Bakan Canikli TOBB Sektörel Ekonomi Şurası Programına Katıldı

Bakan Canikli TOBB Sektörel Ekonomi Şurası Programına Katıldı

21 Nisan 2015
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun teşrifleri ile gerçekleşen TOBB Sektörel Ekonomi Şurası programına katıldı.

Davutoğlu, TOBB Genel Merkezi'nde düzenlenen şurada yaptığı konuşmada, 8 Nisan'da 81 ilin temsilcileriyle birlikte olduklarını, 59 sektörden kadın ve genç girişimcilerin temsilcileriyle de bugün görüşeceklerini, sektör bazında Türkiye'nin sanayisini geliştirmek, üretimi artırabilmek için yapılacakları ele alacaklarını söyledi.
Siyasi karar mekanizmalarıyla ekonomik alanda çalışan özel sektör temsilcileri ve girişimcileri arasında sağlıklı istişare olmazsa, karşılıklı görüş alışverişi olmazsa Ankara'da aldıkları kararların kağıt üzerinde kalacağını belirten Davutoğlu, diğer taraftan bürokrasinin bu kararların hayata geçmesini birçok mevzuat engeliyle yavaşlatabileceğini de kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, "Eğer sizler, bizlerle sağlıklı iletişim kanallarına sahip olmazsanız sizin şirketleriniz bazında, sektör bazında geçtiğiniz stratejilerle bizim Türkiye'nin makro ekonomik gelişmesi ve makro stratejisi anlamındaki kararlarımız arasında bir irtibat olmaz" diye konuştu.

"Aynı  Frekansta Atmasını Sağlamaya Çalışıyoruz"
İddia sahibi oldukları için çok kötü şartlardaki karayollarını duble yollara dönüştürdüklerini vurgulayan Davutoğlu, ileriki dönemde ise bütün ana aksları otobanlara çevireceklerini söyledi.

Davutoğlu, "Çökmüş bir demiryolu ağına sahipken önce rehabilite ettik, sonra hızlı trene geçtik, şimdi yüksek hızlı trene geçiyoruz. İstanbul-Ankara 6-7 saat sürerken 3,5 saate indi. Şimdi hedefimiz 1,5 saate indirmek. Bunu şunun için zikrediyorum, hedefleriniz olacak, aynen sizin iş dünyasında yaptığınız gibi. Ama hedefler fizibiliteye dayanacak. Olabilir hedeflere dönük olarak da planlamalar yapılacak, hesap yapılacak. Hem ülkenin makro gelişmesi hem de vatandaşlarımızın mikro hayatlarının, kendi dünyalarındaki alanlarının genişlemesi icap edecek" diye konuştu.

Böyle bir mantıkla 62. Hükümeti kurduktan sonra orta vadeli programı, 25 öncelikli dönüşüm programlarını açıkladıklarını, değişik sektörlerle bir araya geldiklerini anımsatan Davutoğlu, toplumsal nabızla ekonominin nabzının aynı frekansta atmasını sağlamaya çalıştıklarını söyledi. 
Dünya ekonomisinde büyük sıkıntıların yaşandığı bir dönemde reel ekonomiyi harekete geçirebilmek için birçok tedbir aldıklarını belirten Davutoğlu, 25 öncelikli dönüşüm programlarını yeni bir atılımın, yeni bir niteliksel dönüşümün işaret fişeği olarak hazırladıklarını söyledi.
Davutoğlu, "Ne yapmaya çalışıyoruz orada? Katma değeri artıran bir üretim stratejisi, istihdamı artıran bir sosyal ekonomik politik anlayış, Ar-Ge'yi, teknolojiyi teşvik eden bilimsel alt yapının değişimini öngörün bir zihniyet transformasyonu. İthalatın ve ihracatın, ithalatı karşılama oranını artıran bir dış ekonomik strateji. Niteliksel anlamda dönüşümü teşvik edecek şekilde eğitimde bir reform, kaliteli, nitelikli insan yetiştirme stratejisi. Bunların hepsi biri diğeriyle bütünleşik, bir bütüncül stratejilerin bir parçası" diye konuştu.

''Sürümden Değil, Nitelikten Kazanmak İstiyoruz''
Bu hedefleri hep birlikte gerçekleştireceklerinin altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Her sektörde yeni, ulaşılabilir ve iddialı hedefler ortaya koyacağız. Her sektörde Ar-Ge'yi, tasarımı ve markalaşmayı teşvik edeceğiz. Ar-Ge önemlidir. Çünkü bugün rekabetçi bir dünyada teknolojiyi üretmedikçe, bunu en iyi şekilde ve en ucuz şekilde kullanmadıkça bir taraftan da demokrasiyi güçlendirmiş ve o anlamda bir Çin değilseniz, yani sendikal hayat ve demokratik alt yapı bağlamında da emeği ucuzlatma gibi bir şansın yok, aksine emeğin de hakkını daha fazla verme iddiasındaysanız tek yolu var Ar-Ge'yi, teknolojik alt yapıyı genişletip her türlü katkıyı sağlayacaksınız.''

Yatırımı teşvik paketine bakıldığında Ar-Ge yatırımlarına 5. bölge teşviki verildiğini anımsatan Davutoğlu, Başbakan olduktan sonra ''Nerede bir Ar-Ge yatırımı varsa, açılışında mutlaka bulunacağız'' sözü verdiğini kaydetti.

"İktidarı Bekleyen Tehlike Seçim Ekonomisidir, Popülizmdir"
Başbakan  Davutoğlu, Avrupa'da, avro bölgesinde yüzde 1'e ulaşmayan, Latin Amerika'da yüzde 1,3 kalkınmanın Türkiye'de de yüzde 2,9 olarak tespit edildiğini ancak bunun yeterli olmadığını yüzde 5 ve daha ötesinin sağlanması gerektiğini anlattı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçimler yaklaşırken iktidar ve muhalefeti bekleyen iki tehlikenin bulunduğuna işaret ederek,  şöyle konuştu:
"İktidarı bekleyen tehlike seçim ekonomisidir, popülizmdir. Nasıl olsa iktidarın, suyun başındayım, şu vanaları öyle bir açayım ki herkes biraz su içsin, sonra oyunu bize versin, sonrası Allah kerim. Allah her zaman kerim de bizim görevimiz o bize sunulan imkanları en iyi şekilde değerlendirmek. 90'lı yıllarda böyle yapıldığı için iktidarda olan partiler suyun başındayım düşüncesiyle suyu tükettikleri için daha sonraki dönemde ya iktidarı kaybettiler ya da iktidara geldiklerinde verdikleri sözü yapamaz hali geldiler. Biz bunu yapmadık, hiç bir zaman yapmadık. 2002'de de yapmadık, şimdi 2015 seçimlerine giderken de yapmadık." 

Davutoğlu, 62. Hükümeti kurduklarında hükümet programının 8 aylık olmadığını, 2023'e giden bir iktidarın 9 yıllık programını yazdıklarını ifade ederek, "Biz şunu biliyoruz, inşallah 7 Haziran'daki seçimle tekrar emanet bize verilecek. 8 Haziran günü o suyu da o kaynağı da kullanacak olan yine biziz. En iyi şekilde en etkin şekilde onu kullanma planı içinde olmamız lazım. Bundan hiç şüphemiz yok" değerlendirmesinde bulundu. 

 "Gelecek Nesillerin Sermayesini Bugünden Harcamayacağız" 
Davutoğlu, doğum yapan kadınlara, esnafa, emeklilere, tarım kesimine sosyal destekler verdiklerini, bir kuruş borçlarının bulunmadığını, tarım destek ödemelerini yaptıklarını hatırlattı.
Esnafa, KOBİ'lere her türlü imkanı sağladıklarını, ancak bütçe disiplinini hiç bozmadıklarını kaydeden Davutoğlu, bütçe disiplini bakımından Türkiye'nin Avrupa'nın en iyileri arasında yerini aldığının altını çizdi.
Bütçe açığının yüzde 0,7'e ulaştığını hedefin de 2017 yılında bütçe açığının yaşanmaması olduğunu belirten Davutoğlu, "Şunu yapabilirdik, 'Seçime gidiyoruz, herkese bol keseden bazı sözler verelim'. Ama bedelini yine halk öder. En ciddi ahlaki yozlaşma, ekonomide yapamayacağı sözü verip ya da iktidardaysa kısa dönemli hesap yapıp milletin uzun dönemli geleceğini riske etmektir. Biz bunu yapmadık, yapmayacağız. Ne olursa olsun seçim ekonomisi uygulamadık, uygulamayacağız. Verdiğimiz sözü yerine getireceğiz. Ama gelecek nesillerin sermayesini bugünden harcamayacağız" diye konuştu.

"Bizim Meselemiz, Büyük Makro Hedeflere Sizlerle Birlikte Yürümektir"
"Bizim meselemiz, muhalefet partileri ile bir tür ekonomik yarışa çıkmak değil; bizim meselemiz başta zikretmiş olduğum büyük makro hedeflere sizlerle birlikte yürümektir" diyen Davutoğlu, bu gündemlerin geçici olduğunu söyledi.
Seçim kampanyaları içinde birçok şeyin söylenebildiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Birçok vaatler verilir ama tarihi yazanlar, seçimlerden sonra iktidarı hakkı ile ve milletin hukukunu koruyarak gözetenlerdir. İşte geçmişte büyük ekonomik hamleler yapılan dönemlere bakıldığında istikrarla kurulan hükümetlerin, istikrarla yürüyen hükümetlerin güven ve itibar ortamında önünü görerek politikalar geliştirmelerinin etkisi görülür. 
Hala rahmetli Özal'ın 80'li yılların başındaki vizyonu, hepimiz için zihinlerde büyük izler bırakan bir tarihi kesit olarak akıldadır. Hala rahmetli Menderes'in Türkiye'yi demokratikleşme yanında kalkınma alanında ve altyapı, başta karayolları olmak üzere, sağladığı büyük atılım gözlerdedir ve nihayet bu anlamda bir büyük hamle de AK Parti iktidarları ve sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde gerçekleştirildi.
Buradan şunu bir kez daha teyiden söylüyorum; 2023 hedefleri doğrultusunda kim ne derse desin, kim ne tür irrasyonel, hayalperest tavırlar içerisine girerse girsin; biz AK Parti iktidarları olarak reel ekonominin gereğini yapmaya devam edeceğiz. 90'lı yıllarda dünya büyürken bu yanlış yaklaşımlarla Türkiye ekonomisi küçüldü ve krize girdi. 2000'li yıllarda dünya ekonomisi küçülürken akılcı ve rasyonel politikalarla ekonomi hem o hasta dönemden çıktı, rehabilite edildi, hem büyük hedeflere hep birlikte yürüme becerisi, kabiliyeti, gücü gösterildi. Önümüzdeki dönemde, 2023'e doğru giderken de birlikte, kamu ve özel sektör olarak hep birlikte Türkiye'yi küresel ekonominin en güçlü 10 ülkesi arasına sokmak için çalışmaya devam edeceğiz"


TOBB'un içinde bulunduğu tüm sektörlere güvenlerinin tam olduğunu belirten Davutoğlu, bir atılım hamlesinin başlaması ile Türkiye'nin genel ekonomik performansı ve üretiminin büyük bir güç ve kapasiteye ulaşacağına emin olduklarını söyledi.

Şuraya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da katıldı.