Dünya Gümrük Örgütü'nün (DGÖ) 119/120'nci Dönem Konsey Toplantılarında Türkiye'yi temsil eden Altunyaldız, sınırlar arası ticarette uluslararası standartları belirleyen DGÖ'nün tarihinde Türkiye'nin özel bir yeri olduğunu söyledi.
Kurucu ülkeler arasında bulunan Türkiye'nin, DGÖ'nün sözleşmesini imzalayan ilk ülke olarak öne çıktığını belirtenAltunyaldız, örgütün en önemli uluslararası sözleşmelerinden birisinin 1990 yılında imzalanan ve geçici kabulü düzenleyen İstanbul Sözleşmesi olduğunu ve bu kurumda çalışan 45 uzmandan 2'sinin Türk olduğunu ifade etti.
Bakanlık olarak, Türkiye'nin ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde uluslararası platformlarda etkin olma noktasında çok aktif bir yaklaşım içinde olduklarını dile getiren Altunyaldız, ''Önümüzdeki yıl DGÖ'nün siyasi komitesine gireceğiz. Burada ülkemizin ortaya koyduğu politikaları dillendireceğiz ve kararlara dönüşmesini sağlayacağız'' diye konuştu.
Altunyaldız, 177 ülkenin üye olduğu DGÖ'nün birçok projesine Türkiye'nin öncülük ettiğini vurgulayarak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak bölge ülkelerindeki muhataplarıyla her yıl en az bir kez biraraya geldiklerini ve gümrük uygulamalarını mümkün olduğunca hızlandırmak için alınacak önlemleri görüştüklerini söyledi.
Türkiye'nin, gümrük uygulamalarındaki birikimini bölge ülkeleriyle paylaşmaktan yana olduğunu anlatan Altunyaldız, İslam Kalkınma Bankası'nın desteğiyle Tunus ve Libya gümrük idarelerinin modernizasyonu projesini DGÖ ile birlikte yürüttüklerini ve bu konuda önemli mesafe aldıklarını bildirdi.
-''Ortak kapı konseptini gündemimize aldık''-
Ziya Altunyaldız, 2008 yılında başlattıkları tarihi İpekyolu'nu yeniden canlandırma çalışmalarla bu güzergahta olan gümrük idarelerinin hem fiziki hem teknik altyapı açısından hızlı işlem yapabilecek şekilde modernizasyon ve entegrasyonunu hedeflediklerini belirterek, bir sonraki adım olarak ise ''ortak kapı'' konseptini gündemlerine aldıklarını kaydetti.
Bu şekilde bu tarihi güzergahı yeniden rekabetçi hale getirmeyi amaçladıklarını dile getiren Altunyaldız, proje kapsamında bugüne dek bölge ülkeleriyle 4 kez toplandıklarını ve birçok somut proje üzerinde çalıştıklarını ifade etti.
Türkiye'nin 2023 yılındaki 500 milyar dolar ihracat hedefine işaret eden Altunyaldız, İpekyolu gibi iddialı projelerin bu hedeflere ulaşmada önemli rol oynayacağını söyledi.
-''Hedefimiz dünyada en iyisi olmak''-
Altunyaldız, DGÖ'ye göre gümrüklerin artık sadece vergi toplayan, malların giriş çıkışını denetleyen ve gözetleyen bir idare olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
''Gümrükler artık tedarik zincirinin çok önemli bir parçasıdır. Ticareti kolaylaştıran, rekabeti güçlendiren bir idaredir. Dolayısıyla DGÖ'nün bakışıyla gümrük idarelerinin pozisyonu, fonksiyonu ve vizyonu son derece değişmiş durumda. Biz de bu çerçevede vizyonumuzu, Türkiye'yi dünyada en hızlı en etkin ve en rekabetçi ama en güvenli ticaretin yapıldığı ülke haline getirmek olarak belirledik. Bu çerçevede rekabetçi uygulamaları devreye sokuyoruz, 7 gün 24 saat bütün ihracatçılarımızın mallarını gönderebileceği, ihraç işlemlerini ofislerinden depolarından yapabilecekleri uygulamalar getiriyoruz. Tek Pencere Sistemi'yle çalışmaya başladık. Bu sayede bekleme süreleri azalacak, maliyetler gerileyecek ve ihracatçılarımızın rekabet gücü artacak. Buradaki hedefimiz, dünyadaki en iyi uygulamaları ülkemiz ihracatçısına sunmaktır.''
DGÖ Genel Sekreteri Mikuriya İle Görüştü
Müsteşar Altunyaldız, DGÖ toplantısı için gittiği Brüksel’de bir dizi temaslarda bulundu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Dünya Gümrük Örgütü (DGÖ) Genel Sekreteri Kunio Mikuriya ile biraraya geldi.
Türkiye'yi DGÖ konsey toplantılarında temsil eden Altunyaldız, Mikuriya ile 1 saate yakın süren görüşmesinde, gelecek yıl nisan ayında DGÖ ile ortaklaşa İstanbul'da düzenlenecek Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Kongresi hazırlıklarını değerlendirdi.
Görüşmede Gümrük ve Ticaret Bakanlığı uzman yardımcılarının DGÖ'de mesleki eğitim çalışmalarına katılması hususunda mutabakata varıldı.
Altunyaldız, DGÖ'nün de talebiyle Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri gümrük personelinin Türkiye tarafından eğitilmesi kapsamında yapılan hazırlıkları anlattı ve kısa süre içinde Libya ve Tunus gümrükçülerine eğitimlerin başlayacağını bildirdi.
DGÖ'nün Japon Genel Sekreteri Kunio Mikuriya ise Türkiye'nin DGÖ içindeki çalışmalarından övgüyle bahsetti.
Türkiye'nin dünyadaki ve buna paralel olarak DGÖ içindeki ağırlığının her geçen gün arttığını belirten Mikuriya, "Özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan gelen taleplerin karşılanmasında etkin ve yapıcı tutumu nedeniyle Türkiye'ye teşekkür ediyorum. Türkiye ile yakın işbirliğimiz dünya gümrüklerinde güvenli ticareti kolaylaştırmak hedefimize büyük katkı sağlayacaktır" dedi.
Altunyaldız, üç gün süren konsey toplantısında Belçika, Almanya, Yeni Zelanda, Tunus, İran, Güney Kore gümrük idarelerinin başkanlarıyla bir araya geldi.
STK VE TİCARİ KURULUŞ TEMSİLCİLERİ İLE BİR ARAYA GELDİ
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Yunus Emre Kültür Merkezi’nde Türk ticari kuruluş ve STK temsilcileri ile de bir araya geldi.
TOBB Brüksel temsilcisi Bülent Bilgiç öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıda Müsteşar Altunyaldız, Belçika ile Türkiye’nin yüzyıllara dayanan ilişkilerine dikkat çekerek ‘‘Sizlerin burada bulunmanızın bizim için anlamı çok büyük. Siz buralarda güçlendikçe biz de kendimizi o kadar güçlü hissediyoruz. Belçika dış ticaretimizin önemli partnerleri arasında yer alıyor. Belçika’ya verdiğimiz öneme binaen burada iki gümrük müşavirimiz görev yapıyor.’’ şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda bakanlık olarak Türkiye’yi dünyanın en kolay ticaret yapılan ülkelerinden biri haline getirmek için yola çıktıklarını ifade eden Altunyaldız, hem yasal ticaretin kolaylaştırılması hem de yasadışı ticaretin önüne geçilmesi için gümrük idarelerin yerel özelliklerinden sıyrılıp, uluslar arası arz zincirinin bir halkası haline gelmesi için yürüttükleri çalışmalardan söz etti. Bu bağlamda ‘tek pencere’, ‘yerinde gümrükleme’ ve ‘yetkilendirilmiş yükümlü uygulaması’ gibi çalışmaları anlatan müsteşar, son günlerin tartışma konularından birisi olan Türk işadamlarına yönelik AB’nin uyguladığı vize konusuna da değindi.
Altunyaldız, ‘‘AB üyesi ülkeler tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vize mecburiyeti 1980 yılında başlamış olup, AB ile aramızdaki Ortaklık Anlaşması’ndan kaynaklanan haklarla çeliştiği için ülkemiz özellikle son dönemde bu konu üzerinde hassasiyetle durmaktadır. Diğer yandan bu durumun hem yargı hem de ilgili AB organları tarafından ele alınmaya ve tartışılmaya başlandığını gözlemliyoruz.’’ sözleriyle vize muafiyeti müzakerelerinin gerekli düzenlemelerin karşılıklı halledilmesinin ardından vize muafiyeti müzakerelerinin resmen başlayacağını kaydetti. Müsteşar Altunyaldız, böylece Türk işadamlarının yaşadığı çok önemli bir sorunun ortadan kalkacağını ve AB ülkeleri ile olan ticaret hacminin daha da artacağının altını çizdi.
TUSKON, TURRBO ve UNİTEE gibi kuruluşlarının Brüksel temsilcilerinin de hazır bulunduğu toplantıda Belçika’da mukim işadamları ve STK temsilcileri Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız’la farklı konuları istişare imkanı buldu.