Gümrük Birliği
29 Eylül 2023Gümrük Birliği, taraflar arasındaki ticarette mevcut gümrük vergileri, eş etkili vergiler ve miktar kısıtlamalarıyla, her türlü eş etkili tedbirin kaldırıldığı ve ayrıca, birlik dışında kalan üçüncü ülkelere yönelik olarak da, ortak gümrük tarifesinin uygulandığı bir ekonomik entegrasyon şekli olarak tanımlanmaktadır.
1/95 sayılı OKK başlıca aşağıdaki alanlarda hükümler içermektedir.
- Malların serbest dolaşımı (taraflar arasında gümrük vergisi ve miktar kısıtlamalarının kaldırılması ve Ortak Gümrük Tarifesi uyumu),
- Teknik mevzuat uyumu,
- Ortak Ticaret Politikası’na uyum,
- AB’nin tercihli gümrük rejimlerinin üstlenilmesi,
- Türkiye’nin Topluluk Ortak Tarım Politikası’na uyumu ve tarım ürünleri ticaretinde uygulanacak tercihli rejim,
- Gümrük Kodu’na uyum ve karşılıklı idari işbirliği,
- Yasaların yakınlaştırılması (Fikri, sınai ve ticari mülkiyetin korunması; Gümrük Birliği’nin rekabet kuralları; ticari korunma araçları; kamu alımları; vergilendirme),
- Kurumsal hükümler (Gümrük Birliği Ortak Komitesi; danışma ve karar usulleri; uyuşmazlıkların çözümü; korunma tedbirleri).
1/95 sayılı OKK uyarınca, Türkiye-AB Gümrük Birliği sanayi ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsamaktadır. Detaylı bilgi için tıklayınız.
Gümrük Birliği Kapsamında Gerçekleştirilen Uyum Çalışmaları
Gümrük Birliği'nin tamamlanması ile beraber, Türkiye ile AB arasında sanayi ürünleri ticaretinde gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirler kaldırılmış, Türkiye üçüncü ülkelere karşı Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) uygulamaya başlamıştır. Bu durumun tek istisnası, 1995 yılı sonunda başlayan ve 2000 yılı sonuna kadar süren beş yıllık geçiş döneminde, otomobiller, ayakkabılar, deriden mamuller ve mobilyalar gibi kısıtlı sayıdaki hassas ürün için üçüncü ülkelere karşı Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) hadlerinden daha yüksek gümrük vergileri tatbik edilmesi olmuştur. Ancak 2001 yılından itibaren bu konudaki geçiş süreci de sona ermiş ve tüm sanayi ürünleri itibarıyla OGT oranlarına uyum sağlanmıştır.
Gümrük Birliği ertesinde uygulamaya konulan İthalat Rejimi, Gümrük Birliği kapsamındaki yükümlülüklerimizin yanı sıra, DTÖ taahhütlerimiz ve üçüncü ülkelerle imzalanan serbest ticaret anlaşmalarının hükümleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.
Bu kapsamda, sanayi ürünleri itibarıyla üçüncü ülkeler için Gümrük Birliği öncesinde %16 seviyesinde olan ortalama koruma oranı, 2019 yılı İthalat Rejimi kapsamında %5,4 seviyesine gerilemiştir.
Bu çerçevede, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) uyarınca, Gümrük Birliği’nin düzgün işleyişini sağlamak ve ortak ticaret politikasını uygulamak üzere, ithalat ve ihracata ilişkin ortak kurallar, kotaların yönetimi, dampingli veya sübvansiyonlu ithalat karşı koruma, tekstil ithalatına ilişkin otonom düzenlemeler, dahilde ve hariçte işleme rejimleri AB ile uyumlu hale getirilmiştir.
Buna ek olarak, Gümrük Birliği çerçevesinde, AB'nin tercihli ve otonom rejimlerine uyum devam etmektedir.
Bu itibarla, Türkiye 22 tanesi yürürlükte olmak üzere toplam 38 Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalamıştır.
Üçüncü ülkelerden yapılan ithalatı düzenleme ve sınırlamaya ilişkin kurallara dair uyum çalışmaları kapsamında, 31 Aralık 1995 tarihi itibariyle Türkiye tekstil ve konfeksiyon ürünlerinde AB’nin uyguladığı miktar kısıtlamaları ve gözetim önlemlerine benzer önlemler almaya başlamış olup, söz konusu önlemlerin çoğu AB ile paralel olarak 2005 yılında kaldırılmıştır.
Ticarette teknik engellerin kaldırılması, test ve belgelendirme alanında alt yapı düzenlemelerinin geliştirilmesi amacıyla Türk Akreditasyon Kurumu-TÜRKAK 1999 yılında kurularak faaliyete geçmiş, Gümrük Birliği Kararı’nın 8-11 inci maddeleri çerçevesinde, ticarette teknik engellerin kaldırılmasına yönelik mevzuat uyumu çalışmalarına hız verilmiştir. Bugüne kadar 2/97 sayılı OKK kapsamındaki AB mevzuatının yaklaşık %80'i ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca uyumlaştırılarak milli mevzuatımıza yansıtılmıştır. Bu alanda AB direktiflerine uyumun hukuki dayanağını teşkil eden "Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun”, kısa adıyla "Çerçeve Kanun”, 11 Temmuz 2001 tarih ve 24459 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 11 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu kanunun 4 adet uygulama yönetmeliği yürürlüğe konulmuştur. Bu sayede taraflar arası ticarette teknik engellerin tamamen ortadan kaldırılmasının yanı sıra, tüketicinin korunması ve ithalatın uluslararası kabul görmüş normlar çerçevesinde kontrol edilmesi hedeflenmektedir.
Buna ek olarak, malların serbest dolaşımının ve AB iç pazarına entegrasyonun sağlanması amacıyla, devlet yardımları, vergilendirme, rekabete ilişkin fikri ve sınai mülkiyet hakları alanlarındaki uluslararası norm ve standartlara uyum sağlanmıştır.
Diğer taraftan, ortak rekabet politikasına uyum sağlanması amacıyla ülkemizde hayata geçirilen düzenlemeler arasında; Rekabet Kurulu’nun oluşturulması, devlet yardımları mevzuatının dünya ve AB normlarıyla uyumlu hale getirilmesi, fikri-sınai-ticari mülkiyet haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere ülkemizin taraf olması Türk Patent ve Marka Kurumu'nun etkin biçimde çalıştırılması gibi hususlar yer almaktadır