AB Sürdürülebilir Tekstil Stratejisi

Avrupa Komisyonu tarafından Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında, iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirliğin AB genelinde norm haline getirilmesi amacıyla 30 Mart 2022 tarihinde bir mevzuat önerisi paketi açıklanmıştır. Anılan paket çerçevesinde, iklim değişikliği ile mücadelede ön plana çıkan tekstil sektörü öncelikli olarak ele alınmış ve Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil için AB Stratejisi açıklanmıştır.
Strateji kapsamında tekstil sektörünün öncelikli olarak ele alınma sebepleri aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.

  • Tekstil sektörünün çevre ve iklim değişikliği üzerine etkileri: 2000-2015 yılları arasında tekstil üretimi ikiye katlanmış olup, hazır giyim tüketiminin 2030 yılına kadar %63 oranında artarak 62 milyon tondan 102 milyon tona yükselmesi beklenmektedir. AB genelinde her sene 5,8 milyon ton tekstil açığı ortaya çıkmaktadır. Gıda, barınma ve ulaştırmadan sonra çevre ve iklim değişikliği üzerinde dördüncü en yüksek etkiye sahip olan, su ve arazi kullanımında üçüncü, birincil hammadde kullanımında ise beşinci en yüksek tüketim alanı olan tekstil sektörü, döngüsel ekonomi için öncelikli dönüşüm bekleyen alanlardan biridir.
  • Fast-Fashion” trendi ile tüketimde yaşanan artış: Avrupa Birliği Bilim ve Teknoloji Birimi JRC raporuna göre, 1996-2018 yılları arasında “fast-fashion” trendi ile hazır giyim fiyatlarında %30 oranında düşüş yaşanmış olmasına rağmen, hane halkının tüketimi %14-17 oranında artış kaydetmiştir.
  • Tekstil sektörünün sosyal politikalar ile bağlantısı: Küresel değer zincirine bağlı olan sektörde, maliyeti düşürmek için çocuk işçi ve düşük maaşlı kadın işçiler çalıştırılmakta olup, sektörün dönüşümünde sosyal önceliklerin dikkate alındığı sürdürülebilir bir modele geçilmesi hedeflenmektedir.
  • Sektörün AB ekonomisindeki ağırlığı: 160.000 firma ile 1,5 milyon kişiye istihdam sunmakta olan sektör, 2019 yılında 162 milyar Euro ciro ile AB ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Sektör Covid salgınından büyük ölçüde etkilenmiş olup, 2020 yılında tekstil sektörü % 9,2 oranında, hazır giyim sektörü ise %18,1 oranında daralmıştır.
  • Tedarik zincirindeki aksamalar: Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile enerji fiyatlarının artması, girdi tedariki güvenliğine tehdit oluşturarak küresel tedarik zincirlerindeki hassasiyetleri ortaya koymuştur. Bu kapsamda, çoğunlukla KOBİ’lerden oluşan sektör talepteki ani düşüşlerden, tedarik zincirindeki aksamalardan büyük ölçüde etkilenmiş olup, sektörün enerji ve girdi tedariki, sürdürülebilir ürün üretimi ve vasıflı istihdam yaratımı gibi konularda gelişerek direnç kazanması hedeflenmektedir.

Bu çerçevede, Strateji ile:
- 2030 yılı itibariyle AB pazarına sunulacak tüm tekstil ürünlerinin uzun ömürlü ve geri dönüştürülebilir olması, çevreye zararlı kimyasal içermemesi, büyük ölçüde geri dönüştürülmüş liflerden, sosyal haklara ve çevreye halel getirmeden üretilmesi,
- Tüketicinin daya uzun ömürlü ve kaliteli tekstil ürünlerine erişim sağlaması, ‘fast-fashion’ eğiliminin sona ermesi, yeniden kullanım ve tamir imkanlarının yaygınlaşması,
-Rekabetçi ve iklim değişikliğine dirençli, yenilikçiliğin ön plana çıktığı sektörde, üreticinin tedarik zincirinin her aşamasında ürünün sorumluluğunu alması,
-Yenilikçi liften-life geri dönüşüm kapasitesinin artırılması amaçlanmaktadır.

Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil İçin Somut Politikalar

1. Zorunlu Eko-Tasarım Kuralları
AB genelinde fabrikalarda kullanılan kumaşın %25 ila % 40’ından fire verilmekte ve atığa dönüşmektedir. Avrupa’da tüketim sonrası toplanan tekstil ürünlerinin sadece %20’si daha alt seviye bir ürün grubu olmak üzere geri dönüştürülmektedir. Tekstil ürünlerinin düşük oranda geri dönüştürülmesinde ürünün içeriğinin geri dönüşüme uygun olmaması önemli rol oynamaktadır. Polyester ve kotonun karıştırılarak kullanılması geri dönüşüm sürecini zorlaştırmakta, son dönemde tekstil ürünlerinde sıklıkla kullanılan elasten ise geri dönüşüm makinalarını kirletici etki doğurmaktadır.
Bu doğrultuda, tekstil ürünlerinin tasarımın sürdürülebilirlik hedefleri dikkate alınarak yapılması önem arz etmektedir. Halihazırda Avrupa Komisyonu tarafından çevresel hedefler doğrultusunda tekstil ürünlerinin dayanıklılığının artırılması, tehlikeli kimyasallardan arındırılması ve sürdürülebilir tedarik zincirleri oluşturulmasına yönelik zorunlu olmayan kriterler geliştirilmiştir.  Tekstil sanayinin katılımıyla hazır giyim ve ayakkabı ürünlerinin çevresel ayak izinin ölçülmesine ilişkin çalışmanın ise 2024 yılında tamamlanması beklenmektedir.
Söz konusu çalışmalar temel alınarak, Sürdürülebilir Ürünler için Eko-Tasarım Yönetmeliği kapsamında tekstil sektörüne yönelik zorunlu tasarım kuralları getirilmesi amaçlanmaktadır. Söz konusu kurallar ile, tekstil ürünlerinin dayanıklılığının artırılması, yeniden kullanılabilir, tamir edilebilir, geri dönüştürülebilir olması, zorunlu olarak belirli miktarlarda geri dönüştürülmüş içeriğe sahip olması, zararlı içeriklerin miktarının azaltılması ve takibinin yapılabilmesi hedeflenmektedir. Söz konusu kurallar fayda-maliyet performansı ve ürünlerin maddi olarak erişebilir olması dikkate alınarak tasarlanacaktır.
Komisyon tarafından, yapılacak etki analizi sonrasında yeşil kamu alımları için zorunlu kriterler getirilmesi ve üye ülkelerinin tekstil ürünlerine yönelik teşvik mekanizmalarının şekillendirilmesi öngörülmektedir.

2. Satılmayan veya iade eden ürünlerin imhasının engellenmesi
Komisyon tarafından büyük firmaların tekstil dahil olmak üzere imha ettiği, tekrar kullandığı, geri dönüştürdüğü ürün miktarlarına dair zorunlu beyanda bulunmasını gerektiren şeffaflık hükmü geliştirilmesi, satılmayan ürünlerin imhasının ise yasaklanması amaçlanmaktadır. Geliştirilen dijital araçlar ile tüketiciler ile satıcıların etkileşiminin artırılması, tüketici beğenilerinin dijital olarak takip edilmesi ve geri iade edilen ürün sayısının azaltılarak, e-ticaretin de karbon ayak izinin düşürülmesi beklenmektedir.

3. Mikroplastik salınımı ile mücadele
Hazırgiyim ürünlerinin %60’ı polyester başta olmak üzere sentetik ürünlerden oluşmaktadır. Düşük maliyeti nedeniyle özellikle ‘fast-fashion’ markaları tarafından tercih edilen sentetik tekstil ürünleri 5 ila 10 yıkamadan sonra mikroplastik kirliliğine yol açmakta, yıllık 40.000 ton mikroplastik salınımı oluşmaktadır. Bu çerçevede, ürünlerin sentetik içerik dikkate alınarak tasarlanması amacıyla zorunlu kurallar getirilmesi öngörülmektedir. Ayrıca, Avrupa Komisyonu tarafından 2022 yılının ikinci yarısında açıklanacak olan mikroplastiklerin istemsiz salınımının önlenmesine yönelik strateji ile üretim aşamasında ön yıkama, etiketleme, yenilikçi içerik kullanımı, çamaşır makineleri filtreleri, deterjan kullanımı gibi hususları detaylıca ele alması beklenmektedir. Komisyon, halihazırda mikroplastik salınımını ölçmek amacıyla geliştirilen test yöntemlerine ilişkin standardizasyon çalışmalarını da dikkate alacaktır.

4. Dijital Ürün Pasaportu
Sürdürülebilir Ürünler için Eko-Tasarım Yönetmeliği kapsamına dahil olan tekstil ürünlerine “sürdürülebilirlik performansı, çevresel ayak izi ve geri dönüştürülmesine dair detaylar” gibi bilgileri içeren Dijital Ürün Pasaportu zorunluluğu getirilmesi öngörülmektedir. Böylece, ürünün çevresel sürdürülebilirliğine ilişkin bilgilere kolaylıkla erişilmesi, tüketicilerin doğru ürünlere yönlendirilmesi, tedarik zincirindeki üretici ve geri dönüştürücü dahil tüm aktörlerin iletişiminin kolaylaşması sağlanacaktır.
 Bu kapsamda, Komisyon tarafından mevcut Tekstil Etiketleme Yönetmeliği de gözden geçirilecek, sürdürebilirlik, döngüsel parametreler, ürünün üretim aşamalarının yapıldığı ülkeler gibi bilgilerin zorunlu olarak paylaşılması değerlendirilecektir. Komisyon gündeminde ayrıca dijital etiketlerin kullanılması da yer almaktadır.

5. Yeşil Beyanların Güvenilirliği
Halihazırda sürdürülebilir olduğu iddiası ile piyasada satışa sunulan ürünlerin %39’unun esasında sürdürülebilir olmadığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda, tüketicilerin sürdürülebilir veya çevre dostu gibi yanlış beyanlardan korunması amacıyla geliştirilen Yeşil Dönüşüm için Tüketicinin Güçlendirilmesi inisiyatifi ile Haksız Rekabet Direktifi ile Tüketici Hakları Direktifinin gözden geçirilmesi öngörülmektedir.
Bu çerçevede, EU Ekoetiket mevzuatı veya ilgili AB mevzuatının gerekliliklerini yerine getirmeden, “yeşil”, “çevre-dostu”, “çevre için iyi” gibi çevresel beyanların kullanımı yasaklanacaktır.
Komisyon ayrıca, 2022 yılı ikinci yarısında açıklamayı planladığı Yeşil Beyan İnisiyatifi ile tüm çevresel beyanlar için asgari kriter geliştirmeyi öngörmektedir. Bu kapsamda, Çevresel Ayak izi Methodu’nun benimsenmesi, ürünün somut olarak çevreye etkisinin ortaya konulması açısından ön plana çıkmaktadır. Komisyonun ayrıca, Tekstil ve Ayakkabı için Eko Etiket düzenlemesini gözden geçirmesi öngörülmektedir.
Öte yandan, plastik şişelerin geri dönüşümünden üretilmiş olan tekstil ürünlerinin, mikroplastik salınımı nedeniyle sanıldığı gibi çevre-dostu olmadığına dikkat çekilerek, Eko-Tasarım mevzuatı, Eko-Etiket kriterleri ve Yeşil Beyan inisiyatifinin, bu gibi pratiklerin engellenmesine yönelik olarak kurgulanması beklenmektedir.

6. Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (Extended Producer Responsibility-EPR)
AB’de yıllık olarak toplanan 2.1 milyon ton kullanılmış hazır giyim ve ev tekstili ürünü, AB pazarına sunulan tekstil ürünlerinin %38’ine tekabül etmekte olup, geri kalan %62’nin atığa dönüştüğü varsayılmaktadır.
Bu nedenle, halihazırda Fransa, Almanya gibi bazı AB ülkelerinde piller, plastikler, tekstil ürünleri gibi bazı ürün grupları için uygulanmakta olan genişletilmiş üretici sorumluluğu-EPR kuralları ile bizzat üreticinin bizzat üreticinin satış sonrası ürünün toplanması, geri dönüştürülmesi, yeniden kullanılması ve atık haline geldikten sonra çevreye zarar vermeden imhası sürecinden sorumlu olması amaçlanmaktadır. 1 Ocak 2025 yılında tekstil atıklarının ayrı çöplerde toplanması zorunluluğu da dikkate alınarak pek çok AB ülkesi tarafından da EPR mevzuatları hazırlanmaktadır.
Bu kapsamda, AB ülkelerine EPR kapsamı ürün üreten, ithal eden tüm üreticilerin ilgili ülkeden EPR numarası temin etmesi gerekmekte olup, halihazırda her ülkenin kendi EPR numarası bulunmaktadır. Üreticilerin, piyasaya sürdükleri ürün miktarı ile orantılı olarak EPR ücreti ödemektedir.
Avrupa Komisyonu, 2023 yılında planladığı Atık Çerçevesi Direktifinin bir parçası olarak, üye ülkelerde geliştirilmiş veya geliştirilmekte olan EPR uygulamalarını tek çatı altında toplamayı amaçlamaktadır. Uygulama kapsamında, döngüsel özelliği fazla olan ürünler için daha düşük EPR ücreti tahsis edilmesi, böylelikle döngüsel prensiplere uygun ürün üretilmesi de teşvik edilecektir. EPR tahsisatlarından oluşan bütçe ise atık önleme uygulamaları ve geri dönüşüme hazırlama gibi amaçlar için kullanılacaktır.
 
Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil için Zemin Hazırlayıcı Politikalar

1.Geleceğin Tekstil Ekosistemi için Dönüşüm Yolu Platformu (Transition Pathway)
Yeni AB Sanayi Stratejisi, AB’deki sanayi ekosisteminin çevresel dönüşüme karşı direncinin artırılması, yeşil ve dijital dönüşümünün hızlanması ihtiyacının ortaya koymuş olup, bu kapsamda Komisyon tarafından sanayi ekosistemlerinin dönüşümünü kolaylaştırmak için tüm paydaşların katılım sağladığı işbirliği platformları kurmaktadır.
Tekstil ekosistemi geçiş platformunun 2022 yılının ikinci çeyreğinde kurulması öngörülmekte olup, tekstil sektörünün yeşil ve dijital ikiz dönüşümünün sağlanması, sektörde döngüsel iş modellerinin geliştirilmesi, sürdürülebilir rekabetçiliğin artırılması ve ilgili yatırımlara zemin hazırlanmasına yönelik işbirliği çalışmaları yürütülmesi amaçlanmaktadır.

2. Fazla üretim ve fazla tüketime yol açan Fast Fashion trendinin son ermesi
Yeni Eko-Tasarım Direktifi ve genişletilmiş üretici sorumluluğu kuralları ile daha sürdürülebilir ve uzun ömürlü ürünler üretilmesi ve fast-fashion trendinin değişmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, Avrupa Komisyonu markaları yıllık koleksiyon sayılarını azaltmaya davet etmiştir. Bu noktada tüketim alışkanlıklarının değişmesi önem arz etmekte olup, firmaların döngüsel iş modellerini benimseyerek, ürünü hizmet olarak sunma, kiralama, ikinci el ve tamirat hizmetlerini geliştirmesi gerekmektedir.
Bu noktada, ikinci el sektöründe aktif olan sosyal girişimlerin desteklenmesi önem arz etmektedir. Avrupa Komisyonu ayrıca, DTÖ kurallarını ihlal etmeden üye ülkeleri ikinci el ve tamirat sektörlerine avantajlı vergi rejimleri uygulamaya davet etmiştir.
Bu kapsamda, #ReFashionNow mottosu ile tüketim ve üretim eğilimlerinin değişmesi, kalite, dayanıklılık, tamirat ve yeniden kullanım prensiplerinin ön plana çıkarılması amaçlanmaktadır.

3. Adil Rekabet Koşulları Sağlanması
Tedarik zincirlerinin karmaşıklaşması, e-ticaret ile AB dışından satın alınan ürünlerin çoğalması nedeniyle, piyasa gözetim ve denetim koşullarının tüketicinin sürdürülebilirlik yönünde korunması amacıyla gözden geçirilmesini gerektirmektedir.
Bu kapsamda, son dönemde geliştirilen AB Ürün Uyum Ağı-EU Product Compliance Network ile öncelikli alanlarda AB ülkelerindeki yetkili otoriteler arasındaki iletişimin kuvvetlendirilmesi, piyasa gözetimine yönelik dijital enstrümanlar geliştirilmesi, bazı ürünlerin kontrol sıklığına ilişkin ortak kurallar belirlenmesi amaçlanmaktadır.

4. Araştırma, inovasyon ve yatırımın desteklenmesi

  • New European Bauhaus inisiyatifi ile tekstil dahil pek çok sektörde sürdürülebilir yaşam tarzları oluşturulması amaçlanmaktadır.
  • #ReFashionNow inisiyatifi ile sürdürülebilirliğe yönelik moda projeleri desteklenecektir.
  • Made in Europe Partnership dijital, rekabetçi, yeşil, sosyal olarak sürdürülebilir üretiminin desteklenmesi amaçlanmakta olup, sanayici, kamu sektörü, STKlar, üniversiteler arasında kurulan stratejik ortaklık ile AB sanayinin söz konusu hedefler doğrultusunda gelişmesini sağlamaya yönelik strateji ve politikaların belirlenmesi hedeflenmektedir.
  • Circular Bio-based Europe Joint Undertaking ile tekstil sanayinin fosil yakıt bazlı sentetik liflere bağımlılığının azaltılması ve sürdürülebilir yeni tekstil lifleri geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
  • European Partnership Process4Planet tekstil sanayi dahil olmak üzere AB işleme sanayinin karbonsuzlaştırılması ve döngüselleşmesi için gerekli yenilikçi girişimleri sağlar. Yerel girişimler öncelik verilecek olan programda, “Hubs for Circularity” girişimi ile yerel kamu otoriteleri, işleme sanayi ve diğer özel sektör aktörlerinin döngüsel kaynak kullanımını maksimize ederken çevreye olumsuz etkinin minimize edileceği, döngüsel iş modelleri geliştirmesi amaçlanmaktadır.

Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü (EIT) ve Ufuk Avrupa kapsamında bulunan fonlar ile döngüselliğe ve dijitalizasyona yönelik projeler desteklenmektedir. Buna ek olarak, LIFE Programı altında döngüsel moda iş modelleri oluşturulması amacıyla teknolojik inovasyona yönelik projeler desteklenecektir. Benzer şekilde, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu projelerinden de faydalanmak mümkün olacaktır.

Komisyon tarafından tekstil firmaları Avrupa Yeşil Mutabakat Verialanı ve İmalat Verialanı gibi inisiyatiflere katılım sağlamaya teşvik ederek, firmalar arasındaki veri paylaşımını kolaylaştıracaktır. Avrupa Digital İnovasyon Merkezleri Ağı ile firmalaın dijital altyapılarının geliştirilmesine yönelik destek sağlanacaktır.

Üye ülkeler ayrıca, pandemi sonrası geliştirilmiş olan Kurtarma ve Dirençlilik Mekanizması kapsamında, araştırma, inovasyon ve yatırımlara yönelik fonlardan faydalanabilecektir. Bu noktada, yatırımların doğru alanlara yönlendirilmesi amacıyla, Avrupa Komisyonu tarafından Taksonomi Tüzüğü kapsamında, hazır giyim üretiminde kirlilik etkenini de dikkate alarak döngüsel ekonomiye ciddi katkının belirlenmesine yönelik teknik tarama kriteri belirlenmesi öngörülmektedir.

5. Yeşil ve Dijital Dönüşüm için Nitelikli İşgücü Yetiştirilmesi
Tekstil sektörü yeşil ve dijital dönüşüm için eko-dizayn, lif gelişimi, yenilikçi tekstil üretimi, tamir ve yeniden kullanım alanları için nitelikli işgücüne ihtiyaç duymaktadır. AB bu alanda halihazırda yaşanan açığın giderilmesi amacıyla EU Pact for Skills inisiyatifi altında, tekstil ekosisteminde dijital yeteneklerin yanı sıra ürünün yaşam döngüsü ve değer zinciri analizinin yapılması gibi yeteneklerin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

New European Skills Agenda, Digital Compass 2030 gibi inisiyatiflerle ise sanayi, kamu otoriteleri ve eğitim sağlayıcılar arasında işbirliği tesis edilmesi amaçlanırken, kadınların yönetim posizyonlarına yükselmesi, 10.000 KOBİ’nin dijitalizasyon çabalarının desteklenmesi gibi çeşitli performans kriterleri belirlenmiştir.

6.Küresel düzeyde sürdürülebilir tekstil değer zincirleri tesis edilmesi
Avrupa Birliği, G7 ve G20 gibi platformlara ek olarak, Global Alliance for Circular Economy and Resource Efficiency (GACERE) ve Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi kapsamında sürdürülebilir ve döngüselliğe yönelik küresel düzeyde çalışmalara katkı sağlamaktadır.

-Çevresel ve sosyal adalete yönelik durum tespiti (due diligence)
Avrupa Birliği 2019 yılında 80 milyar Euro ile en çok hazır giyim ithalatı yapan ülke olmuştur. Bu kapsamda, AB’de tüketilen tekstil ve hazır giyim ürünlerinin çevresel ve sosyal adalete uygun yeşil ve adil değer zincirlerinde üretilmesi amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda, ithalat yapılan üçüncü ülkelerde çocuk işçi çalıştırılmaması, adil maaş dağılımı, işçi güvenliği gibi uluslararası iş standartlarına uyum sağlanması ve ağırlıklı olarak kadın olan tekstil işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi konuların denetlenmesi öngörülmektedir. Bu kapsamda geliştirilen, Corporate Sustainability Due Diligence Direktifi taslağı kapsamında, belirli bir büyüklüğe sahip markaların küresel tedarik zincirlerinde yer alan üretim tesislerinin çevresel ve sosyal haklara riayet ettiğini denetim altına alması hedeflenmektedir.

- Tekstil atığı ihracatı yönetimi
AB dışına tekstil atığı ihracatı 2020 yılında 1,4 milyon ton ile rekor düzeye ulaşmış olup, atık ihracatına ilişkin yeni mevzuat önerisi kapsamında, OECD üyesi olmayan ülkelere atık ihracatına ancak söz konusu ülkenin anılan atığı ithal etmek istediğine ve sürdürülebilir şekilde yönetebileceğine ilişkin Avrupa Komisyonuna yapacağı bildirim sonrası izin verilecektir. Mevzuat kapsamında ayrıca, ikinci el ürün ile atık kategorisinin doğru yapılmasına ilişkin kriterler geliştirilecektir.
Avrupa Komisyonu ayrıca, küresel düzeyde atık yönetiminin izlenebilirliğinin ve şeffaflığın sağlanması amacıyla üçüncü ülkelerle işbirlikleri tesis edecek, mevcut Serbest Ticaret Anlaşmalarının sürdürülebilir kalkınma başlıklarına bu yönde hükümler ekleyecektir.