Yazıcı, programda yaptığı konuşmada, Ramazan ayının bereket, rahmet, mağfiret ayı olduğunu ifade ederek, ''Bu kavramların altında insanların ne tür hasletleri varsa onları bir bir sıraladığı zaman 'işte insanlık bu' diyeceğiniz bir zenginlik oluşur. Oruç tuttuğumuzda nefsimizi kontrol ederiz, açlığın ne olduğunu daha iyi anlarız, empati yapar, çevremizde, yurdumuzda, dünyada insanların orucunu hangi gıdalarla açtığını görür, gözetir, muhasebe yaparız'' diye konuştu.
Dünya coğrafyasının çok değişik kesimlerinden milyonlarca insanın aynı anda oruç açtığını ve herkesin aynı ibadeti yaptığını vurgulayan Yazıcı, bu ibadetle; insan olmanın değerinin ve yaratılanı 'yaratan'dan ötürü düşünenin öneminin bir kez daha görüldüğünü belirtti.
Bakan Yazıcı, Türk milletinin sivil toplum, vakıflar, dernekler ve meslek odalarıyla yardımlaşma ve dayanışmaya son derece önem verdiğini vurgulayarak, ''Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak emaneti aldığımız günden bu yana kimsesizlerin kimi, sessiz yığınların sesi olacağız dedik ve o günden bu yana bunu hiç unutmadık. Günlük çalışmamızın, ajandamızın hep başında oldu bu. Özellikle bu güzel yurdumuzda yaşayan sosyal güvenceden yoksun vatandaşlardan aşı olmayana aş, barınma imkanı olmayana ev imkanı sağlamak suretiyle, imkanlarımız ölçüsünde onların derdine derman olmaya çalışan bir anlayışa sahibiz'' şeklinde konuştu.
Her şeyin insanı esas alarak gerçekleştirildiğinde faydalı olacağını ve süreklilik arzedeceğini belirten Yazıcı, şunları kaydetti:
''Bu güzel yurdumuzda, Türkiye olarak isimlendirdiğimiz bu müşterek vatanımızda bir taraftan güvenlik güçlerimiz, kanlarını akıtmak suretiyle vatanımızın ve milletimizin birliği ve bütünlünü koruma noktasında kararlılıkla görevlerini sürdürüyor. Bu vesileyle şehitlerimize bir kez daha rahmet diliyorum. Bu milletin yurdu Türk tarihinin derinliği ve enginliğini dikkate aldığımızda her daim varolacak. Elbette ki hepimizin müşterek yurdu. Hiçbir ayrımcılık yapmadan etnik olarak hiç bir ayrıma tabi tutmadan, mezhepsel olarak hiçbir ayrıma sapmadan Türkiye'de yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her bireyin ortak yurdunu hep birlikte korumaya kollamaya devam edeceğiz. Adaletten sapmayacağız. Kardeşliğimizi asla unutmayacağız. Çünkü bizim milletimizin en büyük hazinesi kardeşliğidir. Bizim kardeşliğimiz dünden değil, Hazreti Adem'den bu yana devam ediyor. İnsanlık kardeşliğimiz orada başlıyor. Her ne olursa olsun, kim bunu saptırmaya yeltenirse yeltensin ona hiç kulak asmadan, bu derinliği, bu kıymetli hazineyi her zaman gözönünde bulunduracağız.''
Dünya coğrafyasında şu anda zulüm gören yerler olduğunu ifade eden Bakan Yazıcı, Burma'da azınlıkta bulunan Müslümanlara karşı dışlayıcı ayrımcılık politikaları izlendiğini, bu konuya karşı Türkiye'nin duyarlılığının had safhada olduğunu belirtti.
Bakan Yazıcı, ''Başbakanımız yakın zamanda yardım yapılmasına yönelik bir genelge yayınladı. O genelge kapsamında özellikle kamu bankalarında hesaplar açıldı. İnşallah bu yardımları Burma'daki mazlum Müslümanlara kısa zamanda eriştiririz. Vatandaşlarımızı bu yardım kampanyasına katkıda bulunmaya davet ediyorum'' diye konuştu.
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal da sokak iftarlarının en kapsamlısını gerçekleştirdiklerini belirterek, senede bir kez olsa da komşuları bir araya getirmenin ve dostluğu pekiştirmenin önemli olduğunu söyledi.
Uysal, Başakşehir'de kampta bulunan ve olimpiyatlarda yarışacak Serbest Güreş Milli Takımı'nın da madalyayla dönmesi temennisinde bulundu.
Güreşçilerle moral fotoğrafı çektiren Bakan Yazıcı ve Başakşehir Belediye Başkanı Uysal, iftardan sonra Arakan'daki Müslümanların yaşadığı zulmü anlatan karelerden oluşan sergiyi gezdi.