Bakan Yazıcı Kırşehir'de Ahilik Haftası Etkinliklerine Katıldı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ahi Evran-ı Veli Meydanı'nda düzenlenen Ahilik Haftası kutlamaları resmi törenindeki konuşmasında Kırşehir'in, Ahiliğin hem başkenti hem de manevi merkezi olduğunu söyledi.

22 Eylül 2012
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Ahi Evran-ı Veli Meydanı'nda düzenlenen Ahilik Haftası kutlamaları resmi törenindeki konuşmasında Kırşehir'in, Ahiliğin hem başkenti hem de manevi merkezi olduğunu söyledi.
 

Bu topraklarda herkesin birbirini kardeş bildiğini ve buna gönülden inandığını ifade eden Yazıcı, ''Bugün kardeşlik ve barış temeli üzerine bina edilmiş Ahilik anlayışına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. 'Ahi kardeşim' dedik. 'Çerkez kardeşim' dedik. 'Kürt kardeşim' dedik. Birlikte ağlayan, birlikte gülen bir millet olduk. Bu ülkenin doğusu batısından, kuzeyi güneyinden kız alır, kız verir. Ahilik kardeşlik demektir. Yüzlerce yıldır bu duyguyla beraber yaşadık, beraber öldük'' dedi.
-''Türkiye'nin güçlenmesini istemeyenler terör yolunu seçti''-
Bu topraklarda doğusuyla batısıyla omuz omuza mücadele edildiğini ve yan yana şehit düşüldüğünü vurgulayan Yazıcı, şöyle devam etti:
''16-17 yaşındaki bir Diyarbakırlı'yla İzmirli'yi, Sivaslı'yla Edirneli'yi buluşturan, yan yana şehit düşüren, koyun koyuna yatıran, bu vatan sevdası, bu vatan aşkıdır. Toprağın altındaki o cansız bedenler, biz canlı bedenlere hala mesaj veriyor. Biz birlikte şehit düşmüş bir milletiz. Biz etle tırnak gibi birbirinden ayrılmayan bir milletiz. Şehitliklerde Kırşehir nüfusuna kayıtlı bir şehitle, Diyarbakır nüfusuna kayıtlı bir şehit yan yanadır. Erzurumlusu, Karslısı, Kayserilisi, Rizelisi, Aydınlısı koyun koyunadır. Bunu Konya'da da görürsünüz, Diyarbakır'da da görürsünüz, İstanbul'da da görürsünüz. İstikbalde birlikte yaşama arzumuz olmasa idi, İstiklal Savaşı'mızda birlikte ölmezdik. Birlik olduğumuz, kardeş dayanışması içinde olduğumuz sürece bizi kimse yıkamaz. Türkiye'nin güçlenmesini istemeyenler terör yolunu seçtiler. Birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere en güzel cevabı milletimiz verecektir.''
Yazıcı, bu coğrafyada huzuru, barışı, kardeşliği daim kılmanın herkesin en temel vazifesi ve en önemli sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek, ''Bizim coğrafyamızın dünyaya verdiği en büyük ve kadim mesaj şudur: Dil, din, ırk farkı olmadan, herkes bu topraklarda birlikte huzur içinde yaşayabilir. Biz bin yıldır burada yaşıyoruz. Bin yıl sonra da on bin yıl sonra da dünya durdukça bu topraklarda yaşıyor olacağız. Bu topraklar bize, biz bu topraklara aitiz'' diye konuştu.
Ahilerin, Anadolu'nun kapılarının Türklere açılmasından sonra bu coğrafyada birlik ve beraberliği tesis eden en önemli teşkilat olduğunu vurgulayan Yazıcı, dün Ankara'da, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odaları Birliği'nin birlikte organize ettiği 1. Uluslararası İş Etiği Konferansı'na katıldığını ve burada Ahiliği anlattığını söyledi.
Kadınların da Ahilik teşkilatı içinde aktif rol aldığını, Ahi Evran-ı Veli'nin eşi Fatma Hanım'ın kurduğu ve kadınların Ahilik ilkeleri çerçevesinde bir araya geldiği, iktisadi faaliyetlerde bulunduğu 'Bacıyan-ı Rum' teşkilatının tarihteki ilk örgütlü kadın hareketi olduğunu belirten Yazıcı, ''Kadınlarımızı özelikle de Fatma Hanım'ın torunları olan Kırşehirli bayan tüccarlarımızı ticari hayatın içerisinde daha aktif görmek istiyorum'' dedi.
-Esnaf ve sanatkarlara yönelik hizmetler-
Yazıcı, bakanlığının esnaf ve sanatkarlarla ilgili çalışmalarına da değinerek, şunları kaydetti:
''Biz kamuyu, hizmet etmek için bir vesile olarak görüyoruz. Bakanlık olarak esnaf ve sanatkarların rekabet gücünün artırılması ile değişim ve dönüşümün desteklenmesi amacıyla birçok kamu kurum ve kuruluşu ile çalışmalar yürütmekteyiz. Öncelikle Esnaf ve Sanatkarlar Değişim, Dönüşüm, Destek Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nı (ESDEP) uygulamaya koyduk. Modern toplu taşımacılıkta esnaf ve sanatkarların faaliyet gösterdikleri fiziki mekanların iyileştirilmesine yönelik projeler gerçekleştirildi. Esnaf ve sanatkarlara yönelik küçük sanayi sitelerinin yapımında TOKİ ile işbirliği yapıldı. KOSGEB KOBİ Finansman Destek Kredileri kapsamında ise 2003'ten bugüne 209 bin 661 program desteklenerek, 11 milyar 560 milyon liralık kredi hacmi oluşturulmuştur. Esnaf ve Sanatkarlar Bilgi Sistemini (ESBİS) yeniledik. Sicil affı getirdik. Esnaf ve sanatkarımızın Bağ-Kur prim borçlarını yeniden yapılandırdık.''
-Ahilik yemini edildi-
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken ise terör olayları nedeniyle buruk bir Ahilik Haftası kutladıklarını belirterek, bugünlerin de geçeceğini söyledi.
Konuşmaların ardından, temsili olarak esnaf ve sanatkarlar için Şed Kuşanma Töreni yapıldı. Bir grup esnaf, Ahi Evran Üniversitesi Ahilik Araştırma Merkezi Müdürü Kazım Ceylan'ın önderliğinde Ahilik yemini etti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı Balyoz davası ile ilgili:
''Türkiye'nin darbelerden arınması, demokratik ortamın da darp edici ortamlardan arındırılması bakımından önemli bir aşama'' dedi.
 

 
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile birlikte Ahilik Haftası kutlama törenleri için Kırşehir'e geldi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, yaklaşık 18 ay süren davada kararın dün açıklandığını anımsatarak, karar sonuçları üzerinde bir yorum yapmanın doğru olmadığını, henüz yargısal aşamanın devam ettiğini söyledi.
Temyiz aşamasını görüp, karar kesinleştikten sonra mahkeme kararları üzerinde değerlendirme yapmanın demokratik ilkelerin geleneği olduğunu vurgulayan Yazıcı, şunları kaydetti:
''Burada belki farklı olan bir şey, Türkiye'deki çok partili siyasi hayatımız darbe süreçleriyle dolu. Darbeler yapılmış, darbe teşebbüsleri olmuş, ama dikkat ederseniz o süreçlerde darbe yaptıkları için, eksik darbeye teşebbüs ettikleri için bir istisna dışında bir yargılanma, bir sorgulanma olmamış. O istisna da, 1960 darbesinden sonra 21 Mayıs'ta darbeye teşebbüs eden Talat Aydemir ve birkaç arkadaşı olmuş. Onlar yargılanır, idama mahkum olur. Ama ondan sonra yine darbeler olmuş, teşebbüsler olmuş. İlk defa bu boyutta darbe teşebbüsü iddiasıyla bir yargılama sürecini Türkiye yaşadı. Bu açıdan baktığınız zaman Türkiye'nin darbelerden arınması, demokratik ortamın da darp edici ortamlardan arındırılması bakımından önemli bir aşama. Ama sonuç itibariyle yargısal faaliyetler, yargısal kararlar adaleti hedeflemesi lazım. Baktığımız zaman, irdelediğimiz zaman delilleriyle, kanıtlarıyla birlikte hükmü örtüştürdüğünüz zaman 'bu adalettir' diye bileceğimiz bir sonucu hedeflemesi lazım yargının. Bunun böyle olup, olmadığını elbette ki, hüküm kesinleştikten sonra göreceğiz.''
Hiçbir yargıcın, hiç kimseyi ön yargılı değerlendirmemesi gerektiğini, yargılamanın çok önemli bir faaliyet olduğunu belirten Yazıcı, şöyle devam etti:
''Çok hassas olması lazım. İnsanın yaptığı işlemlerin vicdanı ile örtüşmesi lazım. Yani gece yattığı zaman kalbi zınk zınk zorluyorsa, orada zorlama var. Ama rahat ediyorsa vicdanına göre, kanuna göre, hukuka göre karar vermiş demektir. O süreçte işlem yaptıkları kanısındayım. Ama eylemlerin nitelemesi, kanıtları onlar için çok detaylı olacak. Ben iddianameye göz attım ama iddianameden ibaret değil, kanıtlar da önemli. Daha sonra tanıklar dinlendi ve sair. Bir takım bilirkişi incelemeleri oldu, o aşamaları bilmiyorum. Ama iddianameleri mümkün ölçüde belli nitelikte, belli kapsamda biliyorum. Dolayısıyla serin kanlı hareket etmemiz lazım. Yani burada şimdi 'yargı yok, hakim değil' gibi söylemler, değerlendirmeler, hukuk devletinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yakışmayacağı kanısındayım. Serin kanlı olarak beklemek lazım. İnşallah sonuç ülkemiz için hayırlı olur.''