Bakan Yazıcı'nın "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı'na" İlişkin Görüşleri (06.07.2013)
“Tüketim” insanlığın varoluşuyla birlikte ortaya çıkmış bir kavramdır. Günümüzde teknolojik gelişmenin ve özellikle küreselleşmenin etkileriyle, hızla değişen ve gelişen bir pazar yapısı ile karşı karşıyayız. Tüketiciler; üretilen mal ve hizmetlerle ilgili olarak, çeşitli pazarlama yöntemleriyle, tüketime yönlendirilmektedir.
08 Temmuz 2013“Tüketim” insanlığın varoluşuyla birlikte ortaya çıkmış bir kavramdır. Günümüzde teknolojik gelişmenin ve özellikle küreselleşmenin etkileriyle, hızla değişen ve gelişen bir pazar yapısı ile karşı karşıyayız. Tüketiciler; üretilen mal ve hizmetlerle ilgili olarak, çeşitli pazarlama yöntemleriyle, tüketime yönlendirilmektedir. Bu da günümüzün “tüketim toplumlarını” ortaya çıkarmaktadır. Böyle bir ekonomik ortamda, tüketiciler; kendilerine en uygun mal ve hizmet seçimini bilinçli bir şekilde yaparak ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır. Bu da tüm dünyada temel bir insan hakkı olarak kabul edilen tüketicinin korunması kavramının önemini her geçen gün artırmaktadır.
Tüketicinin korunması ile ilgili yapılan düzenlemelerin ortak amacı; üreticiler karşısında zayıf konumda bulunan tüketicilerin güçlendirilmesi ve güvenlerinin artırılmasıdır. Tüketicinin korunması ile ilgili kurallar, tüketiciyi korumanın yanı sıra; belli standartta ve kalitede mal ve hizmet üretimini sağlamaktadır. Bu açıdan ülke ekonomisinin gelişmesine de katkıda bulunmaktadır. Tüketicinin korunması kavramı dünyada son 50 yıldır önem kazanmıştır. Oysa Tüketicinin korunması bizim gündemimize yeni giren bir konu değildir. Bu coğrafyada 12’nci yüzyıldan beri “kaliteli üretim” kavramı ticari hayatın içinde yer almaktadır. Medeniyetimizde "Ahilik Teşkilatı"nın, ticarette ortaya koyduğu ilkeler bu anlamda önemli bir örnek teşkil etmektedir.
Son yüzyıl içinde ise ülkemizde tüketicinin korunmasına yönelik hukuki düzenlemeler 1982 anayasasında yer almıştır. Tüketici hukuku, ekonomik olarak güçlü üreticiler karşısında zayıf ve örgütsüz tüketicinin korunması ihtiyacından doğmuştur.
Önceki gün TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edilen “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı”nın hazırlanması bu ihtiyaçtan doğmuştur. Tüketicilerimizin yoğun olarak problem yaşadığı alanları tespit ettik. Bu doğrultuda Kanunda yaptığımız köklü değişikliklerle bu problemlere çözüm yolunu açtık.
Mevcut 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 76 milyon tüketicimizi ilgilendiren ve tüm sektörlere uygulanacak ortak kuralları belirleyen çerçeve bir kanun olmasına rağmen ülkemizde ve dünyada meydana gelen değişim ve gelişim karşısında sorunları gidermekten ve ihtiyaçları karşılamaktan uzak bir hale gelmiştir.
2007 yılında açılan ve kapanması için mevzuat uyumunun beklenildiği tüketicinin ve sağlığın korunması faslının da kapanabilmesi için AB yönergelerinin de uyumlaştırılması ve vatandaşlarımızın asgari olarak AB ülkeleri ve dünyanın diğer gelişmiş ülkelerindeki tüketicileri koruyucu yasal mevzuatta yer alan haklardan faydalandırılması amacıyla da kanunda değişiklik yapılması ihtiyacı doğmuştur. Ayrıca Bakanlığımıza, Tüketici Mahkemelerine ve Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine yapılan tüketici şikayetleri ile başta tüketici dernekleri olmak üzere tüketici ile ilgili tüm tarafların temsil edildiği Tüketici Konseyi kararları analiz edilerek tüketicilerin yoğun olarak problem yaşadığı alanlar tespit edilmiş ve bu problemlere çözüm getirmek için yeni bir kanunun ele alınması gereği hasıl olmuştur.
Bu amaçla 2011 yılında tüketici hukuku alanında önemli çalışmaları bulunan akademisyenler ile Bakanlığımız yönetici ve uzmanlarından oluşan bir özel çalışma komisyonu oluşturulmuş ve mevcut Kanunun hemen hemen bütün maddelerinde bir değişiklik ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanunun değiştirilmesi yerine yeni bir kanun hazırlanmasının daha uygun olacağı değerlendirilerek yeni bir Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı hazırlanmıştır.
Kanun Tasarısı Taslağı, 23 Ağustos 2012 tarihi itibariyle kamuoyunun görüşüne açılarak başta sivil toplum örgütleri olmak üzere 96 kurum ve kuruluşun görüşü sorulmuştur. Ayrıca internet sayfasında kamuoyu ile paylaşılan taslakla ilgili pek çok kurum, kuruluş ve tüketici de görüşlerini Bakanlığımıza iletmiştir.
Kanun Tasarısı 23 Mayıs 2013 tarihinde Başbakanlığa gönderilmiş, 27 Mayıs 2013 tarihinde Bakanlar Kurulu’na sunulmuş ve 4 Haziran 2013 tarihinde de TBMM’ye sevk edilmiştir.
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda Tasarının geneli üzerindeki görüşmeleri müteakiben verilen önerge doğrultusunda, daha ayrıntılı bir şekilde incelenebilmesini teminen bir Alt Komisyon kurulmasına karar verilmiştir.
Alt Komisyonun 19, 20, 25 ve 26 Haziran 2013 tarihlerinde gerçekleştirdiği çalışmalar sonucu hazırlanan Tasarı, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda 3, 4 Temmuz 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde kabul edilerek TBMM Genel Kurulu’na sevk edilmeye hazır hale getirilmiştir.
Kanun Tasarısının başta 76 milyon tüketicimiz olmak üzere, tüm imalat ve ithalat sektörünü, tüketiciye mal ve hizmet sunan tüm esnaf ve tacirler ile bunların meslek örgütlerini, tüketicinin korunması alanında faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşlarını ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarını ilgilendiren ve tüm sektörlere uygulanacak ortak kuralları belirleyen çerçeve bir kanun olması hedeflenmiştir.
Diğer taraftan Kanun Tasarısının hedefleri arasında;
-Tüketicilerin işlem yaptığı tüm piyasalarda “bilinçli tüketici, basiretli tacir” ilkesinin esas alınması,
-Tüketicilerin seçimini ihtiyaçlarına en uygun ve rasyonel şekilde yapabilmesi için kendisine gerekli bilgilerin sağlanması.
-Tüketicilerin güvenliğinin sağlanması ve bilinç düzeyinin artırılması.
-Tüketicilerin mahkeme dışı çözüm organları aracılığıyla, haklarını etkin, hızlı ve masrafsız arayabilmelerinin önünün açılması,
-Tüketiciye tanınan hakların tahkim edilmesi ve buna paralel olarak ürünlerde kalite standardının yükseltilmesi,
-Bürokratik işlemlerin azaltılması,
-Piyasadaki rekabet ortamının gelişmesine katkı sağlanması,
-Tacirler arasındaki haksız rekabetin önlenmesine katkı sağlanması, bulunmaktadır.
Tasarı özellikle, Tüketici Hakem Heyetleri, Tüketici Konseyi, Reklam Konseyi gibi tüketicilerin hak arama yollarını kolaylaştıran ve seslerini duyurmalarına imkan veren kuruluşlar yönüyle; ayıplı mal, taksitle satışlar, ön ödemeli konut satışları, abonelik sözleşmeleri gibi alanlarda ve bankacılık sektöründe tüketiciden alınan ücretlerin sınırlandırılması ve tüketicilere ücretsiz bir kredi kartı sunulmasının zorunlu hale getirilmesi gibi hususlarda ileri düzenlemeler içeriyor.
Kanun Taslağında yer alan “tüketici” tanımına gerçek kişilerin yanı sıra tüzel kişiler de eklenmek suretiyle özellikle kamu yararına çalışan dernek ve vakıflar ile apartman site yöneticiliklerin de Kanunun sağladığı haklardan faydalanması öngörülmüştür. Diğer taraftan, Komisyonda yapılan değişiklikle son zamanlarda saldırgan bir satış türü olarak öne çıkan ve çok sayıda tüketiciyi mağdur etmeye başlayan devre mülk ve devre tatil amaçlı konutların ön ödemeli (maket üzerinden) satışlarında tüketiciyi ileri düzeyde koruyacak olan teminat ve bina tamamlama sigortası, sözleşmeden dönme ve teslim süresine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Bankaların tüketicilerden faiz dışında alacağı ücret, komisyon ve masraflar Bakanlığın görüşüyle BDDK tarafından belirlenirken; tüketicilerin korunması ve Kanunun ruhuna uygun davranılması gerektiği düzenleme altına alınmıştır.
Ayrıca, oluşturdukları sistem çerçevesinde, satıcı veya sağlayıcı adına mesafeli sözleşme kurulmasına aracılık edenlerin, satıcı veya sağlayıcıya ilişkin bilgiler ile tüketici ile yapılan işlemler ile ilgili kayıtları tutmak ve istenilmesi halinde bu bilgileri ilgili kurum, kuruluş ve tüketicilere vermekle yükümlü tutulmasına yönelik değişiklik yapılmıştır.
Diğer taraftan, Komisyonda kabul edilen önerge doğrultusunda Taslağa eklenen madde ile yoğun tüketici mağduriyetlerinin yaşandığı, katılımcılarına bir miktar para veya malvarlığı ortaya koymak karşılığında, gerçekçi olmayan yüksek kazanç beklentisi vaat eden ve tamamen sistemi kuran sınırlı sayıdaki kişilerin para kazanmasına dayanan saadet zinciri olarak ta bilinen “piramit satış sistemlerini” yasaklayan düzenlemeler yapılmıştır.
Bakanlık tarafından çıkarılacak ikincil düzenlemelerde başta tüketici dernekleri olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin görüşlerinin alınması zorunlu kılınmıştır.
Tasarının cezalara ilişkin maddesinde yapılan değişiklik ile tüketicilere yıllık üyelik aidatı ve benzeri isim altında ücret tahsil edilmeyen bir kredi kartı sunmayan Bankalara (Kart Çıkaran Kuruluş) verilecek idari para cezasının miktarı 5.000.000-TL’ye çıkarılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Taslağı kanunlaştıktan ve uygulama yönetmelikleri çıkarıldıktan sonra Türk tüketicisi çağdaş ülkelerde yaşayan tüketicilerle aynı haklara hatta bazı alanlarda daha üst düzey korumaya sahip olacaktır.
Hayati YAZICI
Gümrük ve Ticaret Bakanı