Yazıcı: Hakların etkin korunması vergi kaybını azaltacaktır

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, terör örgütleri tarafından sahte ve korsan eşya üretiminin giderek daha fazla kullanıldığını belirterek, "Bu nedenle fikri mülkiyet hakları korunması terör örgütlerinin para kaynağını engelleyecektir" dedi.

24 Nisan 2013



Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, terör örgütleri tarafından sahte ve korsan eşya üretiminin giderek daha fazla kullanıldığını belirterek, "Bu nedenle fikri mülkiyet hakları korunması terör örgütlerinin para kaynağını engelleyecektir" dedi.


Yazıcı, 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi'nin açılışında, fikri sınai mülkiyet hukukunun diğer bütün hukuk alanları gibi çıktığı toplumun izlerini taşıdığını, sahtecilik ve korsanla mücadele yöntemlerini ve ülkeler arasındaki işbirliğini geliştirmek için uluslararası platformların son derece önemli olduğunu belirtti.

Bu kongrenin, fikri ve sınai mülkiyet hakları temelinde sahtecilik ve korsanla mücadelede geleceğe dönük bir yol haritası çizileceğini ifade eden Bakan Yazıcı, şunları kaydetti:

"İnsan zihninin, düşüncesinin ve ruhunun ürünleri fikri haklar; toplumun gelişmesine ve insanlığın ilerlemesine sağladıkları katkı ile hukuk tarafından en çok korunan haklar arasında yer alır. Fikri ve sınai mülkiyet hakkını temel insan haklarından biri olarak kabul ediyoruz. Ülkemizde fikri haklar hukukunun oldukça eski diyebileceğimiz, 163 yıllık bir geçmişi vardır. 1995 yılı ve sonrasında yapılan yasal düzenlemelerle ülkemizde Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Sözleşmesi standartlarına uygun ve AB ülkelerindeki düzenlemelerle büyük ölçüde uyumlu bir fikri haklar sistemi kurulmuş, önemli uluslararası sözleşmelere katılım sağlanmıştır." 

-"Teknoloji ve yenilik üretim faktörlerine eklenmektedir"- 

Yazıcı, fikri ve sınai mülkiyet haklarının, dünyada ticaretin küreselleşmesine paralel biçimde geliştiğini aktararak, bir ekonomiye şekil veren en önemli kavramın o ekonomideki üretim faktörleri olduğunu, klasik üretim faktörlerinin ise emek, sermaye, hammadde ve girişimci olduğunu vurguladı.
Bunların kısıtlı olması nedeniyle, üretimi artırmak ve ekonomik büyümeyi sağlamak için teknoloji ve yeniliğin de üretim faktörlerine eklendiğini, bu iki kavramla eldeki sınırlı üretim faktörlerini en verimli şekilde kullanarak ekonomik büyümeye hız kazandırmanın mümkün olacağını anlatan Hayati Yazıcı"Teknolojiyle ekonomik faktörler verimli bir şekilde kullanılırsa; yenilikle geleneksel ürün tipinden katma değeri daha fazla olan modern ürün tipine geçilir. Ekonomik gelişmeyle mülkiyet haklarının etkin biçimde tesisi ve korunması arasında yakın bir bağlantı vardır"dedi.
OECD araştırmalarına göre gelişmiş ekonomilerde son 30 yılda gerçekleşen büyümenin yarıdan fazlasının kaynağının, Ar-Ge ve yenilik olduğunu anlatan Yazıcı, fikri ve sınai mülkiyet haklarının daha iyi korunduğu ülkelerde, özellikle yüksek teknoloji transferini de kapsayan yabancı yatırımların arttığını dile getirdi.
Yazıcı, fikri mülkiyet haklarının korunmasıyla uluslararası yatırımlar arasındaki ilişkinin çok boyutlu olduğunu belirterek, Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları endeksinde bir puanlık bir artışı gerçekleştiren ülkelerin uluslararası yatırım çekme olasılığının yüzde 27 arttığını kaydetti.
Bu oranın fikri mülkiyet hakları konusunda daha hassas olan sektörlerde yüzde 33'e kadar yükseldiğini ifade eden Bakan Yazıcı, endekste 2 puanlık bir artışın, uluslararası yatırımcıların ülkeye yatırım kararı aldıktan sonra dağıtım ve satış yerine; üretim sektörüne yatırım yapma ihtimalini yüzde 57 artırdığını dile getirdi. 

-"Hakların etkin korunması vergi kaybını azaltacaktır"- 

Yazıcı, sahte ve korsan eşya üretiminin ekonomiye verdiği zararın yanı sıra terör örgütlerinin finansmanında kullanılması bakımından da toplumsal hayata zarar verdiğine dikkati çekerek, sağladığı yüksek menfaat dolayısıyla fikri ve sınai mülkiyet haklarına karşı işlenen suçların artık bireysel olarak değil, örgütsel boyutlarda olduğunu, bu tür olayların yaklaşık yüzde 70'inin örgütlü suç şebekeleri tarafından yapıldığının tahmin edildiğini belirtti.

Terör örgütleri tarafından sahte ve korsan eşya üretiminin giderek daha fazla kullanıldığını bu nedenle fikri mülkiyet haklarının korunmasının terör örgütlerinin para kaynağını engelleyeceğine işaret eden Yazıcı"Fikri mülkiyet haklarının etkin korunması halinde devletin vergi kaybı azalacak ve istihdam artacaktır" dedi.

Özellikle ilaç sektöründe ve çocukların kullandığı materyallerin sahte ve korsan üretiminin sağlık açısından gelecek nesiller bakımından büyük riskler taşıdığını belirten Bakan Yazıcı, bu konuda ülkelerin çok ciddi önlem alması gerektiğini kaydetti.
Yazıcı, dünya ticari hayatının fikri mülkiyet haklarına dönük engellerin kaldırılmasında çözüme dönük önerileri önemsediklerini kaydetti.
Çok hızlı bir şekilde cereyan eden dünya ticari hayatında korsan ve sahtecilikle mücadele etmenin, ekonominin büyüyen dinamiği içinde öncelikli hale geldiğini ifade eden Yazıcı, bunun hukukunun oluşturulmasının ve uygulamaya konulmasının önemli olduğunu söyledi.
Bakan Yazıcı, her zaman güç birliği yapıldığı sürece olumlu sonuçlar alınacağını dile getirerek, "Korsan ve sahtecilik vergilendirilmemiş kazançtan ibaret değil, birçok boyutu var. Korsan ve sahtecilikte, en kutsal haklardan biri olan kişinin fikri ürününün alanına müdahale ediliyor, ekonomik boyutuyla vergilendirilmemiş kazançtır ve bunlara ilave olarak özellikle bulunması zor, üretilmesi pahalı ilaçlar ve çocukların kullandığı materyallerle ilgili sahtecilik büyük boyuttadır. Bunlar kesinlikle kabul edilemez" diye konuştu. 

Yazıcı, Türkiye'nin fikri ve sınai mülkiyet hakları ihlallerine hiçbir şekilde müsamaha göstermediğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Ülkemizde gümrüklerde Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları ihlalleri ile çok daha etkin mücadele etmekteyiz. Kısa ve orta vadede gündemimizde olan ulusal ve uluslararası işbirliği çalışmaları ve projelerle bu konudaki etkinliğimizi daha da artırmayı hedefliyoruz. AB ile yürütülecek ve önümüzdeki günlerde başlayacak olan 4 milyon avroluk bir Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları projemiz var.
Dünya Gümrük Örgütü tarafından bu konuda geliştirilen veri tabanına erişime yönelik yürüttüğümüz çalışmada önemli yol katettik. Hak sahipleri ve temsilcileriyle işbirliğini artırma yolunda çalışmalar yapıyoruz. Gümrüklerimizde kullandığımız veri tabanı ve bilgisayar altyapılarını daha etkin hale getiriyoruz."

-"Türkiye'den giden ürünler menşei itibariyle değerlendirilmeli"- 

Bakan Yazıcı, AB'nin fikri ve sınai mülkiyet hakları konusundaki raporlar hazırladığını anımsatarak, AB üyesi ülkelere girişte tespit edilen, fikri ve sınai mülkiyet haklarını ihlal eder nitelikteki eşyaların 'kaynak ülkelerine' göre yapılan değerlendirmede, 2011 yılı için Türkiye'nin payının yüzde 1,62 olduğunu kaydetti.
"Bu değerlendirmenin doğru olmadığı kanısındayız" diyen Yazıcı, Türkiye'nin dünya ticaretinin yüzde 48'inin yapıldığı ya da 27 trilyon dolarlık işlem hacminin kontrol edildiği bir coğrafyanın merkezinde yer alan bir ülke olduğunu, 2012 yılı itibariyle 2 milyon 750 bin araç giriş-çıkışı yapıldığını, bunlardan 1 milyon 100 bini tır karnesi kapsamında, 1 milyon 650 bininin ise transit beyannamesi kapsamında gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye'den Avrupa'ya giden ürünlerin menşei itibariyle değerlendirilmesinin hakkaniyetli, adaletli bir değerlendirme olacağına dikkati çeken Yazıcı, fikri ve sınai mülkiyet haklarının insan hakları kapsamında olduğunu, taklit ve korsanın bu hakları ihlal ettiğini söyledi.
Fikri ve sınai mülkiyeti haklarını korumak için güçlü bir mevzuata ihtiyaç olduğunu aktaran Yazıcı, sözlerini, "Bu da yetmez, güçlü mevzuatı uygulayacak bir iradeye ihtiyaç var. Uluslararası işbirliğinin daha da güçlü hale getirilmesi gerekiyor. Türkiye bu konuya son derece önem vermektedir" diye tamamladı.