş noktalarından yurda getirilmesi serbesttir. Bu nakdin beyan edilmesi zorunlu değildir. Eski genelgedeki hüküm aynen böyle. Bu hüküm, birebir yenisinde de korunuyor. Dolayısıyla bu anlamda hiçbir farklılık yok."
"Türkiye'ye gelen tüm dövizler beyana zorlanıyordu"
Canikli, 2013'te çıkan genelgedeki ifadeler olumsuz cümle ve kelimeler kullanılarak hazırlandığı için, Türkiye'ye giren dövizlerin tamamının gümrük girişlerinde beyana tabi tutulduğunu, bu nedenle de ciddi anlamda mağduriyetlerin ortaya çıktığını dile getirdi.
Buna, ihracatçıların elde ettiği dövizlerin Türkiye'ye getirilmesinin de dahil olduğuna vurgu yapan Canikli, şöyle devam etti:
"Türkiye, Irak ve Suriye başta olmak üzere etrafında çok ciddi sıkıntıları olan ülkelerle ticaret yapıyor. Oralarda bankacılık sisteminin yaygın olmadığını hatta hiç çalışmadığını biliyoruz. Dolayısıyla ihracatçılarımız, sattıkları mallar karşılığında elde ettikleri dövizleri, paraları büyük oranda Türkiye'ye beraberinde getiriyor. Başka çare de yöntem de yok zaten. Ya Irak'a, Suriye'ye ihracatınızı durduracaksınız ya da başka bir yöntem yok. İsterse beyan edebilir ancak beyana tabi değildir. Ancak uygulamada, 2013 yılındaki genelgenin ifade tarzı nedeniyle Türkiye'ye gelen tüm dövizler beyana zorlanıyor, kayıt altına alınmaya çalışılıyor, ayrıca cezalar tatbik ediliyor. Ciddi anlamda zorlaştırılıyor. Halbuki bu kanuna, mevzuata ve 32 sayılı karara aykırı. Bu tür dövizlerin kaynağı sorgulanamaz."
"Gümrük memurları her zaman beyan isteyebilir"
Bakan Canikli, gümrük memurlarının, elde gelen parayla ilgili herhangi bir bilgi, duyum ya da bir şüphe varsa o paranın beyanını isteyebileceğini kaydederek, "Bu hak her zaman vardır. Gümrük memurları her zaman bunun beyan edilmesini isteyebilir, kaynağını sorgulayabilir. Bunda hiçbir sınırlama söz konusu değil. Ancak eğer böyle bir belge yoksa, hiçbir şüphe gerektirecek bir durum söz konusu değilse, gümrük memurlarımızın da o paranın beyan edilmesini talep etmeleri zaten mevzuata aykırıdır" dedi.
Bu anlamda eski ve yeni genelge arasında hiçbir fark olmadığını ifade eden Canikli, sadece yanlış uygulamaların ortadan kaldırıldığını ve ifadelerin netleştirildiğini söyledi.
Canikli, kara para ya da illegal faaliyetlerden elde edilen, terörün ya da diğer yasa dışı kuruluşların finansmanı amacıyla getirilen dövizlerin girişinin kesinlikle yasak olduğunu vurgulayarak, gümrük yetkilisinin bunu tespit ettiği anda paraya el koyduğunu ifade etti.
"MASAK, kara para gibi konularda Türkiye'deki yetkili uzman kuruluş"
Canikli, girişte yapılan beyanın doğru olmadığının tespiti halinde bu durumun ilgili gümrük yetkilisi tarafından Mali Suçları Araştırma Kurulu'na (MASAK) iletildiği ancak cumhuriyet savcılığına bildirilmediğine ilişkin eleştirilerin bulunduğunu anlattı.
MASAK'ın, kara para gibi konularda Türkiye'deki yetkili uzman kuruluş konumunda bulunduğuna dikkati çeken Canikli, "Dolayısıyla o incelemeyi yapacak. Gerçekten kara para kapsamında ya da terörün finansmanı, illegal faaliyetlerin finansmanına yönelik bir döviz olduğunu tespit ederse zaten onu derhal cumhuriyet savcılığına bildirme mecburiyeti var. Ayrıca savcılığa bildirseniz bile savcılık, araştırma ve soruşturma için MASAK ya da uzman bir kuruluştan bilgi talep edecek. Dolayısıyla bu kadar ön yargılı bir yaklaşım olamaz" ifadelerini kullandı.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, eski tebliğde nakdin beyan edilmesine yönelik bazı çelişkili ifadelerin bulunduğuna, yeni genelgede bu çelişkilerin giderildiğine değinerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu sadece yanlış uygulamayı düzeltmek amacıyla düzenleme yapılmış ve bu genelge bunun için çıkarılmıştır. Başka hiçbir amacı yoktur. Bu gazetede yer alan yorumların hiçbirinin gerçekle alakası yoktur. Tamamen dezenformasyon ve algı oluşturma operasyonudur. Burada özel bir olumsuz yorum yapılmıştır, kasıtlı olduğunu düşünüyoruz.
Ayrıca bizim genelgemiz gümrük memurlarıyla ilgili spesifik bir konuyu düzenliyor. Bu konuyla ilgili başka kurumların çıkardığı mevzuat da var. Memurlarımız onları da uygulamak zorunda."