Bakan Tüfenkci, sebze-meyve fiyatlarını düşürecek adımı anlattı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci TV Net Ankara Temsilcisi Ahmet Rıfat Albuz’un gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

19 Ocak 2017
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, TV Net Ankara Temsilcisi Ahmet Rıfat Albuz’un gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Anayasa Değişikliği Teklifi, terörle mücadele, sicil affı ve sebze-meyve fiyatlarındaki fiyat artışı özel röportajda öne çıkan konu başlıklarıydı.
 
Bakan Tüfenkci sebze ve meyvedeki fiyat artışlarının önüne geçmek için atılacak adımları anlattı, “Birlikleri ve tarım satış kooperatiflerini harekete geçirerek, çiftçiyi aracıya muhtaç etmeyeceğiz” dedi.  

Bakan Tüfenkci'nin konuşmasından bölümler şöyle:

 
 
Anayasa Değişiklik Teklif

Muhalefetin gerilim üreterek Meclis’i engellemeye çalışan bir siyaset ve programı olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Genel anlamda daha çok gerilimli geçmesi bekleniyordu ama bu beklenti gerçekleşmedi. Muhalefet özellikle CHP kendine yakışan şekliyle hareket ediyor, Meclis’i çalıştırmama bu Anayasa’yı Meclis’ten geçirmeme üzerine bir strateji izliyor. Geçtiğimiz hafta Meclis’te kavga çıkararak bunu gerçekleştirmeye çalıştı olmadı çeşitli şekillerde tahrik ederek çalıştı ama genel olarak grubumuz birbirine kenetlenerek dimdik ayakta. Önemli olan maddelerin geçmesi felsefesi ile hareket ederek Meclis’te maddeleri Allah’a hamdolsun fire vermeden geçiriyor. İnşallah bu hafta sonuna kadar ikinci tur oylamaları firesiz şekilde sonuçlandırıp, nihayetinde son sözü söyleyecek milletin önüne bu Anayasa değişikliğini Meclis olarak götürebiliriz. O zaman Meclis görevini gerçekten yapmış olur. Netice itibariyle Meclis’te ne derseniz deyin son sözü her zaman olduğu gibi millet söyleyecek ve millet de en doğrusunu söyler diye düşünüyorum.

Chp’nin Anayasa Değişiklik Tutumu

Ana muhalefet bu işin rejim değişikliği olduğu yönünde ısrarı var ama baktığımız zaman böyle bir şey yok. Yönetim sisteminin değişimi var ve yönetim sisteminin değişimi de ilk defa bizim zamanımızda AK Parti zamanında dillendirilen bir şey değil. Rahmetli Türkeş’in, Erbakan’ın, Turgut Özal’ın ve Cumhuriyet’in kurulması ile beraber birçok defa yönetim sistemi değişmiş bir Türkiye var. Şimdi de bir yönetim sisteminin değişmesine yönelik bir Anayasa değişikliği var ve bununla beraber HSYK’nın yapısında değişiklik, seçilme yaşının 18’e düşürülmesi var.

Burada da çarpıtarak sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’nın ilk 4 maddesi değiştiriliyor gibi, rejimin nitelikleri değiştiriliyor gibi bir havaya sokarak insanları tahrik etme ve gerilim, kamplaştırma stratejisi izlenmeye çalışılıyor ama millet bunu görüyor, böyle bir şey olmadığını da görüyor. Kurumlarının yerli yerinde devam ettiğini de görüyor, sadece yönetim sistemini değiştirerek Türkiye’nin hedeflerine ulaşma noktasında atılan adımlar olduğunu görüyor. Onun için ana muhalefet partisinin çok tahriklerine ve çabasına rağmen ne Meclis’te ne de millet nezdinde amaçlarına ulaşacaklar.
 
AK Parti ve MHP Üzerine Düşeni Yapıyor

Netice itibariyle bu Anayasa iki partinin uzlaşarak Meclis’e getirdiği ve akabinde millete götüreceği bir metin. Dolayısıyla ne tek başına AK Parti’nin ne de MHP’nin metni ifade edilebilir, bu iki partinin ortak metni olarak kamuoyunun ve Meclis’in huzuruna geldi, milletin huzuruna da gidecek. Dolayısıyla iki partide bu Anayasa değişikliğinin hayata geçmesi noktasında gerek millet nezdinde gerekse Meclis nezdinde üzerine düşeni yapmak zorunda ve bugüne kadar da Meclis’te iki parti de üzerine düşeni yapıyor. İnşallah milletin huzuruna gittiğimizde de iki parti de Anayasa değişikliği için kampanyalarını sürdürecek.
 
AK Parti’nin Referandum Hazırlığı

Genel merkezimiz planlıyor, program dâhilinde hangi mecraları kullanacakları, nasıl kampanya yürüteceğimizi yetkili organlarımız çalışmalarına son sürat devam ediyorlar. İnşallah Meclis’ten geçtikten sonra da kısa sürede kamuoyu ile paylaşacaklar. Ben inanıyorum ki her zamanki gibi AK Parti başarılı bir kampanya ile milletimize bu Anayasa değişikliğine niye ihtiyaç duyulduğunu anlatacak ve milletimiz de kararını verecek diye düşünüyorum.
 
MHP’ye Bakanlık Verilmesi

Teorik olarak her şey mümkün.  Cumhurbaşkanlığı Sistemi olduğuna göre bu konuda karar verecek kişi cumhurbaşkanımız olacak, 2019’da seçildiğinde takdir onun.  
 
Yönetim Şeklinin Değişmesinin Terör Saldırılarına Etkisi

Terör saldırılarını tek başına Anayasa değişikliğine bağlamak doğru değil ama şu bir gerçek; terör örgütleri son zamanlarda terör saldırılarını artırdılar. Bir gün bakıyorsunuz DEAŞ, bir gün PKK bir gün bir başka örgüt bu saldırıları yapıyor ve bunu halkın kitlesel olarak bulunduğu yerlerde halkta korku, panik oluşturmak adına yapılan saldırılar bunlar.  Terör saldırılarına paralel olarak bir de ekonomik terör saldırıları başladı, ekonomiyi çökertmek adına bir takım güçlerin birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Tıpkı insanları paniğe sevk etmek korkutmak adına yapılan eylemler gibi girişimler ortaya koyuyorlar. Bu Türkiye yeni bir terör saldırısı altında değil geçmişte de çeşitli terör örgütleri ile mücadele eden bir ülkeyiz.
 
Bu konuda da son derecede hassasız ve 15 Temmuz gibi gerçekten terörün en büyüğünü yaşadık. Bu terör örgütünün harekete geçirdiği bir takım diğer terör örgütleri ve lobileriyle beraber 15 Temmuz’dan sonra Türkiye üzerine daha fazla geldiklerini görüyoruz. Adeta 15 Temmuz niye olmadı diye hayıflanan bir takım yurt içi ve yurt dışı kesimlerde ekonomik anlamda Türkiye’yi dize getirmeye çalıştılar ve çalışıyorlar. Ama Allah’a hamdolsun ne korku ve kargaşa oluşturarak nede ekonomik anlamda yıpratmalarla başarılı olamayacaklar.
 
Biz birbirimize kenetlendiğimiz sürece biz birlik beraberlik içerisinde hareket ettiğimiz sürece tahriklere kapılmadığımız sürece ve kaynağını bildiğimiz sürece Allah’a hamdolsun bu Türkiye’yi dize getiremeyecekler.
 
Sicil Affı

Baktığımızda 12,5 milyon kişi ve kurum, işletme bundan etkilenip faydalanacak. Geçmişte şu veya bu nedenle çekini, senetini, kredisini, kredi kartını, bireysel kredilerini ödeyemeyenler sonradan ödese bile kara liste denilen 5 yıl boyunca onu etkileyecek sicili var buralarda yer aldığı için iki krediyi almakta zorlanıyordu yâda bankalar vermiyordu.
 
Şimdi yapmış olduğumuz düzenleme ile siz çek ve senetlerinizi borç ve senetlerini ödemişseniz yâda 6 ay içinde öderseniz veya yeniden borçlarınızı yapılandırmak istiyorum diye bankaya müracaat ettiğinizde banka bu yapılandırmayı kabul ettiğinde artık o sicildeki şerhler banka tarafında dikkate alınmayacak ve size yeni bir beyaz sayfa açılacak ve siz yeniden kredi olanaklarına kavuşabileceksiniz. Yâda bireysel kredi ve kredi kartı kullanabileceksiniz ticari kredilerin önü açılmış olacak. Bankaların uygulamaları çok önemli yasa meclisten geçti resmi gazetede yayınladık sonrada dikkatli şekilde izleyeceğiz eğer biz bu şartları taşıyan insanlara oradakiler Ankara’da kiler ne derse desin ben kendi listeme bakarım diyen bankalara da doğrusu acımayacağız gereken neyse yaptıracağız. Çünkü biz 2017 de insanlarımızın bir beyaz sayfa açarak oradan devam etmesini istiyoruz. Bu noktada sicil affının önemli bir görev itfa edeceğini düşünüyoruz. Çünkü biz o kadar krediler ve teşvikler veriyoruz. Esnafa yeni krediler vereceğiz ama baktığımızda esnaf ve işletmelerin geçmişteki bu tür sıkıntılarından dolayı krediye erişemediğini sıfır faizli vermiş olduğumuz kredileri dahi kullanamadığını görüyoruz. Dolayısıyla ekonominin çarklarının hızlı bir şekilde döndürülebilmesi özellikle küçük esnaf ve işletmelerimizin Kobilerimizin ekonominin bel kemiği olan bu küçük işletmelerin ayakta kalabilmesi için bu gerekliydi ve bunu hayata geçirdik.
 
Bankaların Faiz Oranları
 
En üst düzeyde Cumhurbaşkanımız tarafından gerekli tavsiyeler yapılıyor, dikkatler çekiliyor. İlgili Bakan arkadaşlarımız çok yakından bu uygulamaları takip ediyorlar ve piyasa şartlarının üzerine çıkan veya piyasa şartlarını zorlayan bankalarla ilgili gerekli uyarıları yaptıklarını biliyorum. Biz piyasanın kendi şartları içerisinde işlemesini istiyoruz ve hiçbir bankanın ve ya finans kuruluşunun haksız kazanca yol açmaması gerekir. Ve özellikle de gününden önce kredileri çağırma gibi veya yabancı bankaların burada vermiş oldukları leasingleri günü gelmeden çağırmalarını da doğru bulmuyoruz. Gerekli adımları da eğer böyle bir uygulamaları varsa gerekli şekilde takip edip gerekli adımları da atıyoruz.

Gümrük Birliği

Tabi Gümrük Birliğinin güncellenmesi ayrı bir nokta bu inşallah bu yıl içerisinde hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu AB’nin de istekli olduğu bir güncelleme zaten biz 21 yıldır gümrük birliği anlaşmasını AB ile yapmış bulunuyoruz. Ama ilk yapıldığında gümrük birliği sanki Türkiye 3-5 yıl sonra AB üyesi olacakmış gibi düşünüldüğü için bazı noktalarda ki eksikliklerde üye olduğunda tamamlanacak şekilde dizayn edilmiş. Ama gelinen süreç içerisinde 21 yıldır kapıda bekletilen bir Türkiye dolayısı ile Gümrük Birliği Türkiye aleyhine işleyen bir noktaya gelmiştir.

Şimdi inşallah bu yeni güncelleme ile beraber iki tarafında kazanacağı ama Türkiye’nin özellikle Gümrük Birliği karar alma süreçlerinde yer alacağı çünkü Gümrük Birliği karar alma mekanizması içerisinde yer almadığınız takdirde AB nin 3. ülkelerle yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye taraf olmadığı için Türkiye aleyhine bir durum oluşmaktaydı.

 İşte nitekim en son ABD ile AB arasındaki görüşmelerde eğer serbest ticaret anlaşması ile sonuçlansaydı Türkiye’nin aleyhine bir durum oluşacaktı. O mallar Amerikan malları Türkiye’ye gümrüksüz girecekti. Türkiye’nin malları gümrük duvarları altında ABD ye girmiş olacaktı. Dolayısı ile karar mekanizmalarının içerisinde yer alması önemli. Tabi bazı ürünlerin özellikle Avrupa’da tarım ürünlerinin de şu anda Gümrük Birliğinin dışında Gümrük Birliği içerisine alınması bizim mütahitlerimizin veya AB üye ülkeleri mütahitlerinin Türkiye de kamu ihalelerine girebilmelerinin önünün açılması veya Türk mütahitlerinin de Avrupa’da kamu ihalelerine girmeleri noktasındaki bir takım böyle anlaşmaları hayata geçirmek için inşallah irademiz var ve benim kanaatime göre de büyük bir engel olmazsa bu görüşmeler başlayacak.
 
İkinci El Araçlar

Bununla ilgili düzenleme meclisten iki gün önce geçti. Orada şöyle bir düzenleme getirdik: Özellikle sıfır araçları ikinci el araç diye getirip vergi kaçakçılığı yapan veya kaçak olarak Türkiye’ye getirilip dolaşıma sokulan araçlarla ilgili Bakanlığımız tarafından yapılan incelemeler neticesinde birçok araca el konularak yediemin otoparklarına çekişmişti.

Bu araçların sahipleri de getirenlerden daha farklı ikinci üçüncü şahıslardı. Bu noktada mağduriyeti önlemek ve araçların çürümeye terk edilmesinin önüne geçmek amacı ile gümrük kanunun 235. Maddesinin 4. Fıkrasına şöyle bir cümle ekledik. Kara hava deniz ulaşım araçları hakkında verilen el koyma kararları bu araçların siciline şerh verilip icra sureti ile el konularak mülkiyeti kamuya geçirilmesi işlemlerine devam edilir hükmü getirdik. Yani sicile şerh koymayı yeterli gördük. Bunun içinde daha önce el konulan araçlarda da %25’e tekabül eden özel tüketim vergisini ödediklerini bu araçlarını tekrardan geri alabiliyorlar ve ya inceleme aşamasında ise daha bu noktada el koyma yoksa kendiliğinden müracat ederlerse de %15 oranında bir vergi ödeyerek bu araçlarını böyle bir takibattan kurtarmış olacaklar. Yaklaşık 40 bine yakın aracı ilgilendiren düzenleme kamuoyu tarafından da yakından bekleniyordu. İnşallah vatandaşlarımız bu imkandan faydalanırlar.

Sebze Meyve Fiyatları

Bu noktada Bakanlığımızın bir çalışması var. Bunu kısa zamanda inşallah EKK da konuştuktan sonra hayata geçireceğiz. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi gerçekten üretici ile tüketici arasındaki makas çok geniş. Burada birçok aracının yer aldığını, tarlada 1 lira olan domatesin markette 5-6 tl ye satıldığını görüyoruz. Tabi bunların birçok nedeni var. Yanlış hasattan tutun da yanlış nakliyeye, paketlemeden tutun da birçok aracının olmasına, soğuk hava depolarında muhafaza edilmediğinden oluşan firelere kadar.. bunların hepsi maliyeti etkiliyor.

Bakanlığımız, Tarım Bakanlığı ile birlikte geniş bir çalışma yaptı. İnşallah önümüzdeki günlerde bunun adımlarını atacağız. Özellikle tüccarlar ve aracılar var. Bunlar ürün dikilmeye başladığında finansman ihtiyacını karşılayarak tarladaki ürün çıkmadan satın alıyorlar. Dolayısı ile o ürün çiftçinin değil fiyatı belirleyen o aracının oluyor. Bu noktada birlikleri ve tarım satış kooperatiflerini harekete geçirerek bir nevi finansmanını bunlar üzerinden karşılayarak çiftçiyi aracılara muhtaç etmeyeceğiz.