Bakan Yazıcı, Yurtdışı Türkler Sivil Toplum Buluşması’na Katıldı

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından Marriott Otel'de düzenlenen ''Yurtdışı Türkler Sivil Toplum Buluşması'' toplantısının ''Gümrüklerde Yeni Dönem'' başlıklı oturumunda yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorularını cevapladı.

08 Haziran 2012
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından Marriott Otel'de düzenlenen ''Yurtdışı Türkler Sivil Toplum Buluşması'' toplantısının ''Gümrüklerde Yeni Dönem'' başlıklı oturumunda yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorularını cevapladı.

Türkiye'nin, dünyanın çok önemli bir yerinde olduğunu belirten Yazıcı, ülkenin karayolu, havayolu ve denizyolu gümrük kapılarına sahip olduğunu bildirdi. 
Gümrük kapılarında önemli yenileme çalışmalarının yapıldığını, ancak halen istenilen düzeyde olmadığını anlatan Yazıcı, ''Siz söylemeden ben söyleyeyim. Özellikle yaz aylarında bir yoğunluk oluyor. Biz bunları önleyecek önlemleri alıyoruz ama sizin istediğiniz seviyeye henüz getiremiyoruz'' diye konuştu.
Birçok gümrük kapısının yap-işlet-devret modeliyle yenilediklerini, geriye kalanları da yine aynı modelle yenileyeceklerini belirten Yazıcı, şunları kaydetti: 
''Tüm dünya gümrüklerinde etik kurallarla ilgili sorunlar vardır. Türkiye'nin 2011 yılı itibariyle dış ticaret hacmi 375 milyar dolardır. 375 milyar dolarlık varlık bu gümrük kapılarında sirküle ediliyor. Bu kadar menfaatin dolaştığı bir yerde etik kural ihlalleri icra ediliyor olması elbette olağan değil ama dünyada da bunların örneklerini görüyoruz. Ancak bu konu üzerinde son derece hassasiyetle duruyoruz. Ben arkadaşlarıma hep şunu söyledim. Gümrüklerle ilgili bu imajı ortadan kaldırmak benim birinci hedefim. Bu alanda kim kural ihlal ederse hangi arkadaşımla ilgili somut olarak bir iddia bana ulaşırsa kimsenin gözünün yaşına bakmam. Toleransım sıfır. Toleransım yok bu konuda. 
Bir arkadaşımın iş yaparken kabiliyeti yeterli olmayabilir, bu konuda toleransım var. Her insanın takati neyse ona göre iş isteriz ve yine bir kamu görevlisinin, yaptığı hizmet karşılığı devletten beklentisi, devletin ona bordrosunda öngördüğü maaştan ibarettir. Onun dışında bir beklenti içinde olan kişi, etik kuralı ihlal etmeye hazır demektir. Ona karşı da toleransım sıfırdır.'' 
-''Hiçbiriniz veren durumunda olmamalısınız''-
Bakan Yazıcı, hükümet olarak ülkeye hizmet verebilmek için gece gündüz koştuklarını belirterek, bunun karşılığında vatandaşın kendilerini takdir etmesiyle enerji bulduklarını söyledi. 
Bakanlıkta kadroları yenilediklerini anlatan Yazıcı, bin yeni personel daha alacakların ifade etti. 
Yerleşmiş kadroları suçlamadığını, ancak hizmet üreten görevlilerden yanlış yola sapanları tespit edip cezalandırırken, dürüst olanları da koruduklarını dile getiren Yazıcı, ''Ancak bu konu iki taraflıdır. Özellikle gümrüklerde etik dışı birtakım uygulamalarda şikayet edildiğinde mutlaka onu sağlayan bir de veren var. Hiçbiriniz veren durumunda olmamalısınız. Hiçbiriniz birkaç dakika daha beklemeyeyim diye avantaj sağlayacak bir tutum içerisine girmemelisiniz'' görüşünü belirtti.
Bu konuya ilişkin bir de örnek veren Bakan Yazıcı, şöyle devam etti: 
''Bir gün bir bakan arkadaşım odama geldi. Dedi ki 'Sizin arkadaşlar bizim bir tanıdığımızdan rüşvet istemişler.' Telefonunu ver dedim, bağlattım. Sordum böyle bir şey var mı? diye, 'Evet' dedi. Gümrük müşavirine de sordum, O da 'Evet, oldu. Benden 5 bin dolar para istendi' dedi. Dedim ki şimdi suçüstü yaptıracağım. Seni savcıya göndereceğim. Ona gidip bunları anlatacaksın, suçüstü yapılacak, sen de buna yardımcı olacaksın. 'Özür diliyorum. Benim bir patronum var, ona danışayım' dedi. Patronu bağlandı, evet falan dedi ama evirdi çevirdi, bu tür bir işlem yapılmasına yardımcı olmadı. Ondan sonra işi diğer yönü itibariyle sorguladım. İhraç edilen ürün çakmaymış. Adamdaki cesarete bak şimdi. Çakma ürünü ihraç ediyor, uyanık gümrükçü onu görüyor. 'Bu çakma' diyor ve orada bir menfaat çatışması oluyor. O da 'Ben çakma ürünü ihraç ediyorum. Bundan dolayı istedi' de diyemiyor. Şimdi al birini vur öbürüne. Böyle bir örneği vermek suretiyle, bu konuda ne kadar hassas olduğumuzu belirtmek istiyorum.'' 
-''Tek Pencere Sistemi ile bekleme süreleri kısalacak''-
Gümrüklerde öncelikle hızı artırmak için çalıştıklarını, bunun yanında gümrük görevlilerinin, kaçakçılığın her türlüsünü engellemekle de görevli olduğunu anlatan Yazıcı, bu iki konu üzerinde dengenin bulunması gerektiğini ifade etti. 
Aksi halde günlerce beklemenin söz konusu olabileceğini ifade eden Yazıcı, Bakanlığın uygulamalarına da değindi. 
Yazıcı, ''Tek Pencere'' adını verdikleri bir sistem olduğunu belirterek, bu proje ile tüm işlemlerin elektronik ortamda ilgili kamu kuruluşlarına iletileceğini ve o kuruluşların da sonuçları elektronik ortamda bir merkeze göndereceklerini, bu sayede bekleme sürelerini kısaltacaklarını bildirdi. 
-''Meyve sebzenin yüzde 25'i zayi oluyor''- 
Konuşmasının ardından salondaki katılımcıların sorularını da yanıtlayan Yazıcı, bir soru üzerine çoğunluğu olmak üzere gümrük kapılarının 24 saat süreyle açık olduğunu, ancak bazı kapıların belli zaman dilimleriyle sınırlı olduğunu söyledi. 
Gümrük Müdürlüklerinde ise kadroların artırılmasıyla ileride 3 vardiya sistemiyle 24 saat çalışma esasına geçilebileceğini ifade etti. 
Ürünlerin bilgisizlik nedeniyle zayi olduğu yönündeki bir soru üzerine de Yazıcı, eleştirinin doğru olduğunu ifade etti. 
Meyve ve sebzelerle ilgili ''Hal Kanunu''nu devreye soktuklarını anlatan Yazıcı, ''Türkiye'de aşağı yukarı 42-44 milyon ton meyve sebze üretimi var. Bunun yüzde 25'i paketleme, sevkiyat bilgisizliği nedeniyle zayi oluyor. Dolayısıyla o kesimi bilgilendiriyoruz'' ifadesini kullandı.
-Cenazelerin Türkiye'ye getirilmesi-
Bakan Yazıcı, bir katılımcının, ''Cenazelerimizi Türkiye'ye getirdiğimizde İstanbul'da otopsiye götürmek zorunda kalıyoruz. Bu bizim için önemli bir sorun. Bunu düzeltecek misiniz?'' sorusu üzerine bunun önemli bir sorun olduğunu söyledi. 
Gelen her cesedin, kriminal bir sorun yoksa böyle bir uygulamaya tabi tutulduğu kanısında olmadığını dile getirenYazıcı, Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda yeni bir mevzuatının olduğunu, bu mevzuatla da uluslararası nakil şartlarına haiz cenazelerin hudut kapılarında hiçbir işleme tabi tutulmayacağını bildirdi. 
-''Uçakla gelin, burada da araç kiralayın''-
Bakan Yazıcı, katılımcıların bazı sınır kapılarında ''insanlık dışı'' aramalara maruz kaldıkları yönündeki sorularını dile getirmesi üzerine de bu konuda girişimlerinin devam ettiğini, gittikleri her ülkede varsa eğer bu sorunu dile getirdiklerini bildirdi. 
Yurt dışından araba getirme konusundaki sorular üzerine de Yazıcı, şöyle konuştu: 
''Bu konudaki uygulamalarımızın doğru olduğu kanısındayım. Bu alan, çok suistimale müsait bir alan. Türkiye'de en önemli sektörlerimizden biri otomotiv sektörüdür. Elbette ki biz bu kuralları koymak suretiyle bu sektörümüzü belli oranda koruyoruz. Artık uçak seferlerini çok yaygın hale getirdik. Siz de lütfen gelişlerinizde gidişlerinizde uçağı tercih edin, buraya gelince de araç kiralayın, böyle bir yöntem bulun. Daha kolay gidersiniz. Öyle bazı ülkelerin sınır kapılarında sizi taciz etmelerinden de kurtulursunuz. Türk Hava Yolları'nı halkın yolu haline getirdik, şipşak gidip gelin. Rent e kar mı diyorlar, oradan da aracınızı kiralayın şoförüyle beraber. Gayet de ucuz. Biz Türkiye'nin ekonomik çıkarlarını gözeterek, sektörümüzü de korumak amaçlı bu tedbirleri alıyoruz. Nimet var, külfet var, bunları paylaşacağız. Bu anlamda size de böyle bir yük düşüyor. İnşallah daha büyürüz, onu da kaldırırız.'' 
Bir katılımcının, ''Gümrüklere yaklaşırken, yollara gümrüklerdeki sırayı gösteren levhalar konulamaz mı?'' sorusuna  üzerine deYazıcı, konuyu not aldığını, ilgili bürokratlara ileteceğini ifade etti.