Erdoğan: Çözüm İçin Küresel Dayanışma Şart

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sahtecilik ve korsan nasıl küresel bir meseleyse hiç kuşkusuz, çözümü de küresel dayanışma gerektiriyor" dedi. Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının son dönemde gümrük kontrollerinde ciddi bir mesafe katettiğini belirtti.

24 Nisan 2013



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sahtecilik ve korsan nasıl küresel bir meseleyse hiç kuşkusuz, çözümü de küresel dayanışma gerektiriyor" dedi.
Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının son dönemde gümrük kontrollerinde ciddi bir mesafe katettiğini belirtti.
 

"Gümrüklerimizi en modern teknolojik altyapı ile donatırken, uluslararası işbirliğini de her gün güçlendiriyoruz"diyen Erdoğan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının fiziki kontrolleri titizlikle gerçekleştirirken, uluslararası mevzuatı takip etme ve uyum konusunda da oldukça hassas davrandığını söyledi.
Fikri ve sınai hakların korunmasıyla ilgili çalışmaları; idari, adli ve uluslararası tüm zeminlerde kararlılıkla sürdürdüklerini kaydeden Erdoğan"Önümüzdeki dönemde bu konuda çok daha ileri adımlar atacağımızı huzurlarınızda ifade etmek isterim" dedi.
Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Küreselleşmenin, sadece sermaye ve malların dolaşımıyla sınırlı kalması, insanlığın çok ciddi sorunlarla karşılaşmasını beraberinde getirmiştir. Çevre sorunları kadar, yoksulluk, göç ve terör kadar, kaçakçılık, sahtecilik ve korsan da küresel bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Sahtecilik ve korsan nasıl küresel bir meseleyse hiç kuşkusuz, çözümü de küresel dayanışma gerektiriyor. Hiçbir ülke, böyle küresel bir meseleyi tek başına nihayete erdiremez. Meselenin, ekonomik ve hukuki boyutu kadar, sosyal boyutu da mutlaka dikkate alınmalıdır."
Hırsızlığın suç olduğunu, buna hiçbir şart altında müsamaha gösterilemeyeceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ancak küresel sistem, hırsızlıkla ve hırsızlarla mücadele ettiği kadar, hırsızlığı doğuran sebeplerle de güçlü şekilde mücadele etmelidir. Yoksullukla mücadeleyi hedeflemeden sadece hırsızlıkla mücadeleyi esas alan hiçbir sistem başarılı olamamıştır. Esas olan, aynı anda, hem yoksullukla, hem de hırsızlıkla mücadele etmek, yani sivrisinekler yerine, bataklığı kurutmaktır. Küresel birçok meselemizde olduğu gibi, sahtecilik ve korsan meselesinde de insanları çalmaya iten saikleri mutlaka etraflıca gündeme taşımak zorundayız."
Sahtecilik ve korsanla mücadelenin, yoksullukla, adaletsizlikle, gelir dağılımındaki eşitsizlikle mücadele ederek çözülebileceğini aktaran Erdoğan, kongrenin bu çerçevede önemli bir platform olacağına inandığını dile getirdi.
Erdoğan,"İstanbul'da gerçekleştirilen bu zirvenin, tüm dünya için, tüm dünya hak ve hukuk için yeni, güçlü açılımlar getirmesini temenni ediyorum" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"Terör sona erdiğinde, silahlar susup fikirler ve siyaset konuşmaya başladığında, bundan, Türkiye kadar, Ortadoğu coğrafyası kadar, hiç kuşkusuz Avrupa ve diğer batılı ülkeler de kazançlı çıkacaktır" dedi.
Erdoğan, küreselleşmenin, fikri ve sınai mülkiyet sistemini, üzerinde hassasiyetle durulan bir konu haline getirdiğini vurguladı.
Günümüzde sahtecilik ve korsan meselesinin, ekonomiden sağlığa, sanattan güvenliğe kadar pek çok farklı boyutuyla tüm ülkelerin ortak sorunu haline geldiğini dile getiren Erdoğan"Bununla birlikte fikri ve sınai mülkiyet haklarına yönelik suçlarla mücadelenin, sağladığı büyük ekonomik çıkar dolayısıyla oldukça meşakkatli olduğunu hepimiz biliyoruz" dedi.
Erdoğan, bu tür suçların artık bireysel olmaktan çıktığını, çok büyük organizasyonlar, çok büyük suç örgütleri tarafından yürütülür hale geldiğini belirterek, "Sahtecilik ve korsanla mücadelede, sınırların ve gümrüklerin önemi hepinizin malumudur, ancak bir ülkenin sadece sınırlarını kontrol etmesi, sadece kendi gümrüklerini sıkı tutması, meselenin çözümü açısından takdir edersiniz ki yeterli değildir. Sahtecilik ve korsan, uluslararası mücadelenin ve uluslararası dayanışmanın elzem ve kaçınılmaz olduğu bir alandır" diye konuştu.



-"Terörle mücadeleyi, demokrasi ve güvenlik çizgisini aşmadan sürdürmenin gayreti içinde olduk"- 

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı meselelerden yola çıkarak, sahtecilik ve korsanın ulaştığı boyutlara ilişkin şu bilgileri verdi:
"Ülkemizin doğu ve güneydoğu sınırları, son derece dağlık, son derece çetin bir coğrafya olması hasebiyle sınır ve gümrük kontrolünü maalesef çok güç hale getirmektedir. Coğrafyamızın zor bir coğrafya olması hasebiyle sınırlarımız üzerinden çok uzun yıllar boyunca kaçakçılık gerçekleştirilmiştir. Kaçakçılık, öyle büyük bir organizasyona dönüşmüştür ki bölgemizde istikrarsızlığa, siyasi çalkantılara, hatta arkasında 10 binlerce can kaybı bırakan terör olaylarına adeta kaynak sağlar bir noktaya ulaşmıştır."
Terörün, büyük oranda kaçakçılıktan beslenirken, bunun karşılığında da kaçakçılığın en büyük destekçisine dönüştüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Biz, çok uzun yıllar boyunca, bu kısır döngüyü dünya gündemine taşıdık.
Terörün ekonomik boyutunu, uluslararası boyutunu her fırsatta muhataplarımıza ilettik. Doğu sınırlarımızdan ülkemize giren, batı sınırlarımızdan çıkan kaçak insanların, özellikle yüklü miktarda uyuşturucunun, kara paranın, bunlarla birlikte sahte ve korsan mamullerin, terörün kurduğu büyük bir şebeke yoluyla Avrupa'ya, ABD'ye ulaştığını tüm delilleriyle, tüm belgeleriyle aslında ortaya koyduk" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, uzun yıllar boyunca, terörle mücadelede batılı ülkelerden destek isterken bunu sadece Türkiye için değil, Avrupa ülkeleri için de talep ettiklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Doğuda, zor ve çetin bir coğrafyada örgütlenen terör, aynı şekilde Avrupa'da da örgütlenmek suretiyle kaçakçılık, korsan ve sahtecilik noktasında bütün bölgeye ağır bedeller ödetti. Türkiye olarak son 10 yıl içinde terörle mücadeleyi, demokrasi ve güvenlik çizgisini aşmadan sürdürmenin gayreti içinde olduk. Terörle mücadele ederken, bireylerin haklarını gözetmenin, bireylerin hukukuna riayet etmenin de hassasiyeti içinde olduk. Ancak meselenin bu kadar girift, bu kadar iç içe geçmiş olması, meselenin birbiriyle bu kadar bağlantılı olması, ne yazık ki hiç istemediğimiz, hiç arzu etmediğimiz bazı sonuçların da ortaya çıkmasına sebep olabildi. Bugün şunu memnuniyetle söylemek istiyorum; Türkiye, son aylarda ivme kazandırdığı çözüm süreciyle terör meselesini artık sonlandırma noktasına gelmiştir." 

-"Toplumda büyük bir umut dalgası oluştu"- 

Başbakan Erdoğan, Türkiye genelinde terörün sona ermesi, barış, huzur, demokratik haklar, karşılıklı saygı ve hoşgörü çerçevesinde yeni bir sürecin başlatılması için toplumda büyük bir umut dalgası oluştuğuna işaret ederek, "Terör sona erdiğinde, silahlar susup fikirler ve siyaset konuşmaya başladığında, bundan, Türkiye kadar, Ortadoğu coğrafyası kadar, hiç kuşkusuz Avrupa ve diğer Batılı ülkeler de kazançlı çıkacaktır. Terörün bittiği bir ortamda, kaçakçılıkla, sahtecilikle, korsanla, en önemlisi de insan ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele daha etkin şekilde yapılabilecektir. Türkiye'de kurşunla, bombayla kimse hayatını kaybetmezken, Avrupa'da uyuşturucuyla zehirlenmek suretiyle gençlerin de hayatı sönmeyecek, hayatı kararmayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, dost ve kardeş ülkelerden, tüm uluslararası örgütlerden, terörün sonlandırılması sürecinde Türkiye'ye destek ve katkı vermelerini beklediklerini dile getirerek, "Sadece insani, sadece vicdani sebeplerle değil, ekonomik sebeplerle de sahtecilik, korsan ve kaçakçılıkla mücadele bağlamında da bu sürece güçlü katkı sağlamalarını istiyoruz. İnanın, terör bittiğinde, Türkiye'nin sınır güvenliği tam anlamıyla tesis edildiğinde, bölgeye huzur ve istikrar hakim olduğunda, küresel ölçekte sahtecilik ve korsanlık en ağır darbeyi almış olacaktır" diye konuştu.

Dünya Gümrük Örgütü Genel Sekreteri Kunio Mikuriya, konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan'a günün anısına plaket takdim etti.