Yeni Şafak'ın İddiaları Haksız, Dayanıksız ve Yanlıştır

“Ortak Operasyonlarla Mücadeleci Kurumların Elemanları Ortak Çalışma Yapabilir. Gümrük Muhafaza Ekiplerimiz Kendi Görev ve Yetki Alanları İçerisindeki Bir Sahayı Bir Başkasına Terk Ederek Orada İşlem Yapmasına İzin vermez”

07 Mart 2014


Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı İstanbul’da düzenlenen Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye başlıklı panele katıldı.

Panel sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yazıcı, Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü’nün, Mersin Gümrük Muhafaza Müdürlüğü'nü, il emniyetindeki "paralel yapı mensuplarına kullandırdığı iddialarına" ilişkin, konuyla ilgili 1-2 gündür bazı gazetelerde yayınlar olduğunu ifade etti.

"Bir defa şunu ifade etmek isterim ki, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nda etik konulara ilişkin toleransımız sıfır" diyen Bakan Yazıcı, gümrüklerle ilgili ALO 136 ihbar hattından, mail ortamından isimli veya isimsiz pek çok ihbar geldiğini, bu ihbarları büyük bir titizlikle incelediklerini, isim olmasa bile somut olay tanımı yapılmışsa, mutlaka inceleyip soruşturmasını gerçekleştirdiklerini anlattı.
 
Yazıcı, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
 
"Dolayısıyla yayında söz edilen mail bakanlığıma gönderilmiş, mail bana iletilmemiş, ilgili memur arkadaşımı da sorguladığımızda, çocuğunun sünnet töreni dolayısıyla iletemediğini söyledi. Bu bir mazeret değil, yerini değiştirdim. Ama biz o mail içerisinde yer alan bazı somut tanımı yapılan hususları, daha önce gelen ihbarla ve o sektörün hassasiyeti itibariyle zaten inceleme soruşturma konusu yapmışız. Bunlara ilişkin söyleyecek birşeyim yok. Ancak 'KOM'daki elemanlar, emniyetteki birimler, gümrük alanına girdi, bunu da gümrük muhafaza memurları yaptı' iddialarının aslı esası yok. Ben bunların doğru olmadığına yönelik bir düzeltme gönderdim."
 
Ortak operasyonlarla mücadeleci kurumların elemanlarının ortak çalışma yapabileceğini aktaran Bakan Yazıcı, fakat hiç bir halde Gümrük ve Ticaret veya Gümrük Muhafaza ekiplerinin kendi görev ve yetki alanları içerisindeki bir sahayı, bir alanı bir başkasına terk ederek orada işlem yapmasına izin vermeyeceğini vurguladı.
 
Hayati Yazıcı, "Bu, orası başıboş demektir. Bu iddia çok ileri bir iddia, dayanaksız olduğunu ifade ettim. Yanlışlar olabilir, basın yayın yazacak edecek ama biri yazıyor cevap veriyor öbürü başa çekiyor bunlar anlaşılır gibi değil. Türkiye'de bunların olmaması lazım" değerlendirmesini yaptı.
 
Özellikle akaryakıt alanındaki hususlar ile GDO arasında kurulan bağlantıyı dile getiren Bakan Yazıcı, şunları kaydetti:
 
"GDO'lu olayla ilgili süreci zaten savcılık sevk ve idare etmektedir, adli bir işlemdir. Adli işlemin yürümesi, yürütülmesi, talimatlandırılması tamamen yargısal prosedürlere bağlıdır. Dolayısıyla o alan içerisinde ne Gümrük Muhafaza ekiplerinin ne de başka bir ekibin müdahil olması mümkün değildir. Alınan numunelerin nasıl alınacağı, bunların tahlile nasıl gönderileceği, tahlil sonuçlarına ilgililerin itiraz etmesi halinde bunların nasıl inceleneceği tamamen savcılığın, gerektiğinde mahkemelerin görev ve yetki alanı içerisindedir. Prosedürler böyle yürütülmüştür. Olay bundan ibarettir. Dolayısıyla biz mektubu tekrar talimatlandırdık daha önceki soruşturmalarla bağlantılı olması halinde onlarla birleştirilerek, bağlantılı değilse ayrı bir soruşturma konusu şeklinde incelenmesinin gerekmesi halinde soruşturulmasını talimatlandırdım. Olay bundan ibarettir."
 
Başbakan'ın Sitemini Üzerime Alınmadım
Bakan Yazıcı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bakan ve milletvekillerinden bazılarının suskun kaldığı yönündeki sitemini üzerine alınıp alınmadığının sorulması üzerine şunları anlattı:
 
"Başbakan'ın dünkü sitemini kesinlikle üzerime alınmam. Benim çok açık konuşan, görüş ve kanaatini özgürce ama düşünerek, katkı sağlayarak ifade eden bir kişiliğim var. Ben Sayın Başbakan'ı akşam da izledim. Kesinlikle o değerlendirmesini üzerime almadım. Ben bu süreçle alakalı her zeminde, uygun bulduğum her ortamda değerlendirmelerimi yapıyorum. Bunları yaparken de elbetteki hukukçu kimliğim ortaya çıkıyor. Hukukçu kimliğim ortaya çıkarken de siyasi kimliğimi unutuyor değilim. Hem hukukçu kimliğimle hem siyasal sorumluluğumla bunları yapıyorum. Orada da bir yanlış anlama var. Bana bu konuyla alakalı ilk sorulan 'Paralel yapı, paralel devlet konusunda ne diyorsunuz?' şeklinde yöneltilen soruya ben şunu söyledim, 'Bu tür fiilleri paralel devlet olarak nitelemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü devlet tektir, devletin paraleli olmaz.' Ben burada hem kamu normlarını, ve hukuki kavramları dikkate alarak söyledim. Bu olup bitenlerin doğru ismi 'Paralel Yapı'dır dedim. Paralel devlet yok, paralel yapı var. Doğru isim bu. Devletin içinde paralel yapılar var, dün vardı bugün de var. Bu olup bitenler de paralel yapıdır."