Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin 36. Olağan Genel Kuruluna Katıldı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin 36. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, bitkisel yağların gıda, enerji ve kimyasal sektörlerde yoğun olarak kullanılan ve tüketimi sürekli artan stratejik bir ürün olduğunu belirtti.

04 Nisan 2013

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin 36. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, bitkisel yağların gıda, enerji ve kimyasal sektörlerde yoğun olarak kullanılan ve tüketimi sürekli artan stratejik bir ürün olduğunu belirtti. 
Dünyada 2011-2012 döneminde bitkisel yağ üretiminin 155 milyon ton seviyesinde gerçekleştiğini kaydeden Yazıcı, en çok üretilen bitkisel yağların sırasıyla palm yağı, soya yağı ve kolza yağı olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin de yağlı tohumlarda üretici ülkeler arasında yer aldığına dikkati çeken Yazıcı''Ülkemizde yağlı tohum üretiminin büyük bölümünü ayçiçeği ve pamuk tohumu oluşturmaktadır. Ülkemizde 2012 yılında 680 bin ton civarında ham yağ üretilmiştir. Diğer taraftan ülkemizde 1 milyon ton likit yağ, 500 bin ton dolayında margarin gıda amaçlı tüketilmektedir'' diye konuştu.
Yazıcı, ayrıca 200-250 bin ton yem, boya gibi diğer sanayide olmak üzere toplamda 1,7 milyon ton bitkisel yağ tüketildiğine işaret ederek, bu kapsamda yerli üretimin tüketimi karşılama oranının yüzde 30-35 civarında kaldığını söyledi.
Bitkisel yağ sektörünün en önemli sorununun yağlı tohum üretiminin yetersizliği olduğunu belirten Yazıcı, ''Önemli miktardaki yağ açığı bu alanda yüksek miktarlarda yağlı tohum ve ham yağ ithalatı ile karşılanmaya çalışılmaktadır'' dedi.
Bakan Yazıcı, Türkiye'nin iklim ve toprak özellikleri bakımından büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen bitkisel yağ üretiminde önemli oranda ithalat yaptığını ifade ederek, önce bu konudaki çıkmazın aşılması gerektiğini vurguladı.Yazıcı, Bakanlık olarak lisanslı depoculuk çalışmaları başlattıklarını hatırlattı.
Söz konusu ürünlerin alım satımında da bazı sorunların yaşandığını dile getiren Yazıcı, şunları kaydetti: ''Ürünlerin alım satımı ticaret borsalarında gerçekleştirilmektedir. Ancak ticaret borsalarımızın neredeyse yüzde 90'ında alıcı ve satıcının sağlıklı bir ortamda bir araya gelebileceği ve dolayısıyla fiyatların sağlıklı bir biçimde oluşabileceği satış salonları bulunmamaktadır. Bu nedenle, mevcut yapılarıyla borsalarımız, ürünlerin pazarlanmasında yetersiz kalmaktadır.
Bu tür sorunların aşılması için 2 ayaklı bir sistemle çözüm getiriyoruz. Bunlardan birincisi, profesyonel ve standardize edilmiş depolama sistemleridir. İkincisi ise bu depolarda saklanan ürünlerin piyasaya ihtisaslaşmış borsalarca arz edilmesidir. Bu sistemlerin tam anlamıyla işlemesiyle; üretici, sanayici, tüccar ve devlet açısından tarımsal ürün piyasasında etkin ve verimli bir sistem mümkün olacaktır.''
-Biyodizel kullanımı ve bitkisel atık yağlar-
Bakan Yazıcı, özellikle son yıllarda, tahıl ve yağlı tohumların gıda ve yem olarak kullanımlarına bioyakıt üretimi için de talep eklendiğini, bu durumun gelecekte bu alandaki talebin daha da artacağını gösterdiğini belirtti.
Biyodizel üretiminde en kritik maliyetin, hammadde yağ maliyeti olduğuna dikkati çeken Yazıcı''Ülkemizin petrolden sonra en büyük ithalatını bitkisel yağ üzerine yaptığını düşünürsek hammadde maliyetinin önemi daha da artmaktadır'' dedi.
ABD standartlarına göre, 1 litre biyodizel üretiminin 0,5 dolara mal olduğunu, bu bedelin çoğunu ise orijinal yağın oluşturduğunu ifade eden Yazıcı''Orijinal yağ yerine atık yağdan biyodizel üretilmesi durumunda maliyet yaklaşık olarak yüzde 40-50 oranında düşmektedir. Bu imkan, biyodizel üretimindeki hammadde ihtiyacına katkı sağlayacak son derece önemli bir alternatiftir'' diye konuştu.
Türkiye'de her yıl yaklaşık 1,5 milyon ton bitkisel yağ tüketildiğini, özellikle kızartma işlemlerinden sonra 300-350 bin ton civarında kızartmalık atık bitkisel yağ oluştuğunun tahmin edildiğini dile getiren Yazıcı, bu konuda bazı belediyelerin atık yağ toplama konusunda çalışmaları olduğunu ancak henüz uygulamada istenilen sonuçlara ulaşamadıklarını söyledi.
-''10, 20 ve 50 yıllık projeksiyonlar yapılmalı''-
Bakan Yazıcı, yağlı tohum ekim alanlarının artırılması gerektiğini belirterek, bitkisel yağ üretiminde 10, 20 ve 50 yıllık projeksiyonlar yapılması gerektiğini vurguladı. 
Türkiye'nin GAP, DAP ve KOP gibi projelerle dünyanın tahıl ambarı olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade edenYazıcı, altyapı yatırımlarının devam ettiğini, Türkiye'nin tarihinde görmediği derecede yol, okul, hastane, üniversite, hızlı tren yolu hatları ve büyük enerji projelerine kavuştuğunu anlattı.
Türkiye'nin üreten ve büyüyen bir yapıya kavuştuğunu bildiren Yazıcı''2002'de Türkiye'yi 26'ncı sıradan aldık, dünyanın en büyük 16'ncı, Avrupa'nın ise 6'ncı büyük ekonomisi haline yükselttik. Türkiye ekonomisi son 1 yıldır planlı bir yavaşlamayla birlikte 13 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam etmektedir'' diye konuştu.
Bakan Yazıcı, uluslararası ilişkilerde enerjinin ön plana çıktığına işaret ederek, enerji üretim aksları ya da bunların nakil koridorları üzerinde olan ülkelerde birtakım çatışma ve kargaşaların çıktığına, söz konusu yerler dışında ise pek bir çalkantının yaşanmadığına dikkati çekti.
Dünyanın en önemli sorununun açlık ve yoksulluk olduğunu dile getiren Yazıcı''7 milyar insanın yaşadığı dünyada 2,5 milyar insan yoksulluk sınırının altında yaşıyorsa insanlığın bunu düşünmesi gerekiyor. Yine 1 milyar insan açlık sınırının altında yaşıyorsa, insanlığın, uluslararası örgütlerin bunu ana gündemine oturtması gerekiyor''şeklinde konuştu. 
Yazıcı, 2002 yılından bu yana uygulamaya koydukları sosyal politikalarla Türkiye'de yoksulluk ve açlık sınırında olan insan sayısını da azalttıklarını söyledi.