Avrupa Çelik ve Metaller Eylem Planı - 19 Mart 2025

Avrupa Çelik ve Metaller Eylem 19 Mart 2025 tarihinde yayımlanmıştır. Plan aşağıdaki altı temel başlık çerçevesinde politika ve eylemler geliştirmektedir.
 

1. Bol ve Uygun Fiyatlı Temiz Enerjinin sağlanması

Avrupa Birliği’nde metal ve çelik sektörlerinde enerji maliyetlerinin toplam maliyetlerin çok büyük bir kısmını oluşturması, 2022 Enerji Krizi’nden sonra enerji maliyetlerinin %80’lere kadar yükselmesi, 2025 yılında düşen enerji fiyatlarına rağmen AB enerji fiyatlarının ABD’ye göre 2-3 kat yüksek olması ve doğal gaz fiyatlarının ise ABD’ye kıyasla beş kat daha fazla olması, AB’nin Eylem Planı’nda enerji konusuna yer vermesini gerekli kılmıştır.
 
Öte yandan, AB’nin temiz enerji kaynaklarına yönelik arayışı sürmektedir. Eylem Planı ile birlikte doğrudan elektrifikasyon, çelik ve metal üretiminin karbon salımını azaltmada en verimli yöntem olarak değerlendirilmiş olsa da, hidrojen üretimi gibi dolaylı elektrifikasyon kaynakları da fosil yakıtlara kıyasla tercih edilmiştir. Ancak dolaylı elektrifikasyon kaynakları, enerji maliyetlerinin toplam maliyetler içerisinde büyük bir paya sahip olmasına neden olmuştur.
 
Maliyetlerin düşürülmesi amacıyla hazırlanan "Uygun Maliyetli Enerji" başlıklı eylem planı;
  • ağ ücretlerinin daha verimli hale getirilmesi,
  • enerji vergileri ve harçlarının azaltılması,
  • Elektrik Alım Anlaşmalarının (PPA'lar) kolaylaştırılması,
  • izin süreçlerinin hızlandırılması, şebekelerin genişletilmesi ve modernizasyonu ile elektrik sisteminde esnekliğin teşvik edilmesi gibi
önemli çözüm unsurlarını içermektedir.
 
Bu kapsamda, Avrupa Komisyonu, Üye Devletlerle birlikte PPA’lara dayalı ve sanayinin temiz elektrik tüketimini taahhüt ettiği bir devlet yardımı aracı geliştirilmesini istişare etmektedir.
 
Ayrıca, Enerji Vergilendirme Direktifi üzerinde düzenlemeler yapılarak fosil yakıtlardan elektrifikasyona geçişi kolaylaştırıcı bir vergi çerçevesi oluşturulması hedeflenmektedir.
 
Danışma sürecinin ardından, 2025 yılının ikinci çeyreğinde kabul edilmesi öngörülen Temiz Sanayi Mutabakatı Devlet Yardımı Çerçevesi ile Üye Devletlerin sanayilerinde karbonsuzlaşma desteklerini hızlandırmaları için daha fazla esneklik ve basitleştirme sağlayan düzenlemelerin yer alması planlanmaktadır. ETS kapsamında dolaylı maliyet tazminatı için Devlet Yardımı Kılavuzları, çelik ve diğer metal endüstrilerini içeren belirli ticarete maruz ve karbon yoğun sektörler için elektrik faturaları aracılığıyla yansıtılan karbon maliyetlerinin Üye Devletler tarafından telafi edilmesine olanak tanınmasına yönelik çalışmalar yürütmektedir.
 
Doğrudan elektrifikasyonun sağlanamadığı durumlarda hidrojenin temel enerji sağlayıcı olarak çelik ve metal endüstrilerinde kullanılacağı belirtilmekte; bu nedenle hidrojene ilişkin yeni yatırımların devreye alınmasını içeren eylemler de planlanmaktadır.
 
Temiz enerji başlığı altında aşağıdaki eylemler öngörülmektedir:
  • 2025’in ikinci çeyreğine kadar metal sektörü ve diğer enerji yoğun endüstriler için ağ tarifelerini düşürme olanakları sunan ağ tarifesi tasarımına ilişkin bir rehber yayımlanması,
  • 2025’in ikinci çeyreğine kadar, şebeke projelerine yönelik öngörülen yatırımların hangi koşullar altında verileceğini belirleyen rehber ilkelerin yayımlanması,
  • 2025’in üçüncü çeyreğine kadar, çelik de dâhil olmak üzere endüstriyel alıcıların üretimini desteklemek ve erişimini kolaylaştırmak amacıyla Hidrojen Bankası kapsamındaki üçüncü çağrının açılması,
  • 2025’in dördüncü çeyreğine kadar enerji yoğun sanayi elektrifikasyon projelerine şebeke erişiminin kolaylaştırılması,
  • 2025’in dördüncü çeyreğine kadar Üye Devletlere, PPA’larla birleştirilmesi de dâhil olmak üzere fark sözleşmelerinin tasarımı hakkında rehberlik sağlanması,
  • 2026 yılı ETS ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) incelemeleri kapsamında, Komisyon tarafından 2030 sonrası dolaylı ETS maliyet telafisine yönelik yeterli önlemlerin (kılavuzlar veya başka bir formda) sağlanmasına ilişkin çalışmaların yürütülmesi.
 
2. Karbon Kaçağının Önlenmesi
 
AB SKDM, ithal edilen çelik ve metal ürünlerindeki karbon kaçağını önlemeyi amaçlasa da, AB’de üretilen ve üçüncü ülkelere ihraç edilen malların karbon kaçağı riski bu çalışmada ele alınmaktadır.
 
Avrupa Komisyonu tarafından SKDM kapsamındaki temel mallarda karbon kaçağının değer zincirinde daha alt seviyelere (downstream product) kayma riski bulunduğundan şirketlerin yükümlülüklerden kaçınmak için küçük değişiklikler yapması veya AB tüketicilerinin daha düşük iklim standartlarına sahip ülkelerden alt ürünleri tercih etmesi ihtimali değerlendirilmiştir. Komisyon, bu riskleri değerlendirerek belirli alt ürünleri SKDM kapsamına almayı ve idari yükü en aza indirmeyi hedeflemektedir.
 
Öte yandan, düşük karbonlu üretimin Avrupa müşterilerine yönlendirilmesi ve karbon yoğun üretimin diğer pazarlara devam etmesi gibi risklerin varlığı da göz ardı edilmemiştir. Komisyonun, bu gibi risklere karşı önlemler alarak bir anti-ihlal stratejisi geliştirmesi planlanmıştır.
 
Bu doğrultuda, Eylem Planı’nda aşağıdaki adımlar öngörülmüştür:
• 2025’in ikinci çeyreğine kadar, AB’den üçüncü ülkelere yapılan ihracatın karbon kaçağı sorununu ele alan bir bildiri yayımlanması ve anti-ihlal önlemlerinin alınması,
• 2025’in dördüncü çeyreğine kadar, SKDM’nin kapsamlı bir incelemesinin yapılarak belirli çelik ve alüminyum aşağı yönlü ürünlerinin (downstream product) SKDM kapsamına alınması.
 
3. Avrupa Endüstriyel Kapasitelerinin Korunması ve Teşvik Edilmesi   

Avrupa Komisyonu, çelik ve metal sektörlerindeki küresel aşırı kapasitenin Birliğin rekabetçiliği ve kârlılığı üzerinde olumsuz etkiler doğurduğunu, ABD’nin AB’den ithal edilen çelik ve alüminyum ürünlerine uyguladığı %25 oranındaki gümrük vergisinin AB üreticilerinin ABD pazarına erişimini kısıtladığını ve aynı zamanda AB’ye yönelik ihracat baskısını artırdığını belirterek, 2025 yılının üçüncü çeyreğine kadar çelik sektörünü etkin bir şekilde korumaya yönelik uzun vadeli bir öneri sunulacağını açıklamıştır. Oluşturulacak yeni düzenlemelerin, mevcut korunma önlemlerinin yerini alacağı bilgisi de paylaşılmıştır.
 
Öte yandan, AB’de alüminyum sektörünün 2021 yılından itibaren giderek kötüleştiği ve birincil üretim kapasitesinin yaklaşık %50 oranında sınırlandığı ifade edilmiştir. ABD tarafından açıklanan yeni alüminyum tarifelerinin ise küresel ticaret akışlarını yönlendirme riski taşıdığı ve bu durumun Avrupa alüminyum sektörü üzerindeki baskıyı daha da artırabileceği değerlendirilmiştir.
 
Bunun yanında, AB, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş nedeniyle Rusya menşeli çelik ve alüminyum ürünlerine yönelik ithalat kısıtlamaları uygulamaktadır. 24 Şubat 2025 tarihinde yürürlüğe giren 16. yaptırım paketiyle birlikte Rusya’dan birincil alüminyum ithalatı da yasaklanmıştır. AB, bu yaptırımların etkinliğini sağlamak amacıyla gerekli önlemleri almaya devam edecektir.
 
Avrupa Komisyonu, Aralık 2024’te çelik ve alüminyum alaşımlarının ithalatına yönelik bir korunma önlemi soruşturması başlatmıştır. AB ekonomisi açısından kritik öneme sahip alaşım elementlerine ilişkin ticaret akışlarının incelenmekte olduğu bu sürecin, 18 Kasım 2025 tarihine kadar tamamlanması planlanmaktadır. Komisyon, soruşturma sonucunda gerekli görülmesi hâlinde ek korunma önlemleri alınabileceğini belirtmiştir. Bununla birlikte, anti-damping ve anti-sübvansiyon tedbirlerinin etkinliğini zayıflatabilecek risklerin önüne geçilmesi amacıyla, ithal edilen metal ürünlerin menşeinin doğru tespit edilmesini sağlayacak şekilde, ürünün ilk eritildiği ülkeye dayalı bir “eritilmiş ve dökülmüş” kuralının uygulanabilirliği değerlendirilecektir. Ayrıca, “zarar tehdidi” esas alınarak proaktif soruşturmaların başlatılması da gündemdedir.
 
Komisyon, çelik ve alüminyum dışındaki metal sektörlerinde de piyasa gelişmelerini yakından takip edeceğini ve 2025 yılının üçüncü çeyreğine kadar kapsamlı bir durum raporu hazırlayacağını bildirmiştir. Ayrıca, bakır sektörüne ilişkin gelişmeler de izlenmekte olup, ABD'nin Şubat 2025’te başlattığı Section 232 soruşturması sonucunda bakır ithalatına yönelik yeni tarifelerin gündeme gelmesi hâlinde, küresel piyasalarda yaşanacak bozulmaların AB üye ülkelerini dolaylı olarak etkileyebileceği öngörülmektedir.
 
Uluslararası düzeyde ise AB, çok taraflı iş birliği çerçevesinde ticaret savunma araçlarının güçlendirilmesi ve “Daha Az Görev Kuralı (LDR)” rejiminin güncellenmesi gerekliliğini değerlendirmeye almıştır.
 
2025 yılının dördüncü çeyreğinde, AB kimyasal düzenlemeleri (REACH) kapsamında bir revizyonun gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Bu revizyon, güvenlik ve çevre koruma standartlarından ödün verilmeden kimya endüstrisine yönelik kuralların sadeleştirilmesini ve AB’de üretilecek metaller için istikrarlı bir düzenleyici çerçevenin oluşturulmasını amaçlamaktadır.
 
Son olarak, Komisyon, 1 Temmuz 2026 itibarıyla küresel aşırı kapasitenin neden olduğu olumsuz ticaret etkilerini bertaraf etmeyi hedefleyen yeni bir ticaret önlemi sunacaktır. Çelik korunma önlemleri özelinde, 1 Nisan 2025 tarihinde yürürlüğe girecek şekilde yeni ve daha sıkılaştırılmış düzenlemeler önerilmiştir. Ayrıca, ferroalyajlara yönelik korunma soruşturmasının en geç 18 Kasım 2025 tarihine kadar tamamlanması planlanmaktadır.
 
Bu çerçevede Komisyon tarafından uygulamaya konulması planlanan eylemler;
  • Çelik korunma önlemlerine ilişkin düzenlemelerde değişiklik yapılması  ve 1 Nisan 2025 tarihinde yürürlüğe girmesi,
  • Usulüne uygun şekilde gerekçelendirilmiş bir talebin sunulmasının ardından, alüminyum sektöründe korunma önlemlerine ilişkin bir soruşturma başlatmaya ve ticaret savunma araçlarını kullanmaya hazırlık,
  • En geç 2025 yılının üçüncü çeyreğinde, mevcut çelik korunma önlemlerinin 1 Temmuz 2026 itibarıyla sona ermesiyle birlikte yürürlüğe girecek yeni bir ticaret önleminin önerilmesi,
  •  Ferroyalaşımlara (demir alaşımlara) yönelik korunma önlemleri soruşturmasının en geç 18 Kasım 2025 tarihine kadar tamamlanması,
  • Metal ürünlerin ilk olarak eritildiği ve döküldüğü ülkenin izlenmesini sağlayacak olan “eritim ve döküm yeri” kuralının uygulamasının değerlendirilmesi
biçimindedir.
 
4. Metaller İçin Döngüselliğin Teşvik Edilmesi 

Geri dönüştürülmüş malzemelerin birincil ham maddeye göre %85-90 oranında enerji tasarrufu sağlaması ve AB’nin kritik maden olarak tanımladığı ürünler için dışa bağımlılığı azaltıcı etkileri olması nedeniyle Döngüselliğin Teşvik Edilmesi temel alanı Komisyon tarafından ana eylem alanlarından biri olarak saptanmıştır. Hurda metallerin birlik içerisinde kalması ekseninde şekillenen eylemler üretme eğiliminde olmuştur.
 
Avrupa Komisyonu eylemleri uygularken AB’de hali hazırda mevcut bulunan yasal düzenlemelerin kullanılacağı sinyallerini vermiştir. Hurdanın döngüselliğini artırmak üzere otomotiv gibi yüksek kaliteli sektörlerde hurda kullanım zorunluluğunun getirilmesi çalışmalarını Ömrünü Tamamlamış Araçlar Yönetmeliği kapsamında yürütürken, Sürdürülebilir Eko Tasarım Yönetmeliği, Yapı Malzemeleri Tüzüğü gibi düzenlemelerle bakır bileşenlerinin çelik ve alüminyum fraksiyonlarından ayrılmasını kolaylaştıran ürün tasarımı ve atık işleme özelliklerini önceliklendirebilecek, ayrıca ek ürün grupları için geri dönüştürülebilirlik ve/veya geri dönüştürülmüş içerik gerekliliklerine duyulan ihtiyacı değerlendirebilecektir. Yine benzer bir şekilde Atık Sevkiyatı Tüzüğü gözden geçirmeleriyle birlikte metal hurdası da dahil olmak üzere atık ihracatının çevreye ve insan sağlığına zarar vermemesi ana gerekçeleriyle hurda meta ihracatının kısıtlanmasının sağlanması mümkündür.
 
Bu çerçevede Komisyon; 
  • 2025'in üçüncü çeyreğine kadar, hurdanın yeterli bulunabilirliğini sağlamak için ticaret önlemlerinin kullanımına yönelik çalışmaların ,
  • 2026'nın dördüncü çeyreğine kadar, Ömrünü Tamamlamış Araçlar Yönetmeliği kapsamında çelik ve alüminyum için geri dönüştürülmüş içerik yükümlülüklerinin fizibilite çalışmalarının,
  • 2026'nın dördüncü çeyreğine kadar, ilgili inşaat ürünlerinde alüminyum için geri dönüştürülmüş içerik yükümlülüklerinin getirilmesine hazırlanacak ve Döngüsel Ekonomi Yasası kapsamında AB'de ikincil hammadde pazarının geliştirilmesi,
  • 2026'nın dördüncü çeyreğine kadar, ikincil hammadde pazarlarının işleyişini daha da geliştirmek ve atık için tek bir pazar oluşturmak için bir Döngüsel Ekonomi Yasası’nın önerilmesi,​
  • Çelik, alüminyum ve bakır için belirli ürünlerde geri dönüştürülebilirlik ve/veya geri dönüştürülmüş içerik gerekliliklerinin getirilmesinin fizibilite çalışmalarının
tamamlanması eylemleri üzerinde yoğunlaşmıştır.
 
5. Kaliteli Endüstriyel İşlerin Savunulması 

Yeşil dönüşüm çabalarıyla birlikte mevcut yeteneklerin işlevsiz hale gelmesi ve çalışanlarda yeni yeteneklerin aranması nedenleriyle birçok işçinin işten çıkarılması gibi olumsuz sonuçlara ve çelik sektöründe yapılan yeşil dönüşüm yatırımlarının maliyetlerin fazla olması gibi gerekçelerle işsiz kalan insanlara yönelik oluşturulan bu eylem alanı 2025 baharında, Avrupa Küreselleşme Uyum Fonu Tüzüğü'nde değişiklik yapılması ve Avrupa Adil Geçiş Gözlemevi, geçiş sürecinin istihdam üzerindeki etkilerini izlenmesi  eylemlerinden oluşturulmuştur.
 
6.  Lider Pazarlar ve Yatırım Desteği Yoluyla Riskin Azaltılması 

Metal endüstrisinin karbonsuzlaştırılması, kısa vadede ekonomik açıdan kârlı olmayan yatırımları gerekli kılmaktadır. Düşük karbonlu üretim süreçleri; yüksek teknolojili ekipmanlar, yenilenebilir enerji kaynakları ve düşük karbonlu hidrojen gibi maliyetli girdiler gerektirdiğinden, sermaye ve işletme harcamaları artmaktadır. Bu nedenle, düşük karbonlu metallerin, geleneksel yöntemlerle üretilen muadillerine kıyasla yakın gelecekte daha pahalı olması beklenmektedir. Bu maliyet farkının sürdürülebilir şekilde kapatılabilmesi için, üreticilerin "yeşil prim" elde edebilmesi büyük önem taşımaktadır.
 
Pazarın dönüşümünde kamu alımları, sübvansiyonlar ve düzenleyici teşvikler önemli rol oynamaktadır. Hem kamu hem de özel sektör liderliğindeki pazarlar, düşük karbonlu metallerin yaygın şekilde benimsenmesini sağlayacaktır. Avrupa'da üretilen bu tür metaller için güvenilir ve sürekli bir talep yaratılması, özellikle hedeflenmiş kamu politikaları ile mümkün olacaktır.
 
Bu doğrultuda Avrupa Komisyonu, Clean Industrial Deal kapsamında, Sanayinin Karbonsuzlaştırılması Hızlandırıcı Yasası aracılığıyla, enerji yoğun sektörlerde dayanıklılık ve sürdürülebilirlik kriterlerini teşvik etmeyi önermektedir. Bu kriterler, temiz ve çevre dostu üretimi desteklemenin yanı sıra, AB'nin sosyal ve çevresel standartlarına uygun rekabet ortamı da yaratacaktır.
 
Komisyon ayrıca, sanayi ürünlerinin karbon yoğunluğunu ölçen gönüllü bir etiket sisteminin geliştirilmesini planlamaktadır. ETS verileri ve SKDM metodolojisine dayalı olarak geliştirilecek bu etiket sayesinde, sanayide karbonsuzlaşmaya yatırım yapan üreticiler "yeşil prim" elde edebilecek ve bu sistem uluslararası ölçüm standartlarına temel teşkil edecektir.
 
2025 yılı itibarıyla çelik sektörüyle başlatılacak bu uygulama, mevcut raporlama sistemleri ve ortak metodolojiler kullanılarak ilerletilecektir. Öte yandan, ürünlerin yaşam döngüsü boyunca çevresel etkilerini değerlendiren kapsamlı analizler de geliştirilmeye devam edecektir. Çelik ürünlerine özel olarak, Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Tüzüğü kapsamında ilave çevresel kriterler belirlenecek ve tüketicilerin ürünlerin çevresel ayak izini görebilmesi sağlanacaktır.
 
Bu kapsamda Komisyon tarafından geliştirilen eylemler;
  • 2025 yılının dördüncü çeyreğinde, Sanayinin Karbonsuzlaştırılması Hızlandırıcı Yasası kapsamında, AB menşeli temiz ürünlerin üretimini güçlendirmek amacıyla dayanıklılık ve sürdürülebilirlik kriterlerinin getirilmesinin önerilmesi, 
  • 2025 yılının dördüncü çeyreğinde, Kömür ve Çelik Araştırma Fonu’nun reformuna yönelik bir teklif sunulması,
  • 2025 yılı içinde, gelecekte kurulması planlanan Sanayinin Karbonsuzlaştırılması Bankası’na hazırlık olarak, çeşitli sektörlerde sanayinin karbonsuzlaştırılması ve temel sanayi süreçlerinin elektrifikasyonunu desteklemek amacıyla İnovasyon Fonu kapsamındaki mevcut kaynakları kullanarak 1 milyar avro tutarında pilot bir açık artırma başlatılması ve bu sayede çelik ve metal sanayi süreçlerinin elektrifikasyonun kolaylaştırılması. Üye Devletlerin, İnovasyon Fonu kapsamındaki destekleri "hizmet olarak açık artırma" modeliyle birleştirmeleri teşvik edilmektedir.
  • 2026 ve 2027 yıllarında, Kömür ve Çelik Araştırma Fonu kapsamında amiral gemisi çağrılar (öncelikli proje çağrıları) başlatılması

çerçevesinde şekillendirilmiştir.