AB Yeşil Aklamanın Önlenmesine İlişkin Mevzuat

Malumları olduğu üzere, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında, Avrupa Komisyonu tarafından 30 Mart 2022 tarihinde açıklanan Sürdürülebilir Ürün İnisiyatifi kapsamında, sürdürülebilir ve döngüsel ürünlere ilişkin AB düzeyinde ortak kurallar getirilmesi amaçlanırken, ürün içeriğine ilişkin doğru bilgilerin tüketiciye sağlanması ve yeşil aklamanın (green washing) önlenmesi amaçlanmıştır.

Bu çerçevede, Komisyon tarafından  Yeşil Dönüşümde Tüketicinin Güçlenmesine Yönelik Bir Direktif taslağı açıklanmış olup, taslak kapsamında tüketicilerin satın alacakları ürünün çevresel ayak izine, dayanıklılığına, tamir edilebilirliğine, geri dönüştürülebilirliğine ilişkin yeterince bilgilendirilmeleri ve Tüketici Hakları Direktifi ile Haksız Rekabet Direktifinin revize edilmesi teklif edilmiştir.

Öte yandan, Avrupa Komisyonu tarafından 2020 yılında yapılan bir çalışmaya göre, AB pazarında bulunan ürünlerde bulunan çevresel iddiaların %53,3’ünün belirsiz, dayanaksız ve yanlış yönlendirici olduğu tespit edilmiştir. Gönüllülük esasında ürünlere koyulan çevresel iddialara ilişkin AB düzeyinde kural bulunmaması yeşil aklamaya (green washing) sebep olarak, tüketicileri yanıltmakta ve gerçekten sürdürülebilir ürünler açısından dezavantaj doğurmaktadır.

Bu kapsamda, çevresel iddiaların ispatlanmasına ve beyanına ilişkin olarak Avrupa Komisyonu tarafından 22 Mart 2023 tarihinde Yeşil Beyanlar Direktifi Taslağı (Directive on Substantiation and Communication of Explicit Environmental Claims- Green Claims Directive) yayımlanmıştır.

Bu çerçevede, taslak kapsamında eko-etiket, organik gıda gibi AB mevzuatı ile düzenlenenler haricinde düzenlenmeyen alanlarda yer alan gönüllü iddiaların ispatlanması ve tebliğine yönelik asgari gereklilikler getirilmekte olup, iddiaların ‘Geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş tişört’, ‘%30’u geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş ambalaj’ gibi daha spesifik olarak ifade edilmesi gerekecektir.

Yeşil iddiaların ispatlanabilmesine ilişkin gereklilikler aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:

  • Bilimsel ve teknik bilgiye dayanması,
  • Ürüne dair iddianın yaşam döngüsü analizi kapsamında ürün performansına ve diğer alanlara etkilerinin gösterilmesi,
  • Performansa olan etkilerin değerlendirilmesi amacıyla farklı açılardan değerlendirme yapılması,
  • İddianın ürünün tamamı için mi bir bölümü için mi geçerli olduğunun belirtilmesi,
  • İddianın bir mevzuatın zorunlu gerekliliği olmadığının gösterilmesi,
  • Ürünün diğer ürünlere göre çevresel olarak daha iyi olduğunun kanıtlanması,
  • Bir alanda yapılan iyileştirmenin diğer alanda ciddi derecede bir kötüleşmeye yol açmadığının gösterilmesi,
  • Sera gazı emisyonlarındaki azalmanın şeffaf bir şekilde raporlanması
  • Doğru birincil ve ikincil bilgiye dayanması
Yeşil iddiaların tebliğine ilişkin gereklilikler aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:
  • Sadece iddiayı içeren çevresel etkiye ilişkin tebliğ yapılarak, geniş kapsamlı tebliğlerden kaçınılması,
  • Gerekli durumlarda tüketicilerin ürün kullanımı ile nasıl bir çevresel fayda oluşturduğunun açıklanması,
  • İddiaya ilişkin tüm doğrulayıcı belgelerin sağlanması
Halihazırda 230 farklı çevresel etiket olduğu göz önüne alınarak, tüketici açısından kafa karışıklığının önlenmesi amacıyla fazla etiket çeşidinin önüne geçilecek, AB düzeyinde belirlenenler hariç ulusal düzeyde yeni etiketleme getirilmesi yasaklanacak, yeni getirilecek özel etiketler ise ancak mevcut etiketlerin gerekli ihtiyacı karşılamadığının ispatlanması ile ön-onay sürecinden geçmeleri durumunda kullanılabilecektir.

Ayrıca, Komisyon tarafından açıklanan Ürünlerin Tamirine İlişkin Ortak Kurallar Direktifi taslağı ile elektrik süpürgeleri, tablet ve akıllı telefonlar gibi ürünlerin yasal garanti kapsamında daha maliyetli olmadığı sürece yenilenmek yerine tamir edilmesi zorunlu hale gelirken, garanti süresi geçtikten sonra tüketicilerin ucuz ve kolay tamir imkanlarına ulaşmalarını sağlayacak kurallar önerilmiştir. Bu çerçevede:
  • Ürünlerini tamir etmek isteyen üreticilerin kolaylıkla ilgiliye ulaşmalarının sağlanması, üreticilerin sürdürülebilir iş modelleri geliştirmeye teşvik edilmesi,
  • Tüketicilerin kendi tamir etmeleri gereken ürünlere ilişkin önceden bilgilendirilmeleri,
  • Çevrimiçi tamir platformu ile tüketiciler ve tamircilerin eşleşmesinin sağlanması,
  • Tüketicilerin tamir koşullarına ve fiyatların ilişkin karşılaştırma yapabilmesi için Avrupa Tamir Bilgi Formu kurulması,
  • Tamir hizmetleri için AB kalite standardı belirlenmesi gibi öneriler getirilmiştir.
Diğer taraftan, ülkemizde de reklam verenler, reklam ajansları, mecra kuruluşları tarafından gerçekleştirilen ticari reklam ve ticari uygulamalarda yer verilen çevreye ilişkin beyan ve görsellerin ilgili mevzuata uyumlu olmaları konusunda reklamcılık ile ilgili tüm kişi, kurum ve kuruluşlara yol göstermek amacıyla, Bakanlığımız Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından Reklam Kurulu faaliyetleri doğrultusunda çevresel beyanlarla ilgili yürütülen çalışmalar kapsamında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanan “Çevreye İlişkin Beyanlar İçeren Reklamlar Hakkında Kılavuz” 13.12.2022 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu bağlantıdan erişilebilmektedir.