AB Ormansızlaşmanın Önlenmesi Mevzuatı
Son otuz yılda, bazı ürünlerin tarımsal üretimi kabaca Libya’nın yüzölçümü eşdeğerinde 1.78 milyon km2 lik bir alanda bulunan ormanların yok olmasına yol açarak, iklim değişikliğine ve biyoçeşitlilik kaybına katkı sağlamıştır. Sera gazı emisyonlarının %11’ine neden olan ormansızlaşma, talep gören kimi ürünlerin tarımsal üretimi için ormanların tarım arazilerine dönüştürülmesinden kaynaklanmaktadır. Ormansızlaşmaya %80 oranında soya, et ve palm yağı üretimi neden olmaktadır. Söz konusu ürünlerin tüketiminin %7 ila 10’u AB ülkelerinde gerçekleştirilmektedir.
Bu çerçevede, ormansızlaşma ve orman bozulumunun önlenmesi amacıyla 2023/1115 Sayılı Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğü 9 Haziran 2023 tarihli AB Resmî Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Tüzük ile:
Bu itibarla, mevzuat kapsamındaki ürünlerin AB pazarına sunulması için 30 Aralık 2024 tarihinden itibaren anılan tedarik zincirlerindeki operatörlerin, AB'ye ihraç edilen emtia ve ürünlerin ormansızlaştırma içermediğini ve yasal olarak üretildiğini gösterebilmeleri gerekmektedir. Küçük ve mikro işletmeler için ise altı aylık bir ek süre tanınmış olup, uygulama başlangıç tarihi 30 Haziran 2025 olarak belirlenmiştir.
Bu kapsamda, tüzüğün ikinci maddesine göre ormansızlaşma içermeyen (deforestation-free) ifadesi, mevzuat kapsamı ürünlerin 31 Aralık 2020 tarihi itibariyle ormansızlaşmaya yol açmaması gerekmektedir. Buna göre örneğin, tarımsal gıda ürünleri için 31 Aralık 2020 tarihinde sonra ormansızlaşmanın gerçekleşmediği arazilerde üretildiği; sığır eti için ise, büyükbaş hayvanların 31 Aralık 2020 tarihinden sonra ormansızlaştırmaya tabi tutulmuş arazilerde üretilen ürünleri kullanarak beslenmemiş olması anlamına gelmektedir.
Öte yandan, "Yasal" ifadesi ise ilgili ürünlerin üretimin yapıldığı ülkenin ilgili mevzuatına uygun olarak üretildiğini ifade etmekte; ilgili mevzuatın, arazi kullanım haklarını, çevrenin korunmasını, ormanla ilgili düzenlemeleri, üçüncü tarafların haklarını, işçi haklarını, insan haklarını, Birleşmiş Milletler Yerli Halkların Hakları Bildirgesinde belirtilenler de dahil olmak üzere özgür, önceden ve bilgilendirilmiş rıza ilkesini, vergi, yolsuzlukla mücadele, ticaret ve gümrük düzenlemelerini içerebileceği belirtilmektedir.
Ayrıca yeni kurallar, çifte yükümlülük getirilmesinden kaçınılması, operatörler ve Üye Devletler için idari yüklerin azaltılması ve küçük operatörlerin, daha büyük operatörlerin hazırlayacağı gereken özeni gösterme beyanlarını kullanmalarına imkân sağlanmasını öngörmektedir.
Tüzük kapsamında, Üye Devletler, sorumlulara etkili, orantılı ve caydırıcı cezalar uygulanmasını sağlamak durumundadır. Ayrıca, çevreye verilen zararla ve ilgili mal veya ürünlerin değeriyle orantılı para cezalarının, operatörlerin AB'deki yıllık cirosunun en az %4'ü düzeyinde belirlenmesi ve kamu alım süreçlerinden ve kamu fonlarına erişimden geçici olarak hariç tutulmalarını da içermesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Esasen Tüzük, ormansızlaşma ile ilişkili belirli ürünlerin AB pazarına sunulmasına ilişkin koşulları belirlemekte ve dolayısıyla AB üyesi olmayan üreticilere veya ihracatçılara doğrudan yükümlülükler getirmemektedir. Ancak Tüzük, ilgili ürünlerin "ormansızlaştırma içermediğini" ve "yasal" olduğunu gösteren bilgi, belge ve verilerin kapsamlı bir şekilde izlenebilirliği ihtiyacını doğurmakta olup, AB operatörlerini ilgili emtia ve ürünleri AB pazarına sunmadan önce gerekli özeni göstermekle yükümlü kılmaktadır. Listelenen emtia/ürünlerden birini AB pazarına sunmadan önce, bir AB operatörünün, üretim yapılan ülke veya ülkeleri ve tüm arazilerin coğrafi konumunu içeren bir durum tespiti beyanı (due diligence statement) düzenlemesi gerekmektedir. Böylece, AB şirketlerinin tedarikçilerinden ürünün ormansızlaştırma içermediğini ve yasal olduğunu gösteren bilgileri toplamaları ve analiz etmeleri gerektiği anlamına gelmektedir.
Öte yandan, Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü kapsamında yer alan şirketlerin faaliyetlerinin çevre, insan ve sosyal haklara uygun olduğuna ilişkin özen yükümlülüğü bulunmakta, özen yükümlülüğü kapsamında dikkate alınacak hususlar arasında ormansızlaşmanın önlenmesi de yer almaktadır. Sadece AB’de yer alan büyük şirketler değil ilgili şirketlerin tedarik ve değer zincirini de kapsayan özen yükümlülüğü sorumluğu dikkate alındığında, Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğü’nün daha geniş bir uygulama alanı bulabileceği görülmektedir.
Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğünün Ertelenmesi Teklifi
Ülkemiz de dahil olmak üzere gerek AB üye ülkeleri gerekse üçüncü ülkelerden Tüzüğün uygulama tarihinin ertelenmesine yönelik talepler sonucunda, Avrupa Komisyonu tarafından Tüzüğün uygulanması için 12 aylık ilave süre tanıyan bir teklifin 2 Ekim 2024 tarihinde AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosuna (AP) sunulduğu açıklanmıştır.
Teklif kapsamında gerçekleştirilen görüşmelerde, AP tarafından ‘yüksek riskli’, ‘standart riskli’ ve ‘düşük riskli’ sınıflandırmalarına ilave olarak özen yükümlülüğü süreçlerini kolaylaştırmak amacıyla ‘risksiz’ ülke sınıflandırmasının getirilmesi talep edilmiştir.
AB kurumları arasında yürütülen müzakereler sonucunda 3 Aralık 2024 tarihinde, Konsey ve Parlamento arasında sağlanan uzlaşıya göre;
FAYDALI LİNKLER:
Bu çerçevede, ormansızlaşma ve orman bozulumunun önlenmesi amacıyla 2023/1115 Sayılı Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğü 9 Haziran 2023 tarihli AB Resmî Gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Tüzük ile:
- Ormansızlaşmaya sebep olan soya, sığır eti, palm yağı, ahşap/ağaç ürünleri, kakao, kahve ve bunlardan elde edilen belirli ürünleri üretimde girdi olarak kullanan çikolata, mobilya, lastik ve deri gibi ürünler (EK1) mevzuat kapsamında olup, iki yılda bir yapılacak gözden geçirme sonucunda ürün kapsamı genişletilebilecektir.
- Mevzuat kapsamındaki söz konusu ürünlerin AB pazarına girişi için ormansızlaşmaya sebep olmadıklarının, ahşap ve ahşap ürünleri için ise ormansızlaşmanın yanında orman bozulumuna[1] yol açmadığının ve ilgili ülke mevzuatına uygun üretildiklerinin gösterilmesi, ürünlerin ormansızlaşmaya sebep olmayacak şekilde üretildiğini göstermeye yönelik özen yükümlülüğünün (due diligence) yerine getirilmesi gerekecektir.
- Bu kapsamda, mevzuat kapsamı ürünlerin AB’ye ithalat prosedürleri kapsamında ekonomik operatörlerin bilgilendirme gereklilikleri, risk analizi ve risk önlemesini içeren üç aşamalı özen yükümlülüğü süreçlerini tamamlamaları, bu kapsamda, ürünün tedarikçileri, üretim yeri koordinatları, ormansızlaşmaya neden olmadığına ilişkin bilgilerin sağlanması, sağlanan bilgilere göre risk analizi yapılması, olası risklerin asgariye indirilmesi sürecinin tamamlanması gerekmektedir. Bu kapsamda özen yükümlülüğüne ilişkin beyan süreci tamamlanmadan mevzuat kapsamı ürünlerin AB’ye ithalatı mümkün olamayacaktır.
- Mevzuat ile üçüncü ülkelere ve AB ülkelerine ormansızlaşma ve orman tahribatı ile alakalı bir risk düzeyi (düşük, standart veya yüksek) tanımlayan bir karşılaştırma sistemi (benchmarking system) oluşturulmaktadır. Risk kategorisi, operatörler ve Üye Devlet makamları için, gerekli denetim ve kontrolleri yürütmeleri açısından belirli yükümlülük düzeyini belirleyecek olup, yüksek riskli ülkeler için artırılmış izleme getirilmesine, düşük riskli ülkeler için ise basitleştirilmiş özen kurallarının uygulanmasına imkan sağlanacaktır. Bu kapsamda Üye Devlet makamları, tüzükte ortaya konulan yükümlülükleri tam olarak yerine getirdiklerini doğrulamak üzere, yüksek riskli ülkelerden ürün ticareti yapan operatörlerin %9’unu, standart riskli ülkelerden ticaret yapan operatörlerin %3’ünü ve düşük riskli ülkelerden ürün ticareti yapan operatörlerin ise %1’ini denetlemek zorundadır.
Bu itibarla, mevzuat kapsamındaki ürünlerin AB pazarına sunulması için 30 Aralık 2024 tarihinden itibaren anılan tedarik zincirlerindeki operatörlerin, AB'ye ihraç edilen emtia ve ürünlerin ormansızlaştırma içermediğini ve yasal olarak üretildiğini gösterebilmeleri gerekmektedir. Küçük ve mikro işletmeler için ise altı aylık bir ek süre tanınmış olup, uygulama başlangıç tarihi 30 Haziran 2025 olarak belirlenmiştir.
Bu kapsamda, tüzüğün ikinci maddesine göre ormansızlaşma içermeyen (deforestation-free) ifadesi, mevzuat kapsamı ürünlerin 31 Aralık 2020 tarihi itibariyle ormansızlaşmaya yol açmaması gerekmektedir. Buna göre örneğin, tarımsal gıda ürünleri için 31 Aralık 2020 tarihinde sonra ormansızlaşmanın gerçekleşmediği arazilerde üretildiği; sığır eti için ise, büyükbaş hayvanların 31 Aralık 2020 tarihinden sonra ormansızlaştırmaya tabi tutulmuş arazilerde üretilen ürünleri kullanarak beslenmemiş olması anlamına gelmektedir.
Öte yandan, "Yasal" ifadesi ise ilgili ürünlerin üretimin yapıldığı ülkenin ilgili mevzuatına uygun olarak üretildiğini ifade etmekte; ilgili mevzuatın, arazi kullanım haklarını, çevrenin korunmasını, ormanla ilgili düzenlemeleri, üçüncü tarafların haklarını, işçi haklarını, insan haklarını, Birleşmiş Milletler Yerli Halkların Hakları Bildirgesinde belirtilenler de dahil olmak üzere özgür, önceden ve bilgilendirilmiş rıza ilkesini, vergi, yolsuzlukla mücadele, ticaret ve gümrük düzenlemelerini içerebileceği belirtilmektedir.
Ayrıca yeni kurallar, çifte yükümlülük getirilmesinden kaçınılması, operatörler ve Üye Devletler için idari yüklerin azaltılması ve küçük operatörlerin, daha büyük operatörlerin hazırlayacağı gereken özeni gösterme beyanlarını kullanmalarına imkân sağlanmasını öngörmektedir.
Tüzük kapsamında, Üye Devletler, sorumlulara etkili, orantılı ve caydırıcı cezalar uygulanmasını sağlamak durumundadır. Ayrıca, çevreye verilen zararla ve ilgili mal veya ürünlerin değeriyle orantılı para cezalarının, operatörlerin AB'deki yıllık cirosunun en az %4'ü düzeyinde belirlenmesi ve kamu alım süreçlerinden ve kamu fonlarına erişimden geçici olarak hariç tutulmalarını da içermesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Esasen Tüzük, ormansızlaşma ile ilişkili belirli ürünlerin AB pazarına sunulmasına ilişkin koşulları belirlemekte ve dolayısıyla AB üyesi olmayan üreticilere veya ihracatçılara doğrudan yükümlülükler getirmemektedir. Ancak Tüzük, ilgili ürünlerin "ormansızlaştırma içermediğini" ve "yasal" olduğunu gösteren bilgi, belge ve verilerin kapsamlı bir şekilde izlenebilirliği ihtiyacını doğurmakta olup, AB operatörlerini ilgili emtia ve ürünleri AB pazarına sunmadan önce gerekli özeni göstermekle yükümlü kılmaktadır. Listelenen emtia/ürünlerden birini AB pazarına sunmadan önce, bir AB operatörünün, üretim yapılan ülke veya ülkeleri ve tüm arazilerin coğrafi konumunu içeren bir durum tespiti beyanı (due diligence statement) düzenlemesi gerekmektedir. Böylece, AB şirketlerinin tedarikçilerinden ürünün ormansızlaştırma içermediğini ve yasal olduğunu gösteren bilgileri toplamaları ve analiz etmeleri gerektiği anlamına gelmektedir.
Öte yandan, Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü kapsamında yer alan şirketlerin faaliyetlerinin çevre, insan ve sosyal haklara uygun olduğuna ilişkin özen yükümlülüğü bulunmakta, özen yükümlülüğü kapsamında dikkate alınacak hususlar arasında ormansızlaşmanın önlenmesi de yer almaktadır. Sadece AB’de yer alan büyük şirketler değil ilgili şirketlerin tedarik ve değer zincirini de kapsayan özen yükümlülüğü sorumluğu dikkate alındığında, Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğü’nün daha geniş bir uygulama alanı bulabileceği görülmektedir.
Ormansızlaşmanın Önlenmesi Tüzüğünün Ertelenmesi Teklifi
Ülkemiz de dahil olmak üzere gerek AB üye ülkeleri gerekse üçüncü ülkelerden Tüzüğün uygulama tarihinin ertelenmesine yönelik talepler sonucunda, Avrupa Komisyonu tarafından Tüzüğün uygulanması için 12 aylık ilave süre tanıyan bir teklifin 2 Ekim 2024 tarihinde AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosuna (AP) sunulduğu açıklanmıştır.
Teklif kapsamında gerçekleştirilen görüşmelerde, AP tarafından ‘yüksek riskli’, ‘standart riskli’ ve ‘düşük riskli’ sınıflandırmalarına ilave olarak özen yükümlülüğü süreçlerini kolaylaştırmak amacıyla ‘risksiz’ ülke sınıflandırmasının getirilmesi talep edilmiştir.
AB kurumları arasında yürütülen müzakereler sonucunda 3 Aralık 2024 tarihinde, Konsey ve Parlamento arasında sağlanan uzlaşıya göre;
- Mevzuatın uygulama tarihi, büyük şirketler için 30 Aralık 2025 ve KOBİ’ler için ise 30 Haziran 2026 olarak belirlenmiş,
- AP tarafından önerilen ‘risksiz’ ülke sınıflandırması kabul edilmemiş,
- Ülke risk sınıflandırmasına ilişkin Komisyon çalışmasının 30 Haziran 2025 tarihine kadar tamamlanmaması ve özen yükümlülüğü beyanlarının girileceği bilgi sisteminin uygulama tarihine kadar operasyonel olamaması halinde mevzuatın uygulama tarihinin bir kez daha ertelenmesine imkan tanınmıştır.
FAYDALI LİNKLER:
[1] Orman Bozulumu (Forest Degradation): Orman alanlarının plantasyon ormanları yada benzeri ağaçlık arazilere dönüştürülmesi