Bakan Canikli, Gazetecilerin Gündeme İlişkin Sorularını Yanıtladı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Bakanlık Konferans Salonu'nda düzenlenen Ahilik Ansiklopedisi Tanıtım Toplantısı'nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

18 Eylül 2014


Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Bakanlık Konferans Salonu'nda düzenlenen Ahilik Ansiklopedisi Tanıtım Toplantısı'nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Davutoğlu'na yazdığı mektup konusunda görüşleriniz nedir?" şeklindeki sorusunu üzerine Canikli, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu'nun böyle bir yöntem ve içerikle mektup yazmasını ciddiyetsizlik ve samimiyetsizlik olarak görüyorum. Özellikle mektubun içeriğinde kullanılan ifadeler, Sayın Kılıçdaroğlu'nun karalayıcı, hakaret edici, küfür edici, adeta 'küfür üretim merkezi' gibi çalışma özelliğini değiştirmediğini bir kez daha ortaya koymuştur. Vatandaşlarımızın Türkiye'de gerginlik oluşturma noktasında kimin başı çektiği, kimin bu konuda daha önde bulunduğu hususunun belirlenmesi açısından da Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu açık mektubu bu yönüyle güzel bir örnektir.Hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de Sayın Başbakanımız bu dönemde gerginliklerin azaltılması ve daha sakin hareket edilen, sağduyunun öne çıktığı bir dilin kullanılması noktasında çağrıda bulundular. Esasında, siyasette devam eden gergin ortamın yumuşatılması açısından önemli bir çağrıydı ama maalesef Sayın Kılıçdaroğlu o gergin, kavgacı üslubunu devam ettirmek niyetinde gibi görünüyor. Aktarması gereken bir görüşü varsa daha medeni ve demokratik yöntemler kullanarak aktarması mümkündü."

Bir gazetecinin, IŞİD'in, Türkiye üzerinden petrol kaçakçılığı yaptığına yönelik iddiaları hatırlatması üzerine Canikli, "Söylendiği gibi, hiçbir şekilde IŞİD ile doğrudan ya da dolaylı olarak en ufak bir petrol ticareti, alımı satımı kesinlikle söz konusu değildir. Çok açık ve net olarak bunu ifade etmek isterim" diye konuştu.

IŞİD'e karşı hükümet olarak net bir tavırları olduğunu söyleyen Canikli, "Bugüne kadar terör konusunda en çok zarar görmüş ülkelerden birisi olarak, kararlı tutumumuzu hep ifade ettik. Bu, bugün için de geçerlidir. Bu gibi kararlar verilirken, Türkiye olarak kendi hassasiyetlerimizi, kendi vatandaşlarımızın menfaat ve çıkarlarını düşünmemiz, korumamız ve bu yönde karar almamız gerekmektedir. Bu bizim için olmazsa olmazdır. Bu yönüyle de son derece kritik ve hassas bir konudur" ifadelerini kullandı.
Kaçakçılığın her yönüyle önlenmesi için gerekli tüm tedbirlerin alındığını belirten Canikli, "O noktada herhangi bir zafiyet, eksiklik söz konusu değildir
" dedi.

Bank Asya'ya yönelik haberler
"Hükümete yakın medya tarafından bir bankayı batırmaya yönelik haberler yapıldı. Sektöre müdahale etmek sizce ne kadar doğru?" şeklindeki soru üzerine Canikli, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir bankanın hangi hallerde, mali yapısıyla ilgili gelişme olduğunda atılacak adımlar mevzuatlarda ayrıntılı şekilde belirlenmiştir. Bu konuyla ilgili olarak yetkililer de bellidir. Sizin sorunuzdan bankanın tüm mali yapılarıyla ilgili gelişmelerden haberdar olduğunuzu anladım. İşleyen bir banka ifadesi, bankanın tüm mali yapısıyla ilgili ayrıntılı bilgilere hakim olduğunuz gibi çağrışım yapıyor. Doğru mudur, bilmiyorum. Benim bu bilgilerden haberim yok mesela.
Bahsi geçen bankanın mali yapısını, gücünü ortaya koyabilecek, bir tedbir alınması gerekiyorsa, bunların alınması aşamasına gelinip gelinmediği bilgisine sahip değiliz. O bilgiler ilgili kurumdadır. O noktaya gelmişse, o adımların ilgili kurumlar tarafından atılması gerekir. Aksi halde özel dahi olsa, bankalar bir yönüyle kamusal faaliyette bulunmaktadır. Çünkü herhangi bir şekilde kamu tarafından el konulmak zorunda kalınırsa, ortaya çıkacak faturayı millet öder, devlet öder. Bankanın mali yapısı bu tedbirlerin alınmasını gerektiriyorsa, ilgili kurum da gereken müdahaleyi yapmak zorundadır. Aksi halde daha çok zarara uğranması halinde, kamu ileride daha fazla bedel ödemek zorunda kalacaktır. Daha çok mevduat sahibi zarar görme durumuyla karşı karşıya kalacaktır. Yoğun bir mevduat çekişi olmuş, karlılığında ve özkaynak yapısında ciddi bir bozulma meydana gelmişse, mutlaka mevzuatların gerektirdiği tedbirlerin alınması gerekir. Alınmaması da suçtur. Yanlış bir karardır. Sonuçta bedel kamuya çıkmaktadır."